Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Aralık 2016

Erdoğan, Başkanlık Ve Türkiye

Türkiye, 20.yüzyılı otoriter bir ideolojinin cenderesinde bürokratik-askeri vesayetin baskısı altında boşa harcadı. 20. yüzyıl, milletimizin bir kayıp yüzyılı olarak tarihe geçecektir. Türkiye, eski rejimin yarattığı ağır sorunların altında 21.yüzyılın ilk çeyreğini geçirmiştir. Türkiye, hala eski rejimin yükünü sırtından atamamış bir ülke konumunda olmaya birçok açıdan devam etmektedir.

Türkiye, eski rejimin dayanılmaz ağırlığı 21. yüzyıla büyük bir imkanla başlamıştır. Erdoğan olgusu ve AK Parti hareketi, Türkiye'nin önünün açılması için eski rejimin ağır yükünden kurtulmanın tek yol olduğunun farkında olan bir sosyal-siyasal-kültürel hareket olarak yola çıkmıştır.

Erdoğan liderliğindeki AK Parti hareketi, Yeni Türkiye kavramı etrafında yeni bir vizyon ve ideal ortaya koymuştur. Yeni Türkiye vizyonu çerçevesinde son 15 yılda gerçekleştirilen politikalarla, ülkemiz ekonomik, siyasal ve sosyal açılardan büyük bir değişim yaşamıştır. Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın çağ atlamak ifadesi, sahici anlamda Erdoğan liderliğinde bir gerçeğe dönüşmüş bulunmaktadır.

Erdoğan'ın liderliğinde ülkemiz, çok ağır sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarla yüzleşmiş, onları çözüm yoluna koymaya çalışmıştır. Normalleşme süreci çerçevesinde Kürtler, Aleviler, dindarlar ve Romanlar gibi eski rejim zihniyeti tarafından ötekileştirilen toplumsal kesimlerle diyalog kurulmuş, onların sorunlarını kendi sorunu olarak Erdoğan vizyonu çerçevesinde hayatlarının kolaylaştırılması için çok önemli reformlar ve politikalar gerçekleştirilmiştir.

Eski vesayetçi rejim, milletimizi bir kalabalık veya kitle haline getirmişti. Dindar-laik, Alevi-Sünni, Kürt-Türk gibi ayırımlar üzerinden toplumun kutuplaştırılması hatta çatıştırılması stratejisini uygulayan Eski Rejim, toplumsal yapımızda büyük tahribatların oluşmasına neden olmuştur. Toplumsal fay hatları diye tabir edilen hassas alanlar, Eski Rejimin toplumsal bünyemizde yarattığı çatışmalı sorun alanlarından başka bir şey değildir. Etnik, mezhepsel ve bölgesel ayırımcılığa ve milliyetçiliğe geçit vermeme şeklinde kırmızı çizgiler belirleyen Erdoğan liderliği, toplumun birlik ve beraberlik içinde yeniden bütünleşmesini sağlamıştır. Erdoğan liderliğinin, Türkiye'yi kamplaştırdığı propagandasının hiçbir gerçek temeli bulunmamaktadır. Erdoğan, Türkiye'nin tekrar bütünleşmesini, tekrar toplum haline gelmemizi sağlayan Yeni Türkiye mefkuresine liderlik etmektedir.

Eski rejim, darbecilik ve militarizm üzerinden milleti etkisizleştirerek tahakküm eden küçük bir bürokrat-militer-sivil azınlığın kontrol ettiği sistemin adıdır. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat Darbeleri, eski rejimin kendini güncellemesi için yaptığı müdahalelerdir. Erdoğan liderliği, yönetime geldikten sonra Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Ay Işığı gibi darbeci oluşumlara geçit vermemiştir. Erdoğan, darbeciliğe geçit vermeyeceğini 27 Nisan Muhtırası'na karşı dik duruşuyla net olarak ortaya koymuştur. Erdoğan'ın darbeciliğe ve vesayete direnen lider olduğuna inanan milletimiz, 15 Temmuz akşamı FETÖİST darbe ve işgal girişimine karşı Erdoğan liderliğinde ve başkomutasında destansı bir direniş göstermiştir.

15 Temmuz direnişinin FETÖİST işgal girişimini başarısız kılması, toplum ve Erdoğan liderliğinin bir bütün olarak iç içe geçtiğini göstermektedir. 15 Temmuz'u ihmal ederek yapılacak bir Erdoğan, Türkiye ve millet okumasının yanlış olacağı unutulmamalıdır. Erdoğan liderliğindeki milletimiz 15 Temmuz gecesi FETÖİST teröristlerle beraber darbecilik zihniyetini yenmiş ve tarihin çöplüğüne atmıştır.

Erdoğan liderliği, bürokratik-militer vesayetle mücadele ettiği gibi, Cumhuriyet tarihinde ilk defa FETÖİST terörist çetesi ile sistematik, kararlı ve radikal bir mücadele başlatmıştır. Erdoğan liderliği, toplum ve devleti sinsi ve sistematik bir şekilde işgal etme planını 40 yıldır uygulayan FETÖİZME karşı ülkemizin istiklal savaşını sürdürmektedir. FETÖİZMİN bir sivil toplum hareketi olmadığını, küresel emperyalizmin içimizde büyüttüğü derin bir sömürü, istihbarat ve işgal organizasyonu olduğunu fark eden, bu ölümcül tehlikeye karşı koyma cesaretini ve kararlılığını ortaya koyan lider, Erdoğan'dır. Erdoğan'ın eski rejimin darbecilerine ve FETÖİST teröristlere karşı başarılı bir şekilde mücadele etmesi, toplumumuzda özgüvenin ve birliğin yeniden inşasını sağlamıştır.

Başkanlık sistemi tartışması, Türkiye'nin kritik bir tarihi dönemeçten geçtiği bir zamanda yapılmaktadır. Türkiye'nin başkanlık sistemi ihtiyacı, ülkemizin içeride ve dışarıda yaşadığı ağır yüklerden kurtulmak için gerekli olan bir çıkış ve çözüm yoludur. Erdoğan, milletimizin liderliğe bürünmüş halini temsil etmektedir. Milletin liderliğini tesis eden Erdoğan, Türkiye etrafında oluşturulan iç ve dış kuşatmayı etkisizleştirmek için var gücüyle mücadele etmektedir. Ülkemizin istiklal bağımsızlık ve beka mücadelesinde, milletimiz Erdoğan'ın etrafında birleşmiş durumdadır. Millet-Erdoğan bütünlüğünü kavramadan ülkemize içeride ve dışarıda diplomatik ve ekonomik operasyon çekmeye kalkanlar, hüsrana uğrayacaklardır.