Dolar (USD)
32.40
Euro (EUR)
34.49
Gram Altın
2378.41
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Aralık 2023

Elveda kutsal beldeler

Kâbe’nin etrafında tavaf eden on binlerce Müslümanın oluşturduğu tablo, bir galaksinin, yıldızlarıyla dönüşünü hatırlatır. Tavaftaki manevî hazzı tam manasıyla alabilmek için kendimizi o yörüngeye bırakmamız lazım ki, Kâbe’nin etrafında mümin olmanın zevki yaşayabilelim. Bu kutsal mekânda tanık olduğumuz yakınlaşma duygusu ile kendi evimizde olduğumuz hissinden ötürü Allah’a yakın olmanın tattırdığı bu zevki başka hiç bir yerde yaşayamayacağımız aşikârdır.

Özetle bu duygu ve düşüncelerle geçirdiğimiz günlerin sonuna yaklaştığımız ‘Harem Bölgesi’ndeki ziyaretlerimizden söz ederek ‘Elveda’ diyoruz.

Sınırları Cebrâil (a.s)’ın rehberliği ile Hz. İbrahim tarafından belirlenmiş ve Hz. Peygamber tarafından yenilenmiş “Harem bölgesi” nde Kâbe'ye yaklaşık 6 km uzaklıkta ilk vahyin indiği Hira Mağarası’nın bulunduğu Hz. Muhammed'in Peygamberlik görevi başlamadan gittiği dağ olduğundan sevdiğimiz dağın yamaçlarında dikenli çalılar bulunmaktadır. Buraya çıkılmasının ibadet olmadığına dair açıklamayı Suudiler görünür yere asarak uyarmalarına rağmen Peygamberimizin sahabeye dinî bilgileri öğrettiği ve namaz kılarak insanları İslâm’a davet ettikleri Safâ tepesinin eteğindeki Erkam’ın evini göremediğimiz gibi işaret bile bırakmamışlar.

Hz. Peygamber’in 621-622 yıllarında Medine’den ilk Müslüman olanlarla görüştüğü Akabe sözlükte “sarp yokuş, geçilmesi zor dağ yolu, tehlikeli geçit” anlamına gelmektedir. Mekke’ye üç km. kadar uzaklıkta Mina ile Mekke arasında bir yerdir.

Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicreti sırasında, Hz. Ebûbekir ile birlikte müşriklerden gizlendikleri ve üç gün süreyle saklandıkları mağara Sevr tepelerden oluşan bir dağdır.

Sevgili peygamberimiz, şu an Safâ ve Merve tepeleri arasındaki Ebû Tâlib mahallesinde Mekke kütüphanesi olarak kullanılan evde dünyayı şereflendirdi.

Bugün üzerinde otel bulunan Kâbe’nin doğusundaki Ebû Kubeys Dağı’nı halk İslamiyet öncesi de mukaddes kabul ettiğinden buraya çıkarak itikâfa çekilenler varmış. Ebû Kubeys’in tamamı istimlâk edilerek üstüne saray, altına da Harem-i Şerif’i Mina’ya bağlayan tüneller inşa edilmiştir.

Peygamber Efendimiz hicretten üç sene önce Tâif’ten dönerken sabah namazında okuduğu Kur’ân-ı Kerim’i cinlerin dinleyip iman ettikleri yere inşa edilen Mescid-i Cin şehre hâkim bir tepenin üzerindedir.

Harem-i Şerif’in kuzeyindeki Cennetü’l-Muallâ kabristanında sahabe-i kiramdan çok kimselerin kabirleri vardır. Evliya Çelebi burada kubbeli mezarların olduğunu söyler. 1926’da türbeler yıktırılarak mezar taşları kaldırılmıştır.

Mescid-i Nemire, Peygamberimiz’ in Arafat’ta öğle ve ikindi namazlarının cemederek kıldırdığı büyük camidir. Hz. Âdem ile Hz. Havva Validemizin Arafat’tan sonra buluştukları Müzdelife’de Arafat Vakfesi’nden sonra ikinci vakfenin yapıldığı mukaddes yerdir.

Peygamberimiz (s.a.v.) veda hutbesini îrad buyurduğu Arafat Dağı’nda bulunan tepenin adı Cebel-i Rahme’dir. Yunus Emre’miz “Arafat dağıdır bizim dağımız orda kabul olur dualarımız” demiştir. Düz bir alan olan Arafat, haccın en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı yerde insanlar birbirleriyle görüşüp tanışmaktadır.

Harem sınırları içindeki Mina, Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve bereketinin bol olduğu mekândır. Arafat’a giderken bir gün, şeytan taşlama günlerinde üç gece Mina’da kalmanın sünnet olduğunu ulema söylemektedir.

Yazımızın başında ‘elveda’ derken sonunu getirmeyeceğimizi düşünemedik. Peygamberimizin “Allahım!. Dinimi doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir. Dünyamı da doğru kıl, hayatım onda geçmektedir. Ahiretimi de doğru kıl, dönüşüm orayadır. Hayatı benim için her hayırda arıtma vesilesi kıl. Ölümü de her çeşit şerden kurtularak rahata kavuşma kıl” duasıyla Hoş Bulalım Türkiye diyorum.