Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.82
Gram Altın
2387.05
BIST 100
10216.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Haziran 2016

Erdoğan'ın mücadelesine ortak olun!

Eski Türkiye'deki yerleşik, baskın, itaatkar yönetimin/zihniyetin İsrail'den ödü kopardı. Güneydeki sevilen ülkenin çıkarları zedelenmesin diye azami hassasiyet gösterilirdi. Devletin önemli kurumlarına sızarak iktidarı ele geçirmeye çalışan FETÖ için ise zaten başlı başına bir otorite idi! Türkiye'de ilk defa İsrail başta olmak üzere küresel güçlere açıktan meydan okuyan ve suçlarını yüzüne vuran lider Erdoğan oldu. 29 Ocak 2009 tarihinde Davos'taki "one munite" çıkışı gerçekte meydan okumanın ötesinde aynı zamanda bir isyanın da adıydı. İslam coğrafyasında gerçekleştirilen katliamlara karşı derin bir haykırışın sembolüydü. Erdoğan "u2026bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıp da alkışlamak, öyle zannediyorum ki ayrı bir insanlık suçudur" derken olan biten her şeyin farkındaydı. Emin olun bugün ona İsrail'le anlaştı diyerek kızanlar da bu hakikati biliyor. Ama dertleri Filistin olmadığı için anlamak istemiyorlar.

Davos çıkışından tam bir yıl sonra İsrail, uluslararası sularda insani yardım amaçlı yola koyulan Özgürlük Filosuna bir saldırı düzenledi. Mavi Marmara'da tam 9 vatandaşımız şehit edildi. Sonuçta iki ülke arasındaki tansiyon yükseldi. Türkiye elçisini İsrail'den bir açıklama talep etmek için geri çekti. İsrail'den beklenen açıklama gelmeyince İsrail Büyükelçisi sınır dışı edildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise bu gelişmeler üzerine İsrail'e yaptırımları açıkladı. Bu süreçten sonra Rusya'nın Suriye'yi birlikte yönetelim teklifine sıcak bakmayan üstüne üstlük bir de uçağını düşüren Türkiye, 6 ayda Esed'i indirecek bir strateji geliştirdi. Mısır'da öngörülemeyen darbe Mursi'nin hala içeride mahku00fbm edilmesine neden olurken Türkiye her geçen gün AB ve ABD'ye mahku00fbm edilmek istendi. Sonuç: Rusya ve Esed Suriye'de, Sisi Mısır'da, İsrail ise Gazze'de Müslümanların emdiği sütü burunlarından getirdi.

Türkiye, bugünlerde dış politikasını yeniden gözden geçirmeye başladı. Rusya ile gerilen ilişkiler masaya yatırıldı. İsrail'e ise ilişkilerin düzeltilmesi için öne sürdüğü bazı şartlar vardı. Bu hafta bu şartlar çevresinde İsrail ile bir anlaşmaya varıldı. Daha doğrusu İsrail şartlarımızı kabul etti. Buna göre; ambargo büyük ölçüde kırıldı. Hatta Cuma günü ilk gemimiz İsrail'in Aşdod Limanı'na 10 bin tonu aşkın insani yardımla hareket edecek. Mavi Marmara olayında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına 20 milyon dolar tutarında tazminat ödenecek. En önemlisi de İsrail'in 2010'da gerçekleşen bu baskından dolayı Türkiye'den özür dilemesi sağlandı. İlaveten 200 yataklı Türkiye Filistin Dostluk Hastanesi en kısa zamanda hizmete alınacak. Cenin'deki Erez sanayi bölgesinin yapımına hemen başlanacak. Gazze'ye verilen elektrik ve su miktarı arttırılacak ve santral kurulacak. TOKİ ise Gazze halkının kullanımı için konutlar inşa edecek.

İlerleyen süreçte Gazze açıklarına yeni bir liman inşa edilmesi yönündeki proje de gerçekleşirse zamanla deniz ablukasının da ortadan kalkma ihtimali var. İsraillilerin ifadesiyle bu tamamen Türkiye ve Filistin lehine sonuçlanan bir anlaşma. Hal böyleyken geçenlerde Kanala da yayınlanan bir programda yorumculardan biri " İsrail'in sıkıştığı bir zamanda bu can suyu oldu" dedi! Üstelik Türkiye'nin bu ablukayı resmileştirdiği yönünde de görüşler paylaşıldı. İnanılır gibi değil! Ne yani Gazze'de yaşam mücadelesi veren 2 milyon Filistinlinin biraz daha rahat nefes alacak olması bu arkadaşlar için bir anlam ifade etmiyor mu?

İsrail'e özür dileten, Müslüman kardeşlerimize rahat bir nefes aldıran Erdoğan'ı desteklemek yerine neden bu çabaları görmezden geliyorsunuz? İsrail bunun bir kapitülasyon ve teslimiyet olduğunu vurgularken Filistinli Müslümanlar sevinç içinde. İyi de size ne oluyor?

*

Tüm bunlar yaşanırken Salı günü İstanbul Atatürk Havalimanı'nda şiddetli bir terör saldırısı gerçekleştirildi. Şu ana kadar 36 vatandaşımızın şehit olduğu haberi geldi. Allah rahmet eylesin. Allah bu ülkeyi korusun. Türkiye'nin dış politikada dümen kırdığı, elinin güçlendiği bir zaman diliminde imparatorluk bakiyesi bu milletin direncini kırmak istiyorlar. Türkiye'yi caydırmak ve eli kolu bağlı bir ülke durumuna getirmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Emin olun bundan vazgeçmeyecekler. İçerideki vatan hainleri de her zaman olduğu gibi terörün algısını üreterek hepimizi korkuya tutsak etmek istiyor. Ne var ki attıkları her şeytani adımda biz daha çok kenetleniyor ve ülkemize daha çok sahip çıkıyoruz. Bağımsız ve güçlü bir Türkiye için mücadele eden liderimiz Erdoğan'ı da kimseye yem etmeye niyetimiz yok. Bu da böyle biline!

@ufukcoskunn