Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.64
Gram Altın
2395.67
BIST 100
10158.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Aralık 2023

​Durdurun bu vahşeti!

Ankara-Keçiören’deki bir çocukcağızın okul yolunda saldıran başıboş köpekler tarafından parçalanması konuyu gündemin ilk sıralarına çıkarttı.

Uzun süredir üzerinde durduğumuz bir vahşet…

Çok acı çok; yavrucağın acılı Babası gözyaşları ile “Tunahan’ım paramparça gitti, çocuğumun çoğu yerinde et kalmamış, yemişlerdi çocuğumu!” diyor.

Parçalanan yavrusunun hayvanlara harçlığından yemek alan bir çocuk olduğunu söylüyor, Dertli Baba.

Çocukcağız bir hayvansever, bütün aile fertleri de öyle.

Hepimiz böyleyiz; insan olanın masum hayvancıkları sevmemesi, onlara şefkat nazarıyla bakmaması mümkün mü?

Mesele, “Lobi” meselesi, hâlâ anlamadınız mı?

Bilirsiniz, Siyonistler, vahşetlerine karşı çıkan herkesi “antisemitist” damgasıyla baskı altına almaya çalışırlar…

“Başıboş köpek lobisi” de “güvenli sokaklar” talebini dile getiren herkesi “hayvan düşmanı” olarak damgalıyor.

“Lobi” diyorum…

Zira, bu meseleye aslını feslini bilmeden dalanlar olduğu gibi, milyarlarca dolarlık küresel “evcil hayvan pazarı”ndan istifade edenler de var…

Fonlananlar da var!..

Kim neyi niçin yapıyorsa yapıyor…

Burada, mesele, sokakların güvenli hale getirilmesi meselesidir…

Çözüm üretmek, başka Tunahan’cıklar parçalanmadan bu meseleyi halletmek, iktidarın görevidir.

Yeter artık!..

Bu çağda yaşadıklarımıza bak;

Okul yollarındaki çocuklarımız, yaşlılarımız parçalanıyor, başıboş köpeklerin saldırılarından kaçmak isterken araç altında kalan nice insanımız var.

Yanımızdaki bebek saldırıya uğrayacak diye yüreğimiz ağzımızda.

Torun gezdirmeye çıkarken, aklımızın bir kenarında saldırı endişesi!..

Sayın Cumhurbaşkanı, “Sokaklarımızı çocuklarımız, insanımız için güvenli hale getirmek vazifemiz” diyerek ilgililere talimat verdiğini açıklamıştı ama…

Yaşananlar ortada.

Hatırlayacaksınız;

Sokak köpekleri sorununun çözümü için “Avrupa yöntemlerinin” incelemeye alınacağı ve oradan faydalanılarak bir kanuni düzenleme hazırlanacağı söylenmişti.

Bizdeki “sokak köpekleri lobisi”nin en fazla atıf yaptığı 5199 Sayılı Kanun da Avrupa’dan aslında; “Evcil hayvanların korunmasına dair Avrupa Sözleşmesi” ile örtüşüyor.

Avrupa’dan farkımız, oralardaki sokaklar “köpek saldırıları” bakımından oldukça güvenli…

Buralardaki sokaklar değil.

Oralarda sokak güvenliği nasıl sağlanmış, bunu bakıp yol haritamızı belirleyeceğiz!..

Bu arada…

Allah Korusun, yeni Tunahanlar!..

Allah korusun!..

Ve herkes çok ama çok dikkatli olsun!

SADECE BAŞKANLAR DEĞİL!

Keçiören’deki acı olayın ardından Belediye Başkanı Turgut Altınok tarafından yapılan açıklamayı gördünüz mü?

Sayın Başkan,

“ORTAK sorumluluk” vurgusu yapıyor…

O açıklamadan birkaç satır:

“5199 sayılı yasa gereğince sokak hayvanlarının toplanması, kısırlaştırılması, aşılanması, küpelenmesi yapıldıktan sonra en geç 10 gün içinde alınan bölgeye yeniden bırakılması gerekmektedir.

Başıboş sokak hayvanları sorunu, sadece belediyelere ait bir konu olmayıp çok boyutlu takip gerektiren bir mesele olması sebebiyle birçok kurum ve kuruluşun eş zamanlı ve koordineli çalışmasını gerektirmektedir. Sorun büyüktür…”

Sayın Altınok, açıklamasında doğrudan isim, makam belirtmiyor ama, “sorumluluğun sadece belediyelere yıkılmasına” karşı çıkarak, ilgili herkesi göreve davet etmiş oluyor!

Yani, dedik ya…

Sorumlular kimlerse kimler…

Bizi ilgilendiren bu meselenin bir an evvel çözüme kavuşturulması…

Aksi takdirde, -Allah korusun- daha birçok yavrumuz başıboş köpekler tarafından parçalanacak!

BELEDİYE BAŞKANI İLE DERTLEŞME

Geçtiğimiz günlerde, Meclis Kulisi’nden geçerken bir şehrimizin Belediye Başkanı’na rastladım.

Ak Partili Başkan’ın şehrini vermiyorum, zira, kendisi bu bahiste isminin geçmemesini özellikle rica etti.

Sokak köpekleri meselesi, bu şehrimizde de büyük mesele.

“Neler yaptıklarını” sordum, bu büyük sıkıntıyı çözüme kavuşturmak için…

Hem sokakların güvenliğini sağlamak hem de sokak köpeklerini mağdur etmemek gibi iki görevi bir arada yerine getirmek mecburiyetinde olduklarını söyledi ve şöyle devam etti Başkan:

“Bu konuda biz belediye başkanları da çok zor durumdayız, fatura olduğu gibi bize çıkartılıyor. Sokaktaki vatandaş, bizim yolumuzu kesiyor ve haklı olarak hesap soruyor. Elbette hesap veririz, hesap vermek görevimiz ama kanun elimizi ayağımızı bağlıyor. 5199 Sayılı Kanun, bize hayvanlar saldırıyorsa, al, götür, rehabilite et, kısırlaştır ve en geç 10 gün sonra aldığın yere bırak diyor. Bunu yapmadığımız, hayvanları alıp, güzel güzel baktığımız takdirde, suçlu duruma düşüyoruz! Hayvanlarının bakımlarını sağlama noktasında bir sıkıntı yok, belediyemiz bu işin altından, hemşehrilerimizin desteği ile kalkar ama bakımevlerinde daimi bakım yapmamız kanunen mümkün değil!.. Bu kanunu kimler getirdiyse, onlarla konuşmak lâzım! Bu mesele, sadece belediye başkanlarının çözebileceği bir mesele değil. Ama vatandaşla her gün karşı karşıya olan biziz. Bu kanun varken, ne yapmamız gerektiği açık açık söylense de onu yapsak!”

Bir de “lobi” meselesi var.

Esas mesele!

Belediye Başkanı, sorum üzerine “Köpek lobisinin çok etkin olduğunu, ortalığı ayağa kaldırmak için bahane aradığını” da söyledi.

Yönetimler, bir feminizm lobisinden çok çekiniyor, bir de “hayvanseverlik” numarasıyla baskı uygulayan başıboş köpekler lobisinden!

Bu lobinin önde gelenlerinden bazılarının “Türkiye’de başıboş köpek sorunu yok, başıboş insan sorunu var!” diyecek kadar ileri gittiklerini gördük…

Başıboş köpekleri sinirlendirecek hal ve hareketlerden uzak durulmalıymış…

Başıboş köpekler yaklaşırken, saygılı davranmak, onlara hoş sözler söylemek, bunu yaparken gözlerinin içine bakmamak gerekiyormuş!

Sokaklar köpeklerinmiş!..

x

Kafayı yiyecez, iyi mi!