Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2404.28
BIST 100
10241.16
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Ağustos 2013

Doğumunun 100. Yılında Karahan Hoca

Edebiyat ve ilim dünyamızın unutulmaz isimlerinden Prof. Dr. Abdülkadir Karahan'ın doğumunun 100. yılı doldu. Allah, her ölümlüye yüz yaşındayken bile anılmak ve her hatırlamayı nasip etsin dedikten sonra 28 Temmuz 2013 saat 17.00 de Zincirlikuyu Asru00ee mezarlığında doğumunun 100. yılını kutlamak için değil, ölümünün 13. Yılı münasebetiyle anmak için toplanmış bulunuyoruz.
Mübarek Ramazan ayı münasebetiyle gerek iftar programları gerekse hayır hasenat çalışmaları nedeniyle Karahan Hoca'nın mezarı başında bulunamayan pek çok dost akraba ve öğrencilerinin başında Mehmet Nuri Yardım Hocamız, Beyazıt kitap fuarında programından dolayı gelememişti. Aynı zamanda Nevzat Yalçıntaş Hocamızın da il dışında gelen bir heyetin iftarda ağırlanması münasebetiyle katılamadıklarını bir vesileyle öğrendik.
İstanbul Edebiyat Fakültesi gibi Türkiye'de alanında ilklerin başında gelen Ahmet Hamdi Tanpınar, Ali Nihat Tarlan, Ali Alpaslan gibi çok değerli hocalarımızın da ölüm yıl dönümlerinde anılmalarını o fakülteden mezun biri olarak arzu etmekteyim. Ama bu hocalar, ne hikmetse ismen bilinirler, kimse mezarı başında bir anma programı yapmamıştır.
Süreyya Karahan hanımefendi gibi özel birinin, özel yaşamında zor bir insan olan Prof. Abdülkadir Karahan'ın yanında olması ve Doç. Dr. Zeynep Karahan Hocamız gibi hayırlı ve başarılı bir evlat oluşu, memleketi Urfa'ya bağlılığı, bizlere rol-model bir insan oluşu, nedeniyle Karahan Hoca her yıl, dualarla anılıyor. Adına hatimler indiriliyor.
Karahan Hoca için mezarı başında okunan Kuran-ı Kerim tilavetinden sonra ailesi, dostlarını, öğrencileri ve meslektaşlarına birer konuşma yapmaları için mikrofonu uzatmıştım. Zamanı iyi kullanmak adına ilk sözü İstanbul şehr-i emini sayın Dr. Kadir Topbaş'a vermiştim. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanımız Dr. Kadir Topbaş yetmişli yıllarda Karahan Hocanın Yüksek İslam Enstitüsünden (Marmara İlahiyat) öğrencisiydi.
Başkan Topbaş; yetişmiş İnsan gücüne vurgu yaparak bilim adamlarının bir ışık olduğunu ve insanlığı aydınlattığını anımsatan sözlerinin ardından "Karahan Hoca gibi güzel insanların sayılarının artması gerekir. O, eserleriyle ve bıraktıkları izleriyle aramızda yaşamaktadır" diye konuşmuştu
Ailesi adına Şanlıurfa Milletvekili Doç. Dr. Zeynep Karahan Uslu Hocamıza mikrofonu uzatmıştım. Kıymetli vekilemizin herkesi duygulandıran bir konuşması vardı ki hazirun adeta bir baba ile evladının sohbetlerine kulak misafiri oluvermişti.
Zeynep Hocamız sözleri arasında şu cümleleri dikkatle seçmiş, notlarıma yazmıştım.
"Gün geldi adı ölüm listelerinde yazıldı, gün geldi Üniversitelerde boykotların yapıldığı günlerde tek bir Üniversitede tek bir amfide, amfiyi basan gençlere de unutulmayacak hayat dersi vererek ders yapmaya devam eden tek hoca olarak tedrisatına devam etti.
Yalnız başına kaldığı oldu mu, pek çok, ama adanmış hayatların hepsinde olduğu gibi, bu ülkede sözde değil özde aydın olmanın tek kişilik çilesini o da hiç yüksünmeden sırtladı.
Klasik Türk Edebiyatı sahasının uluslararası platformda en seçkin isimleri arasında yer aldı, ülkenin ilk Hadis Profesörü olarak farklı dallarda entelektüel dehasını ortaya koydu ama her darbede, hatta emekliyken bile işine son verildi, karşılaştığı takibat ve soruşturmaların hepsinden aklanarak çıktı ve onları bir gurur madalyası olarak taşıdı. Meydanlarda, konferanslarda bir sözüyle binlerce kişinin gülümsemesi ya da gözyaşlarına boğulması bir an meselesiydi. Çünkü o sadece bir Hatip değil sözleriyle dinleyenlerine inancı ve imanı da aktaran bir dava adamıydı.
Karahan Hoca, çok sevdiği memleketi, kadim medeniyetlerin mirasçısı Urfa'nın, Urfa'lının ve Güneydoğu'nun bir öz sesi oldu. Bir ömür boyu yolu İstanbul'a düşen her Urfa'lının değişmez uğrak yeri oldu Fakültesi'ndeki odası ve evinin sofraları.. Pek çok yıllar boyunca acılarla, yokluklar ve haksızlıklarla, inkar ve ret politikalarıyla kitlenen Güneydoğu'nun dönüşeceğine, kendi bağrından kendisi gibi nice değerlerin yetişeceğine dair inancını da, gayretini de, katkısını da hiç esirgemedi. Ve hamd olsun bir zamanlar onun bir şiirinde yer alan dizelerinde olduğu gibi bugün
Gün ufukta belirdi, sular parlıyor bakın
Şimdi Dicle ruhuma parmaklarımdan yakın
Misali artık bu ülkenin tüm çocukları adına, ortak geleceğimiz adına biliyoruz ki, barış daha yakın Ama Kürtçe bir atasözü var Keçke be-bav çiyaye be-av "Babasız kız susuz dağ gibidir". Ve bunca seneden sonra hala böyle hissediyorum. Ve ümmete ve ülkesine adanmış bir alimi, sevgili babamı bugün burda olan ve olamayan tüm yakınları, akrabaları, öğrencileri ve sevenleri ile birlikte yad ederek eserleri ve fikirleriyle ülkesine halen katkı vermeye devam eden bu büyük alimi ayların en mübareği olan bu Ramazan ayında Efendimizin 'Muhakkak alimler Peygamberlerin varisleridir' Hadis-i Şerif-i ile anıyor, ruhu şad mekanın nurla dolsun."
Öğrencileri adına bir konuşma yapan Prof. Dr. M. Nur Doğan Hocamız, Karahan Hocayı anlatırken Kuran-ı Kerimden okuduğu bir ayete atıfta bulundu. Mealen "kendilerine ilim geldikten sonra ihtiras edenler, sadece ihtirasları sebebiyle ihtilaf ediyorlar." Nedir bu olay. Hocamız açıklıyor "İlim adamları tahsil ettikleri için birleştirici bir rol almaları gerekirken mezhep ihtirası, ırk ihtirası, kabile ve kavim ihtirasları yüzünden İslam toplumunun bölünmesi, parçalanması söz konusu olmuştur. Günümüzde ilmi temsil etmeyen efsaneleşmiş kişiler, efendiler, abiler her birisi bir parçayı temsil edemediklerinden sürekli biri diğerini tekfirlikle suçluyordu. İşte Abdülkadir Karahan bir Müslüman olarak ne mezhep, ne kabile ne de kavim derdi yaşadı. Onun derdi İslam ve Müslümanlıktı ve her yerde İslamiyet'i korkmadan savundu." Demişti.
Karahan Hoca Hayatta olduğu sürece birçok defalar Urfalı Şair Yusuf Nabi'nin kabri başında anılmasını sağlamıştı. İstiklal Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif Ersoy'un vefatında düzenlenen törende, kabri başında Milli Türk Talebe Birliği adına konuşmayı kendisi yapmıştı.
Ez-cümle Karahan Hoca'nın bütün bu hatıraları ışığında Urfa'da kurulu kütüphanesi ve müzesi onu sevenlerce tahattür ediliyor. Kütüphaneyi ve Müzeyi gezenler Karahan Hoca kimdir dediğinde onun asil duruşu cevap vermektedir.
Karahan Hocayı anmaya beraber gittiğimiz M.Emin Karahan, Dr. Mahmut Kaya ve Cuma Ağaç hocalarımızı selamlıyorum. Yolda olana selam olsun.
Not: Halep'te Zaman yazımız ses getirdi. Uşak Üniversitesi İslamu00ee İlimler Fakültesi, Halep Üniversitesi İslam Felsefesi Öğretim Üyesi Dr. Abud beyi misafir öğretim üyesi alacaklarını bize bildirdiler.