Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Şubat 2020

Dostluk öyle her kalbe sığmaz...

İnsanın bir düşünce ve ruh dünyası var. Ne oluyorsa orada oluyor. Dış dünyaya verilen tepki, imaj ve mesaj orada pişirilip servis ediliyor. Ya karın ağrıtıyor ya da lezzetine doyum olmuyor.

Bir menfaat karşısında gerçeği eğip bükmeden ve eğilip bükülmeden doğru vereceğimiz tepki ruh dünyamızın tepkisidir. Ancak bazı insanların davranışları ile sözleri çelişiyorsa zihinlerinin çelişikliğindendir.

Size insanların kimlerle daha iyi anlaştığını sorsam?

Kesinlikle aynı tıynettekiler ve aynı düşüncedekiler diyeceksiniz, doğru.

Kültürümüzde kişi arkadaş ve dostlarıyla aynı kabul edilir. Bu insanın arkadaşına benzediğinin ispatıdır. Kafa, düşünce yapısı ve gönül dünyası ile akalı bir durum bu…

Hz. Peygamber (asm): "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin." Bir başka hadiste de şöyle buyurmuştur: “Kişi sevdiği ile beraberdir.” Yani kişi kendisini etkileyene benzer ve tabi olur. Zihni ve düşünsel yakınlık kalbi yakınlığı getiriyor diyebiliriz.

Buradan dost kimdir diye sorsam?

İçimizi, ruh ve zihin dünyamızı açtığımız ve gönül verdiğimiz kimseye dost deriz…

Öyle ki; sıkıştığımızda bizi dost anlar ve biz de ondan anlaşılırız. Dağıldığımızda toplayan, birleştirendir. Düğümlendiğimizde çözümü dosttan buluruz…

Dost söze başlayınca rahatlatır, kendi evimizde olma duygusu verir insana. Sözlerimiz karşılık bulur kalbinde dostlarımızın…

Zor zamanlarımızda yaslandığımız bir dağımızın olduğunu biliriz.

Bu yüzden “yol arkadaşlığı” önemlidir.

Yol arkadaşlığında birlikte katlandığımız çile var. Sırt sırta verdiğimiz mücadele vardır. Aynı kaba birlikte kaşık sallamak var. Önce sen doy kardeşliği vardır. Dostların hayat hikâyeleri de aynıdır desem hiç abartmış olmam. “Kaderleri bir yazılmış” denir ya dost budur işte...

Sözleri “İlaç gibi geldi” deriz ya, aynen böyle. Kastedilen afili laflar değil tabi. İçtenlik, sevgi ve muhabbetin zirvesine çıkmak var. Güzel söz kalbe iyi gelir, direk kalbi etkiler, iyileştirir. Kalbe girme gibi bir gücü var dostluğun...

Dostluk, gösterişten arınmış dil ve ortak ruhtur. Aynı şeyleri hissetmektir…

Ah!

Gerçek dostlukları yitirdiğimizden beri geyik muhabbetleri çoğaldı. Tadı tuzu kalmadı hiçbir şeyin. Boşluğa düştük gibi!

Çoğu insan kalbin ve dilin istikametini kaybetmiş gibi yaşıyor...

İlişkilerde, söz ve davranışlarda haksızlığın kalbe yükü artıyor. Ne çok boş ve ne çok ağır söz var karşılığı olmayan. Bir kayıp bir kaymadır yaşanıyor değerlerimizden. Her an uçurumun kenarına yaklaşmış gibi bir hisle yaşıyoruz…

Oysa Hz. Peygamber (asm): “Kulun kalbi istikamet üzere olmadan, imanı istikamet üzere olmaz; dili istikamet üzere olmadan da kalbi istikamet üzere olmaz. Şerlerinden komşusu emin olmayan kişi cennete giremez." buyuruyor.

Kalp ve dil doğru istikamet üzere olmayınca şer ve geçimsizlikler artıyor toplumda...

Aşık Veysel’e kulak verelim...

“Lokman hekim sara bilmez yaramı, dost eli değmezse çare mi olur?”

Ben çok şanslıyım…

Huzur ve mutluluk duyduğum, yüzümü ağartan, söz ve hayatlarından şifa bulduğum dostlarım var şükür...

Düşeceğim zaman bir dayanağa ihtiyacım olursa, dost derim.

Son söz; sizi kıran, yoran, yıpratan ve aldatan gerçek dost değildir. O tür insanlardan uzak durun derim.