Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2430.77
BIST 100
9950.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Aralık 2019

Emperyalizm Ermeni silahı

İslam dünyasını saran emperyalizmin ahtapot kollarını birer ikişer kesen Türkiye, ABD-İngiltere-İsrail eksenli yapının hedefinde. Yahudi ve Ermenilerle el ele vererek Abdulhamit Han’ı indirmek için yapmadıkları melanet kalmayan ittihatçıların vatan elden giderken imza attıkları Ermeni tehciri olayı da yüz yıldır başımızı ağrıtmaya devam ediyor.

Ermeni iddialarının yalan ve iftiralardan ibaret olduğunu ABD’li diplomat ve kaynaklarının raporları açıkça söylüyor. Ancak Türkiye’yi sıkıştırmak için ihtiyaç duydukları bu yalanları süsleyerek parlamentolarda kabul edip, Vilayeti Sitte’nin Ermeni toprağı olduğunu, İslami ve Türklüğü bu topraklardan silmek için bir manivala olarak ispat etmeye çalışıyorlar.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ı okumuşsunuzdur. 5 şehir isimli kitabında Erzurum’u anlatırken, 1920’li yıllarda da ABD’lilerin bu iftiraları ispatlamak için Anadolu’yu dolaştıklarını öğreniyoruz. Amerikalı diplomatlar milyonlarca Ermeni’nin sürüldüğü ve öldürüldüğü yalanını ispatlamak için Erzurum’a gelmişlerdir. Amerikan heyetini belediye başkanı Zakir bey evinde ağırlar. Heyet Erzurum’da öldürülen ve sürülen Ermenilerle ilgili akla hayale gelmedik iftiraları gündeme getirdiğinde, Zakir bey tercümana döner, "- Dilmaç, bana bak, bu beyler uzun boylu anlatıyorlar. Ben kısa bir misalle Erzurum'da ekseriyet kimlerde idi, Generale anlatayım." diyerek heyeti oturdukları evin penceresine götürmüş, "- Bakın, demiş, şurada bütün şehri saran bir taşlık var. Onun da ortasında yirmide biri kadar duvarla çevrilmiş bir yer var. O büyük taşlık Müslüman mezarlığı, o küçüğü de Ermeni mezarlığıdır: bunlar kendi ölülerini yemediler ya!" Erzurum'da ve Anadolu’da Türklerin daima ezici bir çokluk hâlinde yaşadıkları bin türlü şekilde gösterilebileceğini yazıyor kitap. ABD’liler ve Ermeni diasporası tarihte ne olup bittiğini bizden iyi bildikleri için, gerçekleri gözden kaçırarak Türkiye’yi yalanlarla baskı altında tutmak istiyorlar.

ABD’nin Türkiye’ye yaptırımlarının hedefinde, Kanal İstanbul, Nükleer Santraller, S-400, Suriye ve Irak’ta terörle mücadele, Akdeniz politikalarımız bulunuyor. Bu politikaların durdurulması için ekonomimiz ve milli sanayimiz hedefte. Dün Abdülhamit’i indirmek için İttihat ve Terakki’nin yaptığı emperyalizm işbirlikçiliği görevini bugün maalesef CHP-HDP yapıyor. Tarihte uçak fabrikamızı ve milli savaş sanayimizi yerle bir eden CHP bugün de Kanal İstanbul’a, Altay tankının üretileceği Tank Palet fabrikasına, nükleer santrallere saldırıyor.

Nuri Killigil, 1938'de Sütlüce'de aldığı madeni eşya fabrikasında tadilat yaptırıp, savaş araç gereçlerini, soyadıyla anılan 9 milimetre çapında yarı otomatik Killigil tabancasını, 81mm havan, mühimmat, uçak bombası, tahrip kalıpları üretti. CHP’nin Lozan düzenin aykırı bulduğu Nuri Killigil’in silah fabrikasını kapatmaya Milli Şef’in gücü yetmedi.

Emperyalizm ile savaşta Müslümanlar hep birkaç adım geride başladı. 1948 Arap-İsrail savaşı başlamasından 3 saat sonra BM, Mısır, Suriye ve Ürdün’e silah satışlarını yasakladı. Nuri Paşa ise

BM’nin kararını tanımayarak Mısır, Suriye ve Ürdün ile anlaşma yaptı ve birkaç kalem savaş malzemesini Araplara teslim etti. Araplardan yüklü miktarda sipariş alan Nuri Paşa’nın fabrikasına , Yahudi işçilerin hiçbirinin işe gelmediği 2 Mart 1949 günü çıkan yangında 2 bin havan mermesi ve mühimmat yandı. 2 gün süren yangında Nuri Paşa şehit oldu.

Yıllar yılı Türkiye’nin milli savaş sanayisine hizmet edecek bilim adamlarımızın alçakça katledilmesine alkış tutan İttihat Terakki artıkları, Türkiye’nin Suriye politikasının yanlış olduğunu, Akdeniz’de yalnız kaldığımızı, bizleri düşman sınıfına koyan ABD’ye kayıtsız şartsız teslim olmamızı salık verip duruyorlar. Hedeflerinde ise Abdulhamit gibi emperyalist politikaları yerle yeksan eden Başkan Erdoğan bulunuyor. Yakın tarihi geriye dönük olarak okuduğumuzda İslam dünyasının esaret projesi olan BOP’un tek başına Erdoğan tarafından param parça edildiğini görürsünüz. Projenin yerle yeksan edilmesine yas tutan uşak kafa ise, süreci okumadan Erdoğan’ı BOP eş başkanı olmakla suçlar. Emperyalizm dün Ermeni ile gerçekleştiremediği sinsi planı insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü naralarıyla bugün PKK ile ayakta tutmaya çalışır. PKK silahı ellerinden alınanlar bugün Ermeni silahıyla bizi vurmaya çalışıyor.

Libya ile mutabakatla Akdeniz’i işgal den kurtaran, Mavi Vatan’dan İsrail araştırma gemilerini kovalayan, Kıbrıs'ta hava ’hakimiyeti için İHA ve SİHA’ları yerleştiren Muzaffer kumandana selam olsun. Türkiye oyunları bozdukça emperyalizm kirli Ermeni silahını kullanacaktır... vesselam….