Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2437.89
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Şubat 2020

En güçlü silah ‘Stratejik Düşünce’dir

Mustafa Kutlu derki: ‘’Bize iktidardan önce bir fikir lazım’’ özellikle dış politika alanında bu kısa ifadenin ihtiva ettiği öyle derin manalar var ki, bu köşenin sınırlarını aşar. Bizde Mustafa abimizden ilham alarak diyoruz ki; güçlü silahlara sahip olmadan önce güçlü stratejilere ihtiyacımız vardır.

Çağrıldığım bir seminerde bu düşüncemi dile getirince genç bir arkadaşımız bana şöyle bir soru yöneltmişti: ‘’Bir devlet için silahların önemsiz olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?’’ Hayır, bir devletin güçlü silahlara sahip olması elbette önemlidir. Burada bir devlet için stratejik düşüncenin de ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istedim.

Uluslararası ilişkilerin belirsizliği ve karmaşıklığı arasında bir çıkar yol bulmanın zorluklarına rağmen, stratejik yaklaşım bazen silahtan daha etkili olabilir. Çünkü stratejik düşünce, bakışlarımızı kısa vadeli veya önemsiz konulardan ayırıp uzun vadeye, görüneni değil, görünmeyeni görmemizi sağlar.

Stratejik yaklaşım, atılacak adımları önceden düşünmeyi ve ulaşmak istediğimiz amaç ile sahip olduğumuz kapasite arasında doğru bir orantı kurmamızı sağlar.

Stratejik düşünce olmadan siyasi veya askeri bir harekâtın başarı ihtimali düşüktür. Sadece kendi stratejilerimizi oluşturmak yetmez aynı zamanda rakiplerimizin stratejilerinin de ne olduğunu doğru okumak gerekir.

Bu konularda yapılan tartışmaları izlerken, bazen plan ile stratejinin karıştırıldığına şahit oluruz. Plan da, bir durumdan başka bir duruma güvenli geçmek için muhtemel olaylar sıralanır. Stratejide ise, hem rakiplerinizin planlarını bozarsınız hem de onların sizin planlarınızı bozma ihtimaline karşı tedbirler geliştirirsiniz.

Dolayısıyla devletlerin çatışan çıkarlarını koruma konusunda belirleyici olan sadece silah değildir. Her zaman güçlü silahlarınıza alternatif silahlarla rekabet edilebilir ama stratejik düşüncenizle rekabet edilmesi zordur.

Bu çerçevede devletlerin muhtemel stratejilerini anlamaya çalışırken genelde ‘’Açık strateji kapalı strateji’’ olmak üzere ikiye ayırırım. Özellikle küresel çapta politika üreten devletlerin açık strateji taktiği ile kapalı stratejilerini gizlerler. Bu nedenle gerek yazılarımda gerekse çağrıldığım programlarda hep şu hususun altını çizerim; küresel güçlerin ne dediklerine değil, ne demediklerine odaklanmanın daha isabetli olacağını düşünürüm.

Stratejik düşüncenin önemli unsurlarından biri de şüphesiz coğrafyadır. Bu açıdan Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konum yanlış strateji izlendiği zaman maliyeti ağır olacağı gibi, doğru stratejilerle de emsalsiz faydalar sağlar.

Her devlet gibi Türkiye’de tam bir devamlılık içinde varlığını sürdürerek vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak istiyor. Bu amacın sağlanmasında silahlı gücünün caydırıcı etkisini stratejik düşünceyle birleştirebilirse hem bölgesinde hem de dünya siyasetinde daha etkili olacağı muhakkaktır.