Dolar (USD)
32.35
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2385.51
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Kasım 2023

Ebedi karakışlardan kurtulmalı!

İnsan kış için hazırlık yapmaz mı? Kışlıkları çıkarıp, soğuğa, kar ve tipiye karşı tedbirler almaz mı? Biz kışlara hep tedbirsiz yakalanıyoruz ve şimdi hazırlığımız olmadan ömrümüzün en ağır kışını geçiriyoruz… Oysa diğer kışlar gibi bu kışın da ayak sesleri işitiliyordu; yer yer zulümlerle kendini ihsas ediyordu...

Hazırlıksız yakalandık karakışa; Gazze’de çocuk kolları, bacakları; başsız ayaksız gövdeler… Bombaların adresi; bebekler ve belki de hiç çikolata istememiş çocuklar, göndericisi ise insanlık katili terörist İsrail… Kim bilir kaç insan, anne – baba seslenişi duyamadan, evladının ses rengini tanımadan, kudurmuş İsrail’in öfkesinden yanmış, kavrulmuş, çocuklarını bir mendil ya da poşet içinde toprağa vermiştir… Kim bilir kaç bebek, gözlerini açamadan, anasının göksünden abıhayatı emmeden, iki milyar Müslüman’a; hazırlıksızlığınız batsın! Diyerek, cennete kanatlandı… Terörist İsrail savaş suçu işliyor, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni, hastane, okul, camii, kilise tanımıyor, tanımak istemiyor, yakıyor, yıkıyor, masum insanlara mezar ediyor…

Karakışa hazırlıksız yakalandık; vahdet bilincimizi kaybetmiş olarak ve İttihâd-ı İslâm yeşermeden, meyve vermeden… Bizim üzerimize buzdan hüzünler; Gazze’nin üzerine cehennem alevi taşıyan bombalar yağdı… Oysaki Kur’an ve Sünnet bize ihlâs ve uhuvvetle sağlamlaşmış siper ve kale vermişti… Terk ettik! Hem kendimiz, hem de mazlum Gazze karakışa yakalandı…

Karakışlara hazırlığımız olmalıydı; İslam kardeşliğimiz, birbirimize himmetimiz, sevdamız, sorumluluğumuz olmalıydı. Hilafet şunun hakkıydı, bunun hakkıydı kavgaları, koltuk- makam, mezhep kavgaları, meşrep ve meslek kavgaları yerine hep birlikte Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılsaydık, sadece onlarda ki hükümlerle amel edip, hoca ve molla görünümlü münafıklara kulağımızı ve kalbimizi kapayıp, 1400 senelik meselelerin hesap sorulma işini Allah’a bıraksaydık… Keşke daha fazla Kur’an okuyup, tefsiri olan hadislerle, İman Hakikatleriyle aydınlanıp, daha fazla tefekkür ve zikir ile aklı ve kalbi cilalasaydık, daha fazla, hatta ifrat derecesinde birbirimizi sevip, Müslüman kardeşimizin dertlerini dert edinseydik. İşte o zaman karakışa; alçak İsrail’in zulmüne maruz kalınmazdı. Hatta bu reçeteyi 150 yıl öncesinde ciddiyetle kullansaydık, o sapık Yahudiler; kendilerinden başka kimseye hayat hakkı tanımayan zalimler, Filistin topraklarında yer edinebilirler miydi? Ulu Hakan Abdülhamîd Hân’ı indirdiler, İslam Âlemini başsız koyarak, zulümlere terk ettiler…

Siyonist İsrail’in ve küresel alçakların oyununa gelmemek için, bir avuç hayâsız tarafından bombalarla soykırıma uğramamak için İslam Âlemi birlik olmalıdır! Büyük İsrail projesinin kursaklarda kalması için, her türlü karakışa ve başka musibetlere maruz kalmamak için, özellikle bebekler parçalanmasın diye İslam kardeşliğiyle tek nefes, tek beden olmalı ve iki milyar İslam dünyasına ihlâs ve uhuvveti libas etmeliyiz, tahkiki iman ile karakışlara hazırlıklı olmalıyız. Yoksa ebedi karakışlardan kurtulamayacağız, kopmuş kollarla, ayaklarla ensemize ensemize vuracaklar... Evet, ebedi karakışlardan, ancak gerçek ve samimi İslam kardeşliğiyle kurtulabiliriz. Allah, yardım etsin. İsrail’i de kahretsin…