Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2497.96
BIST 100
9446.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Şubat 2017

EL BAB

DEAŞ isimli terör örgütü ile Türkiye'nin El Bab'ta mücadelesi çok çetin şartlarda ve de zorluklara rağmen devam ediyor. Türkiye'nin yanı sıra ABD, Rusya, İran ve Suriye'nin de bu bölge ile ilgili düşünceleri ve planları var.

Burada şehit olan askerlerimize rahmet ve yakınlarına da sabır diliyorum. Çok zor bir işi belki de dünya da çok az askerin başarabileceği bir işi yapıyorlar. Zira sadece çetin şartlarla değil yukarıda zikrettiğim ülkelerle de u2013örtülü olarak- savaşıyorlar.

Bu tür operasyonlarda maddi olduğu kadar manevi destekte çok önemlidir. Siz askerinizi tüm unsurları ile desteklemezseniz onların başarılı olma şansları olmaz. Bu nedenle herkesin sözüne, yaptıklarına dikkat etmesi gerekir.

DAEŞ ilk çıktığı zaman herkes şaşkındı. Kimdi bu insanlar, nerden gelmişlerdi? Ellerinde bulunan bu kadar silaha nasıl sahip olmuşlardı? Benim ilk düşüncem bu insanların ABD'nin Irak'ta yaptıklarının karşılığı olarak ortaya çıkan kişilerden oluşan bir gruptu. Ancak ilerleyen günlerde bu insanlara önce saldıran sonrada alanı boşaltırken dizayn edenlerin aynı güçler olduğu konusunda artık herkes hem fikir. Bununla alakalı gizli bir şey kalmadı.

Benim özellikle dikkat çekmek istediğim nokta motivasyon. Yakın tarihimizle ilgili olarak Arapların bizleri arkadan vurduklarına dair birçok "yalan" söylendi. Bunun karşılığı da söyleyenlerce alındı. DEAŞ gündeme geldiğinde de içerde ve dışarıda birçok "yalan" söylendi. Bunlara da birçok kişi itibar etti. "Mit Tırları" olayı bunun en güzel örneğiydi. Özellikle Türkiye'nin DEAŞ ile savaşmadığı "yalanı" dillendirilirken bu terör örgütüne silah verdiğimiz iddia edildi. Elçilik çalışanlarının kaçırılması, Süleyman Şah Türbesinin nakli, askerlerimizin kaçırılması, Kilis merkeze düşen bombalar ardından diğer şehirlerimizdeki bombalı saldırılar birbirini izledi.

Akabinde DAEŞ operasyonu başladı. İçeride ve dışarıda DEAŞ'i "beslediğimizi" iddia edenler ve Türkiye terör ile (terörden kasıt sadece DEAŞ) mücadele etmiyor diyenler, dışarıdan hiçbir destek vermediler. İçeridekiler ise bu bataklığa (!) niçin girdiğimizi sormaya başladılar!

Tüm bunlara alışmıştık ki en tehlikeli aşamaya geçildi. Şehit haberlerinden sonra u2013o acıyı ancak yaşayanlar bilir, bizim bu konuda yorum yapma hakkımız bile olamaz- bu yalan furyasına fitne taşıyanlar "bizim askerimiz Suriye'ye onlar için savaşmaya gitti biz onlara burada bakıyoruz. Onların erkekleri neden savaşmıyorlar?" şeklinde beyanlarda bulunarak acı üzerinden bir daha vurmaktalar.

Öncelikle unutulmaması gereken husus bizim askerlerimiz bizim için oradalar. Şu anda orada bizlerin rahatı huzuru için savaşıyorlar. Suriye'nin ya da Suriyelilerin bekası için değil. Netice olarak bu operasyon Suriye ve Suriyelilere de fayda sağlayacaktır. Ancak öncelik bizleriz. Diğer unutulmaması gereken konu ise bundan sadece 100 yıl önce o topraklarda bulunan insanlar ile aynı ülke içerisinde yaşıyorduk. Eğer gücümüz yetseydi o topraklar ile aramızda bir tel örgü olmayacaktı.

Son söz.. Şehitliklerimiz.. Sınırlarımız içerisindeki şehitlikleri gezerseniz orada yatan kişilerin geldikleri şehirler göreceksiniz. O şehirlerden gelenlerin bugün torunları bizden yardım bekliyor, bununda hiçbir zaman unutulmaması gerekiyor. Birilerinin masa başında çizdiği suni sınırlar başka birilerinin ufku olabilir. Ancak Anadolu toprakları tüm mazlum coğrafyaların son sığınağı olmuştur. Bu Osmanlı zamanında da böyleydi. Bugün de böyle. Bundan sonra da böyle olacak inşallah.. @CavitTatli