Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2398.63
BIST 100
10169.81
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Ağustos 2023

​Enflasyonla mücadele

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Temmuz ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre temmuz ayında TÜFE bir önceki aya göre yüzde 9,49 bir önceki yılın aynı ayına göre ise %47,83 artış gösterdi.

Bir süredir düşüş gösteren enflasyon yeniden yükselişe başladı.

Sıklıkla ifade ettiğim üzere enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artıştır.

Yani enflasyonun düşmesi fiyat artış hızının düşmesi anlamına gelir.

Türkiye uzun süredir birçok badireler atlattı. 2013 Mayıs ayı sonu itibariyle başlayan Gezi olayları, 17/25 Aralık emniyet ve yargı darbe girişimi, göç krizi, hendek barikat terörü, Rus uçağının düşürülmesi, 15 Temmuz hain darbe girişimi, Brunson krizi, pandemi, Rusya-Ukrayna Savaşı, 6 Şubat depremleri...

Yaşanan her büyük kriz Türkiye’nin ekonomisinde derin yaralar açtı.

2021 Ekim-Kasım döneminde başlatılan yeni ekonomi modeli 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile ağır darbe aldı. Türkiye’nin en önemli pazarı olan ABD ve AB’de ekonomik talep daralması ihracatın istendiği gibi artmamasına neden oldu. 14-28 Mayıs 2023 seçimleri sonrasında yeniden liberal ekonomi çizgisine dönülmesi ile faiz ve vergi oranlarındaki artış halkın alım gücünü iyice daralttı.

Bu politika ile talebin azaltılarak enflasyonun düşürülmesi planlanıyor. Enflasyon ile mücadelede öyle görünüyor ki bazı iş yerleri kapanmak zorunda kalacak. Özellikle “Zombi” olarak adlandırılan iş yerleri kapanırken işsizlik artacaktır. Genç nüfusun yoğun olmasının da etkisiyle yeni istihdam alanları oluşturulamazsa enflasyon düşerken işsizlik artacaktır.

Çünkü klasik kapitalist yöntemler çerçevesinde enflasyon ile mücadelede yapılması gerekenlere bakıldığında bu yöntemler uygulanmalıdır.

Merkez Bankası politika faiz oranlarını artırarak borçlanma maliyetlerini artırıp talebi kısma yöntemi izliyor. Bunun yanında para arzını kredileri azaltarak enflasyonu düşürme politikası uyguluyor. Deprem sebebiyle kamu harcamalarının arttığı bir dönemde artacaktır bir kamu borcu enflasyonu daha fazla artıracağı için vergi artışları ile kamu gelirlerinin artırılarak mali disiplin kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Yalnız buradaki problem kamu da tasarruf söylemlerinin olduğu bir dönemde eylemlerde vatandaşın bu tasarruf tedbirlerini görmemesi. Yoksa vatandaş her zaman devletinin yanında olmuş ve gerektiğinde fedakarlık yapmayı göze almıştır. Bu dönemde uygulanmaya çalışılan bir diğer politika da ithalatın azaltılarak ihracatın artırılmaya çalışılması. İhracata teşvikler devam ederken ithalatın kısılması için vergi artışları gibi politikaların uygulandığı görülüyor.

Enflasyon ile mücadelede fiyat artışlarının sıkı denetimi en önemli unsurlardan biri olarak görülmektedir. Ancak enflasyonla mücadelenin bir diğer adımı da ücret artışlarının kontrollü olmasıdır. Ücret/maaş artışları talebi artırıcı etki oluşturacaktır. Bu nedenle ücret/maaş artışları çok fazla artırılmayacaktır. Şahsen toplu sözleşmeden çok ciddi bir artış beklemiyorum. Aralık ayındaki asgari ücret görüşmelerinden de ciddi bir artış beklememek gerekir.

Para politikası ile maliye politikası birbiriyle uyumlu olmak zorundadır. Aksi halde enflasyon ile mücadelede başarılı olmak zordur. Tabi bu bahsettiğim konular klasik kapitalist iktisadi model çerçevesinde uygulanacak politikalardır. Kapitalizm vahşidir. Öl ya da öldür sistemi ile çalışır. Bencildir. Rasyonel olduğunu iddia eder. Bu nedenle enflasyon ile mücadelede edilirken işsizliğin artacağını baştan kabul eder ve bu doğrultuda hareket eder. Bu kapsamda politika öneren sosyal medya ekonomistleri de bu yönde söylemler ve politika önerirler.

Bu dönemde işsizliğin artmaması için yeni doğrudan yatırımlar yapılması için Körfez ülkeleri ile iş birliği anlaşmaları yapıldı. Ancak doğrudan yatırımlar kısa vadede hemen gerçekleşmez. Fabrika binasının inşa edilmesi makinelerin yerleştirilmesi gibi uzun süren işlemler vardır. Bu dönemde kısa vadede enflasyon ile mücadele edilirken işsizliğin artmaması için piyasanın ihtiyacına göre eğitim ve istihdam programları düzenlenebilir. Bu yönde atılan adımlar var ancak güncellenerek devam edilmesi gerekir. Özellikle deprem sebebiyle inşaat sektöründe çalışanların büyük kısmı deprem bölgesinde yapılan inşaatlarda çalışmak üzere giderken diğer bölgelerde yapılan inşaatlarda işçi bulunması çok zor bir hâl aldı. Bu yönde yapılacak eğitim programları ile piyasanın ihtiyacına göre eleman yetiştirme programları yapılmalıdır. Bu gibi uygulamalar enflasyon ile mücadele edilirken işsizliğin artmamasına katkı sağlayabilir.