Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Eylül 2019

Eman vermek, emin olmak ve emanet !

İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar da koklaşa koklaşa anlaşırlar derler. Anlaşmak ise dili ne kadar güzel kullanıp kendini iyi ifade ediliyorsa daha kolay olacaktır. Bunun yolu da kullandığımız kavramların içini ne kadar doldurduğumuz ile alakalıdır.

İlk insan yaratıldığında ona öğretilen bütün isimlerdi. Bu bilgi ile anlaşma imkânı doğdu ve bu şekilde diğer yaratılanlar üzerinde Rahman’a inanıp güvenmesi akabinde üstünlüğü oldu. Zira Rabbim insana bilmediklerini verdiği akıl sayesinde zamanla lütfedecekti.

Son zamanlarda emanet kavramı üzerinde oldukça sorunlu bakış açısı oluşmuş, yapılan büyük yanlışlar sonucu, güven ortamında olunması gereken evlere ateş düşmüştür. Evlilik gençlerin gündeminden çıkmaya, korkulacak bir kurum haline gelmeye başlamıştır.

Kurum kavramını bilinçli kullandığımı belirtmek isterim. Zira kuralları olan her yer bir kurumdur. Kuralı olmayan her yerde ise adaletsizlik hâkimdir. Aile kurumu ise bireylerin görevlerinin, sınırlarının, sorumluluklarının belli olduğu toplumun en küçük kurumudur.

Büyük aile olan devletlerde, sınırlarını ve görevlerini bilen sorumluluk sahibi sağlıklı bireylerden oluşmazsa sorunlar kat kat artar. Sıkıntılar çoğalır. Adaletsizlikler artar. İsyanlar başlar. Öncelikle küçük devlet olan aile parçalanmaya başlar.

Aileyi yönetmek ile devleti yönetmek arasında pek fark yoktur. Seçimle başa gelinen ve zor olan devlet yönetiminin aksine aile yönetiminde inanıp güvenenler için yönetici erkektir.

Erkek, “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli ile” deyip talip olduğu eşinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermekle yükümlüdür. İhtiyaçları karşılanan hanım da eşine karşı saygı duymalı, müşfik olmalı, sevgisini göstermeli, merhamet etmelidir.

Devlet yönetimi misali zor göreve talip olan erkekler öncelikle rüştünü ispat etmelidir. Ancak rüştünü ispat eden erkek, rüştünü ispat etmiş bir hanıma talip olmalıdır. Her iki birey de parasını nasıl kullanacağını bilmesi gerekir. Zira erkeğin evlilik öncesi hanımı olacak kadına vereceği mihri olmalıdır. Bu mihri nasıl kullanacağını bilmesi de evlenecek kadının rüştü ile alakalıdır.

Paranın yönetimi her iki bireyin hayata bakış açısı ile alakalıdır. Seküler dünya kadını da erkeği de avucunun içine almış, ihtiyaçlar listesini fazlalaştırmıştır. Etkisi altında kalınan reklamlar kadını da erkeği de gücünün üstünde harcama yapmaya itmiştir.

Ailedeki sıkıntıların çoğu ekonomideki krizlerle başlar. İhtiyaçları karşılanmayan ve karşılayamayan arasında uçurumlar açılmaya ve eşler birbirini suçlamaya başlar. Suç kirli bir gömlektir. İki tarafta da giymek istememektedir. Zaman geçtikçe ev ortamı bireyleri sıkmaya başlar.

Halbuki insanın evi en rahat edeceği, sükûn bulacağı, mutlu olacağı, korkusuz yaşayacağı, emin olduğu, özgür hissettiği yer olmalıdır. İnsanın kendisini güvende hissetmediği her yer zindandır. Bülbül için bile altın kafese koyulsa ille de vatanım denilmiştir. Zira özgürlük, canlı olan her yaratılmışın en büyük hakkıdır.

Emanet kavramı lügatte eminlik; istikamet üzere bulunmak, birisine korunması için teslim edilen şey, birisine bir şeyi koruması için bırakma, emniyet edilip inanılan şey, başkasının hukukuna emniyet edilip inanılabilendir. Bu tarif ışığı altında aile hukukunda erkek kadına, kadın da erkeğe emanet edilmiştir.

Kadının önceliği ise korunmuşluğu ile bir derece daha fazladır. Zira bütün aile harcaması, yönetimi erkeğin görevi olarak Nisa suresi 34. Ayetin konusudur. Harcamasını yapan, adaleti tesis eden erkeğe karşı kadının yapacağı da isyan etmemektir.

Emanetlere ihanet etmeyin emri Enfal suresi 27. Ayetin konusudur. Yerlere ve göklere teklif edilen emanet ise müfredat da; tevhid, adalet, alfabedeki harfler ve akıl olarak geçmiştir. Akıl olması, bu akıl ile tevhidi öğrenmesine, adaleti gerçekleştirmesine, alfabe ile eşyaların nasıl kullanılacağını bilmesine ve akabinde bütün güzellikleri yaparak diğer yaratılanlardan daha üstün olmasına vesiledir.

Hasılı kelam; ikinci şansı olmayan bu dünyayı yaşanılır kılmak aklımızı kullanmakla olacaktır.

Ves-selam