Erdoğan, Özal'ın durumuna düşer mi?
Özal,1983 de iktidar olduğunda Türkiye' nin ihracatı 2.9 milyar dolardı. 1990 da 10 katlattı, 30 milyar dolar oldu.
1980 darbesi öncesi Türkiye 80 cente muhtaç olmuştu. 80 cent bulunamadığı için bir gemimizin petrol dolumu eksik yapılmıştı.
O günleri anlatmakta "80 cente muhtaç olmak" darbımesel oldu.
ABD yılda 0,5 milyar dolar kadar hibe verir, gazetelerimiz bu yardımı yılın yarısında manşet yapar, miktarı, orantısı, zamanlaması sürekli tartışılır, bu kadarcık meblağ yıl boyu gündemimizde kalırdı.
Özal' ın "24 Ocak Kararları" öncesi, ampul, yağ, şeker, çay, et, ekmek, kömür, petrol, tüp gaz nerdeyse akla gelen her şey karaborsa idi. Ya saatlerce kuyruk bekler, ya da fahiş fiyatla karaborsadan alırdınız.
Özal, Türkiye' ye "çağ atlatacağım" dedi ve gerçekten çağ atlattı. "24 Ocak Özal Kararları" ile yoklar bir gecede var oldu, saklanan malları piyasaya sürdürdü.
Bir gecede "Yoklar Ülkesi", "Varlar Ülkesi" oldu.
Özal esasında 4 asırlık gerileme devrini sonlandıran, ilerlemeyi başlatan liderdi. Özal Türkiye'si İslam ülkelerine örnek ve umut oldu.
Her fani gibi O'nun da yanlışları oldu.
1989' da Cumhurbaşkanlığına geçişi, yanlış telkinlerle Mesut Yılmaz' ı ANAP' ın başına getirmesi kendisinin, partisinin, kalkınmanın sonu oldu. Ülkenin dizginlerini elinden kaçırdı.
Türkiye kaosa sürüklendi.
12 yıl sürecek fetret dönemi başladı.
Fetret devrinde; başta kendisi olmak üzere birçok devlet adamı katledildi. Faili meçhul cinayetler, PKK' nın azdırılması,1994 ekonomik krizi, TL' ye bir gecede % 300 değer kaybettirilmesi, 28 Şubat darbesi, başörtüsü zulmü, Rahşan affı, Sezer-Ecevit kriziyle 120 milyar dolarımızın hortumlanması hep bu 12 yıllık dönemde yaşandı.
2002 de Erdoğan' ın iktidara gelmesiyle bu karanlık dönem sona erdi, ilerleme ve hamleler yeniden başladı.
Fetret döneminde yolların yaması bile yapılamazken birkaç yılda bütün Türkiye duble yollarla örüldü.
Sağlıkta dönüşüm sağlanıp, dünyaya örnek başarı sağlandı
Milli gelir 2.500 dolardan 10.000 dolarlara çıktı.
İhracatımız 30 milyar dolardan 150 milyar dolarlara sıçradı.
Koca ülkenin ihracatı 1980 de ancak 2,9 milyar dolar iken bugün Anadolu' nun birçok şehri tek başına bu rakamı birkaç kez katlıyor.
3. havaalanı, Kanal İstanbul, Hızlı Tren, Marmaray gibi "Dünya Projeleri" hayata geçirildi, geçiriliyor.
Türkiye, Anadolu'nun sınırlarını aştı, "Global Aktör" oldu.
Şimdi Türkiye çok kritik bir eşikten geçiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi...
Sanki aynı senaryoyu tekrar yaşıyoruz.
Erdoğan Cumhurbaşkanlığına geçiyor.
Zaruri miydi?
Belki, evet...
Şu nedenle...
AKP ve kalkınma hedefleri, fanilere bağlı olmamalı, sistemleşmeliydi.
AKP, Erdoğan 'sız da yürüyebilmeliydi.
AKP, Erdoğan ve Türkiye bunu da başarmalıydı.
Başarılır mı?
Göreceğiz...
