Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2390.91
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Mart 2017

Diyarbakır'ı nasıl bilirsin?

2015 yılının kavgasız, ölümsüz ve şehit haberlerinin gelmediği bahar aylarıydı. İnsani, ahlaki ve hukukçu kişiliğiyle adeta devletin bölgedeki güler yüzü, babacan yönü olan kıymetli dostum Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcımız Ramazan SOLMAZ beyin makamındaydım. Her zamanki gibi kapısı da gönlü de gelen her vatandaşa açıktı. Sohbet esnasında Mersin'den gelen bir misafiri söze girerek: "Sayın Başsavcım Diyarbakır'da dışarıya çıkıp, korkmadan bir lokantada rahat rahat yemeğinizi yiyebiliyor musunuz?" diye sorunca biran durakladık ve dayanamayıp araya girdim: "Olur mu efendim, öyle rahat rahat yemek yeme var mı? Önce dışarı çıkıyoruz, sonra sağımıza, solumuza, önümüze ve arkamıza bakıp bir tehlike görmeyince ondan sonra ancak lokantaya koşar adımlarla girebiliyoruz ve yemeğimizi yiyebiliyoruz." diyerek kinayeli bir cevap vermek durumunda kaldım. Her ne kadar sonrasında bizim de aynen Antalya'dakiler gibi lokantaya rahat rahat gidebildiğimizi izah etsem de.

UYDURMALAR İŞLENE İŞLENE İNANCA DEVŞİRİLMİŞ.

Maalesef en huzurlu ve sakin dönemlerimizde dahi bakış böyleymiş veya bu hale getirilmişiz. İşte bir kısım yazılı ve görsel basın, kasıtlı ve kötü niyetli bir şekilde uydurmaları algılara, işleye işleye algıları da kanaatlere, kanaatleri de yanlış inançlara devşirince bölgeye bakış bu hale geliyor ve bunu da değiştirebilene aşk olsun. Sanki Diyarbakır'da uçaktan iner inmez insanlar derhal yerden birer taş alıp, birbirini taşlamaya başlıyor gibi. Halen dahi Diyarbakır'ı ömründe görmemiş, tarihi ve manevi güzellikleri ziyaret etmemiş, dedelerinin-babalarının askerlik anılarından duyduklarıyla yetinen milyonlarca kardeşimiz var. Doğrudur Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu, yıllarca süren bir kirli savaşa, teröre, acıya ve nesiller boyu unutulmayacak karşılıklı ölümcül hikayelere ve hatıralara sahne oldu. Ancak şu husus bir gerçek ki terör ve şiddet sadece Doğu'nun sorunu olmadı. İstanbul'da, Kayseri'de, Antalya'da, İzmir'de bombalar patlamıyor mu? Paris'te, Londra'da, Avrupa'nın göbeğinde terör saldırıları olmuyor mu?

HZ.SÜLEYMAN'I KAÇIMIZ ZİYARET ETTİK?

Allah aşkına varlığı bilimsel çalışmalarla tescillenmiş 7 peygamber kabrinin, 3 peygamber makamının, 541 sahabenin Diyarbakır'da bulunduğunu, Mekke ve Medine'den sonra en fazla peygamber ve sahabenin Diyarbakır'da yattığını kaçımız biliyoruz? Allah dostu Mevlana Hazretlerini milyonlar bilir, ziyaret eder ve her yıl anma törenleri yapılırken, aynı milyonların çoğu, Allah'ın peygamberlerinin Diyarbakır'daki varlığından habersiz. İslam aleminin 5. Haremi Şerifi olarak bilinen Ulu Camii, büyük İslam Kumandanı Hz. Halid Bin Velid'in oğlu Hz. Süleyman'la yan yana Diyarbakır'ın fethinde şehit düşen 27 sahabenin yattığı Hz. Süleyman Camii'sini kaçımız ziyaret ettik. Dünyanın en eski köyünün Çayönü tepesinde bulunduğunu; 5.5 Km uzunluğuyla, 7-8 metre yüksekliğiyle, 16 kalesi, 5 çıkış kapısıyla Çin Seddi'nden sonra dünyanın en büyük surunun Diyarbakır Surları olduğunu, dünyanın en geniş taş kemer köprüsünün Diyarbakır'daki Malabadi Köprüsü olduğunu kaçımız biliyoruz.

DİYARBAKIR HEPİMİZİN, BUYRUN GELİN KARDEŞLERİM

Kanuni Sultan Süleyman Han'ın 1549 yılının kış aylarında Halep'ten dönerken hastalandığını, hekimlerin tavsiyesiyle Diyarbakır'ın Karacadağ Bölgesindeki meşhur Hamravat suyundan içtikten sonra, şifa bulduğunu ve o meşhur "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." sözlerini Diyarbakır'da söylediğini kaçımız biliyoruz? Ahmet Arif'iyle, Cahit Sıtkı'sıyla, Ziya Gökalp'ıyla, Ali Emiri'siyle, Sezai Karakoç'uyla; delilosu, halayı, çaçanı ve çepik oyunlarıyla; kaburga dolması, içli köftesi, saç tavası, ekmekli paçası, ciğeri, burma kadayıfı, karpuzu ve Lice domatesiyle yani acısıyla, tatlısıyla, Diyarbakır hepimizin, tüm Türkiye'nin. Buyurun Diyarbakır'a gelin kardeşlerim. Kardeşçe, sımsıkı sarılalım birbirimize, safları sıklaştıralım, aramıza şer, musibet ve fitne ateşi giremesin artıku2026