Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2425.30
BIST 100
9944.51
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Aralık 2019

Dünyanın çivisi çıktı

Birleşmiş Milletler’e tahakküm eden beşli çetenin çözüm yerine sorun üreterek sömürü politikalarını sürdürme gayretleri dünyanın çivisini çıkarttı.

Dünya savaşları sonrasında oluşturulan mağlupları zaptu rapt altına alan projelerin artık işe yaramadığı dengenin sağlanması için zenginliğin eşit ve adil olarak dağıtılmasından başka yol almadığı ortada iken, sorunları üretenlerin kendilerini birer kurtarıcı olarak lanse etmeleri başka bir talihsizliğimiz.

Yüzyıllık, Anadolu’yu İslamsızlaştırma ve Türkleri bu coğrafyadan sürme girişimlerini, Türkiye, 2023 ve 2071 vizyon projeleriyle çöpe atacağını insanlığa deklere etti. Nükleer enerjiden, Kanal İstanbul’a kadar birçok projenin engellenmesi için başımıza gelmedik gaile kalmadı.

Savunma sanayiinde dışa bağımlılığını hızla azaltan Türkiye’nin enerjide de bağımsızlığının sembolü Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile enerji ithalatından enerji arzına başlayacağı günler çok uzak değil. Milli Savunma’da bağımsızlığımızın ilanı olan S -400 alımından sonra Akkuyu’nun binlerce kişinin istihdamı, 50 milyar dolarlık ekonomiye katkısını düşünecek olursak, Sinop ve İğne ada projelerinin de devreye girmesi ile nükleer enerji üretim ekonomisi önündeki en büyük engelini ortadan kaldırmış olacak.

Almanları çılgına çeviren İstanbul Havalimanı’ndan sonra İngilizleri çıldırtacak Kanal İstanbul Projesi’nin engellenebilmesi için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Chatham House’de direktifler verildi. Türkiye’yi erken seçim kaosuna sürükleyerek enerjisini boşa harcamak isteyen Sys Pikot ve Sevrin Planlayıcıları ÇED sürecinden, tarım alanlarına, içme suyu kaynaklarından, doğal varlıklara, iklim dengesinden oluşturulacak 8 milyon nüfuslu yeni yerleşim yerine kadar birçok alanda kamuoyunu etkileyecek itirazlarını İmamoğlu’nun eline verdiler. Akılları sıra İstanbul’u Kanal İstanbul referandumuna götürerek iktidarın 1923 vizyon projelerine sekte vuracaklar.

Suriye’de küresel kuşatmayı yaran Türkiye’nin, Akdeniz’de Libya ile attığı diplomasi atağı da Küresel çetenin işlerini bozmuş olacak ki, Macron’dan NATO zirvesini bile riske atacak açıklamalar gelmeye başladı. Aynı anda Suriye diktatörü Esed, Cenevre Anayasa görüşmeleri sürecini baltalamaya başladı.

NATO zirvesi öncesinde ABD dayatmalarına karşı Kara Avrupa’sının işbirliğini tescillemek üzere planlanan Başkan Erdoğan, Angela Merkel, Boris Johnson ve Emanuel Macron dörtlü zirvesi yeni bir kriz mi yoksa çözüm mü üreteceğini hep beraber göreceğiz.

PKK/PYD’yi terör örgütü olarak görmek istemeyen NATO’ya karşı Türkiye’nin Baltık devletleri ve Polonya savunması konusunda aldığı tavır Kara Avrupa’sını ABD’nin kucağına biraz daha itecektir. Eli sıkışan Almanya’nın yaşı yetmiş işi bitmiş olarak gösterilen NATO’nun harcamalarını ne ölçüde karşılayacağı ittifakın ayrı bir sorunu. Çin’in hızla güçlendiği, Rusya’nın etkisini artırdığı, ABD’nin de pervasızlaştığı bir dünyada insanlığın selameti için siber güvenlikten, terörizme kadar birçok konuda yeni yaklaşımlara ihtiyaç var. Türkiye, bölgenin liderliği rolünü özümseyerek, İslam coğrafyasının beklentileri doğrultusunda, dünyanın çivisini çıkartan beşli çeteye karşı, İslamofobi, küresel ekonomi ve açlık, kitle imha silahları, göç ve mülteciler, Filistin meselesi ve Kudüs’ün İsrail tarafından işgali gibi insanlığı utandıran sorunlara, aklı selim ile çözüm yolları üretmelidir. Çivisi çıkan dünyanın sorunlarını çözmek çiviye yeni bir çekiç darbesi vurmaktan çok, dünyayı yeni bir dengeye oturtmaktan geçiyor. Yeni dünya düzeni Türkiye ekseninde şekillenecektir. Vesselam…..