Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2477.09
BIST 100
10568.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Eylül 2020

Ekonomide göz var göz…

Resmî Gazete'de yayımlanan yeni ÖTV oranları motor silindir hacmi ve vergi matrahlarına göre yerli araçlarda değişen oranlarda indirilirken ithal araçlarda değişen oranlarda artırıldı. Otomotiv sektörü temsilcilerinin, ÖTV artışının iç pazardaki büyümeyi olumsuz etkileyeceği yorumuna

benzer birçok haber ve görüş gördüm.

Ekonomiler büyük kriz dönemlerinde işletmelerin kapanmasını engellemek için çeşitli destekler verir. Dünyada kriz yaşandığı zaman ihracat yapacağınız ülkelerin de krizde olması krizden çıkış için dışa mal satma anlayışını yerle yeksan eder. O zaman yapılacak akla yatkın olan en iyi şey tasarrufları artırarak istihdamı büyütecek alanlara yoğunlaşmak ve iç pazarı büyütmek olur. Bunu için de en iyi yöntem iç Pazar’da ithal ikameci üretimi artıracak teşvikler vermektir.

Türkiye’de kurdukları fabrikalarla yerli üretim yapan yabancı markaların ülkeye sağladıkları “katma değer” ithal edilen araçlardan kat be kat fazladır. Teknolojik bir geri kalmışlık ya da iş hayatını olumsuz etkileyecek “olmazsa olmaz” denilebilecek bir özelliği de barındırmayan ithal araçların alımını “neden” teşvik edelim? Bana sorarsanız geç bile kalınmış bir uygulama.

Resmî Gazete'de yer alan bir diğer Cumhurbaşkanı kararıyla eğitim ve öğretim hizmetleri için yüzde 8 oranında uygulanan KDV yüzde 1'e indirilmesini de bu kapsamda değerlendirerek istihdamı korumak için atılan bir adım olarak görmek gerekiyor.

****

İkinci çeyrekte ekonominin yüzde 9,9 oranında küçüldüğü açıklandı. Bu rakam elbette üzücü…

Ama diğer ülkelere bakınca Türkiye’nin elindekilerle iyi bir sınav verdiğini söylemek, hakkı teslim etmek olur.

Vatandaş yoksulluğu, işsizliği acı bir şekilde hissetmeye başladı. “Acaba yarın işten atılacak mıyım?” korkusu herkesin aklının bir ucunda duruyor.

Dünyanın süper gücü ve en büyük ekonomisi olan ve karşılıksız rezerv para basma hakkını elinde bulunduran ABD’de ne olduğunu bile anlamadan bir anda işinden olan 40 milyon insan var. FED Başkanı geçtiğimiz gün Jackson Hole toplantısında iki yıllık bir planlamadan sonra bundan sonraki hedeflerinin enflasyonu yüzde 2’de tutmak ve istihdamı artırmak olduğunu söyledi.

İstihdam konusu çok önemli… Çünkü kaybın telafisi çok daha uzun sürmektedir. İşyeri kapatılınca oradan ekmek yiyen insanlar açıkta kalır.

O işyerine mal satan toptancının cirosu azalır belki de o da işçi çıkarmak zorunda kalır. Azalan işçiler işsizlik yardımı aldıkları sürede tüketimlerini daha kontrollü bir zemine taşıyacakları için daha önce harcadıkları harcamaları yapmazlar. İşsizlik maaşı bitince zaten harcama olmaz. Bu da ekonomide kendisini sürekli küçülten bir döngüye neden olur.

Bu nedenle istihdam ekonominin çok önemli bir boyutudur. Eğer para kazanacak bir işiniz yoksa

harcama da yapamazsınız. O zaman dükkânlar, şirketler, fabrikalar daha fazla üretemez, yeni

madenler kurulamaz, yeni petrol sahaları aranmaz, çiftçi daha fazla üretmez. Bu iş böyle sürüp gider.

Türkiye aldığı tedbirlerle bu süreçte G20 ülkeleriyle pozitif olarak ayrıştı. G7 ülkelerinin küçülme ortalamasının da altında bir rakam ile ikinci çeyrek kapatılmış oldu. Bu kadar zorluk yaşanırken “Faizler neden yükselmiyor?” diye hayıflananların reel ekonomiyi düşünmedikleri ortada.

Tedbirleri de teşvikleri de toplumsal dinamiklere göre gerçekleştirmek gerekiyor. Konut piyasasına tanınan ucuz ve uzun vadeli finansman imkânının TOKİ eliyle kentsel dönüşüm

yapılarak tekrar verilmesi gerektiğini daha önceki yazılarımda yazmıştım. Gemi hâlâ kaçmış değil. Dünyada inanılmaz bir para bolluğu var ve ABD’de 1 ile 2 trilyon dolarlık yeni bir destek paketinin geleceği konuşuluyor. Yani para daha da artacak. ABD finans piyasalarında aradığını bulamayan yatırımcılar için Türkiye’nin kentsel dönüşüm hamlesi “az” ama “güvenilir” bir kazanç kapısı sunacaktır. İhtiyaç duyulan finansman kolaylıkla sağlanacaktır.

Yaklaşmakta olan ikinci dalganın etkilerini önlemek ve pandemi şartlarına uygun çalışılabilecek bir sektörü harekete geçirmek için daha uygun bir zaman düşünemiyorum.