En faziletli hicret ve cihad

Ümmü Enes'den:

u2013 Günahlardan uzaklaş. Zira bu, en faziletli hicrettir. Farzları yaparak onları koru. Çünkü bu, cihadın en faziletlisidir.

(Taberani; Ramuzu'l-Ehadis)

* * *

Bu hadiste, hicret ve cihad kavramlarına, tüm hayatı kapsam alanı içine alacak bir tanım getirilmektedir.

Hicret, İslam tarihinde belli bir zaman diliminde başlayıp bitmiş bir olaylar zincirinden ibaret değildir. Hicret gibi dinimizde çok önemli bir yeri olan kavramın, her devre bakan ve herkesi içine alan bir anlamı vardır.

Hadisin ifadesine göre, hicret, günahlardan uzaklaşmak; haram işlenen yerlerden helallerin yapıldığı mekanlara göçmek demektir. Bu anlamıyla hicret, tarihinin belli zaman dilimine sıkışıp kalmış, belli sayıda kişilerle sınırlanmış bir kavram olmaktan çıkmış; kıyamete kadar süren, her mü'min için yerine getirilmesi mümkün, hatta vacip olan, faziletli bir amel haline gelmiştir. Çünkü günahlardan kaçınarak sevaplara yönelmek, her mü'minin yapması gereken, duyarlı davranması icab eden bir konudur. Dolayısıyla tarihu00ee hicret, asr-ı saadette son bulsa bile, ideal hicret hiçbir zaman bitmemiş ve bitmeyecektir.

Cihad kavramı da sadece cephede islam düşmanlarıyla yapılan silahlı mücadeleden ibaret değildir.

Asıl cihad, kişinin nefis ve şeytana karşı verdiği bir iç mücadeledir. Bir tür nefis muhasebesidir.

Hadisin ifadesiyle, cephede düşmana karşı verilen mücadele küçük cihad sayılırken, insanın içinde nefse ve şeytana karşı verilen mücadele büyük cihad olarak adlandırılmıştır.

Küçük cihad, askerliğe elverişli gençlere ve sadece erkeklere ait bir mücadele iken; büyük cihad kadın-erkek tüm mü'minleri kapsam altına alan; her yaşta, her mekanda, her zamanda sürdürülmesi gereken bir mücadeledir.

Bu cihad, nefse ve şeytanlara karşı, Allah'ın emirlerine uymak, farzları yerine getirmek için verilir. Ömür boyu ciddi şekilde devam ettirilmesi gereken bir mücadeledir.