Dolar (USD)
32.16
Euro (EUR)
34.90
Gram Altın
2475.07
BIST 100
10158.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Kasım 2012

Ebu Bekr Sıddık (ra) 6

Farklı bakış açıları, fıtri farklılıklar veya zaman, mekan ve şartların değişmesiyle aynı davayı paylaşan insanlar arasında bazı ihtilaflar olması doğal bir olgudur. Resulullah (sav) ın en yakın ashabı arasında -hatta Ebu00fb Bekir ile Ömer arasında- zaman zaman ihtilaflar, görüş ayrılıkları meydana gelmişse de ilk iki halife zamanında da görüldüğü gibi daima birliktelik devam ettirilmiştir. Anlaşmazlık gibi görünen hadiselerin birçoğunda huy ve karakter farklılığı rol oynuyordu. Mesela Ebu00fb Bekir (ra) yumuşak ve sakin davranırken, Ömer (ra) sertlik yanlısıydı. Ama her zaman birlikte hareket ettiler. Ebu00fb Bekir'in yönetiminde, Hz. Ali ve Zübeyr bin Avvam (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) Riddet savaşlarında, müşavere heyetinde yer almışlar ve namazlarda Ebu00fb Bekr (ra) ın arkasında namaz kılmışlardır. (İbni Kesir, el-Bidaye ve'n Nihaye, V, 249) Hz. Ali, (kv) Resulullah (sav) ın bir vasiyeti olsaydı ölünceye kadar onu yerine getireceğini söylemiş (Taberu00ee, a.g.e. IV, 236) ancak, Abdullah bin Abbas'ın Rasu00fblullah hastalandığı zaman ona gidip hilafet işini sormak istemesini geri çevirmiştir. Yani Hz. Ebu00fb Bekir'in halifeliğine karşı kimseden bir itiraz olmamıştır. Zaten tabii, fıtri, akli ve maslahata uygun olan da onun halifeliğidir. Hz. Peygamber ölmeden önce yazılı bir ahitname bırakmamış, ancak Hz. Ebu Bekir'in faziletine dair Mescitte konuşmuş, hasta yatağındayken onu ısrarla çağırtmış, Aişe (ra) annemizin itirazlarına rağmen onu kendi yerine imam tayin etmiştir.

Hz. Ebu00fb Bekir, kendisine Rasu00fblullah'ın mirasından pay almak için gelen Hz. Fatima'ya, "Rasu00fblullah'ın yaptığı hiçbir şeyi yapmaktan geri durmam" diyerek, Fatıma'nın peygamberin kızı olmasını dinin üstün tutulmasından daha önemsiz görmüş ve Rasu00fblullah'ın yanındayken ondan ne duymuş, ne görmüşse onu tatbik etmiştir (Taberu00ee, III, 220). Sonraları Hz. Ali'nin kendi hilafeti zamanında Fatima'ya -ki, Ebu00fb Bekir'e gidip miras isterken onu savunmuştu- mirastan hiçbir şey vermemesi de ashabın Rasu00fblullah'in sünnetine nasıl itaat ettiklerinin delilidir. (İbn Teymiye, Minhacu s-Sünne, III, 230) Hz. Ebu00fb Bekir "Rasu00fblullah'ın Halifesi" seçildikten sonra Mescitte yaptığı konuşmada, "Sizin en hayırlınız olmadığım halde bu görev bana geçti; görevimi hakkiyle yaparsam bana yardim ediniz, yanılırsam doğru yolu gösteriniz; Ben Allah ve Rasu00fblü'ne itaat ettiğim müddetçe siz de bana itaat ediniz, ben isyan edersem itaatiniz gerekmez..." demiştir. (Ibn Hisam, es-Sire, IV, 340-341; Taberu00ee, Tarih, III, 203)

Dersler ve ibretler:

u00b7 İhtilaf her devirde ve tüm Müslümanlar arasında olabilir. Önemli olan ihtilafı iftiraka dönüştürmemek ve hikmetle gerekeni yapmaktır.

u00b7 İhtilaf fıtri farklılıkların gereğidir ve tadında kalırsa rahmettir. İnsanların sadece fiziki yapıları değil, ruhi yapıları da farklı farklıdır. Allah (cc) Kur'an-ı Kerimde bu farklılıkları kendisin azametine delalet eden alametler olarak zikretmektedir. Farklılıklar birlik beraberliğe engel değil, hizmet zenginliğine vesile olarak daha çok beraberliğe vesile olmalı, iş ve güç birliğini takviye etmelidir.

u00b7 Peygamber kızı da olsa gerekli hukuk kurallarının uygulanması ve dolayısıyla gerçek manada hukuk devleti olmak İslam ile mümkündür. Nitekim hırsızlık yapan eşraftan birinin kızına had cezasının uygulanmaması için şefaat etmeye kalkan Usame bin Zeyd'i azarlayarak; "Allah (cc) a kasem olsun ki, hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa elini kestiririm." Şeklindeki tarihi cevabı vermiştir.

u00b7 Ali (ra) ve Şia tarafından onun taraftarları olarak kabul edilen Ashabı kiram (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) Ebu Bekr Sıddık (ra) a bey'at etmediler iddiaları uydurma olup aslı yoktur. Ali (ra) bey 'atinin gecikmesinin makul gerekçeleri vardır. Ancak şöyle veya böyle şia'nın bu vb. nice konularda aslı astarı olmayan nice iftiraları vardır. Bu meşum iddiaların hepsi merduttur. Özellikle bu vb. konularda Şia'nın kasıtlı ve ümmet içinde fitne çıkarmaya yönelik kaynakları değil, ehlisünnetin kaynaklarına başvurulmalıdır. Kendi hilafet zamanında kendisini adeta ilahlaştırmaya yönelik fikirler yaymaya çalışan Şia'yla en çok savaşan yine Ali (ra) nin kendisidir. Dolayısıyla bu iddiaların aslı astarı yoktur.

u00b7 Şia'nın iddia ettiği gibi Ali (ra) nin hakkı olan hilafet gasp edilseydi, buna ilk karşı çıkacak ve gerekirse bu uğurda canını ortay koyacak ilk insan Ali (ra) olurdu. Şia bu iddiasıyla Ali (ra) yi yüceltmiş olmuyor. Aksine ona ve taraftarlarına hakaret etmiş oluyorlar. Yani Ali (ra) gibi cengaver, Allah (cc) ın aslanı unvanına hakkıyla sahip bir yiğidin halifelik gibi bir hakkı gasp edilecek, o da buna seyirci kalacak. Böyle bir şey mümkün mü? Şia bunun için ne tür yalanlar uydurursa uydursun geçersizdir. Ümmetin maslahatı içinmişteu2026 Takiyye yapmıştau2026 Ali (ra) Muaviye (ra) ile neden savaştı o zamanu2026 Halbuki Muaviye (ra) kendisinin halifeliğini falan gasp etmemişti. Sadece bey'at için Osman (ra) ın katillerinin cezalandırılmasını şart koşuyordu. Ali (ra) şartsız bey'at istiyordu.

u00b7 Emire itaat Allah (cc) ın emrine uygun davrandığı sürecedir. Yaratana isyanda yaratılana itaat yoktur. Bu prensibi Hulefa-i Raşidin en hassas bir şekilde uygulamışlardır. Tabi onların en sıradan bir teb'ası dahi, "eğer eğilirseniz sizi kılıçlarımızla düzeltiriz." Diye dobra dobra uyaran yiğitlerdi. Bu gün tüm dünya hem öylesi adil idarecilere hem de yiğit uyarıcılara her zamankinden çok daha fazla muhtaçtırlar. Selamu2026 Duau2026

[email protected]