Eşek sopa vuracak bir el bekliyor
Çok önceden yazılmış olan bu
hikâye, 5 aydır devam eden Gazze katliamına tam da uyuyor. Ancak buradaki mesaj
daha çok idareciler için geçerlidir. Halkların protesto gösterileri manasızdır
gibi bir yanlış anlaşılma olmasın. Biz halkların, STK’ların, cemaat ve
cemiyetlerin her türlü protesto, yürüyüş, konferans, slogan, basın
açıklamaları, sosyal medya faaliyetlerimiz devam etmelidir. Ama “emir” “sultan”
“başkan” gibi sıfatları olan idarecilerin, fiili olarak bir şeyler yapmaları
gerekiyor. Yani bir asırdır İslam coğrafyasına çöreklenmiş bu melun eşeğin
kıçına sopa vuracak bir idareci…
Adamın birinin tarlasına bir eşek
girer. Sürüp ekip sulamak için ter döktüğü tarladaki ekinleri yemeye başlar.
Şimdi bu eşeği nasıl çıkarsın adam? Cevap vermesi zor bir soru! Adam hemen
hızla eve gider. Alet edevatlarını getirir. İşin beklemeye tahammülü yok! Uzun
bir sopa, bir çekiç, bir miktar çivi ve bir de büyükçe bir tabaka mukavva
getirir. Mukavvanın üzerine şöyle yazar: "Ey eşek tarlamdam çık!" Sonra
mukavvayı uzun sopaya çakar, çivi ve çekiçle. Tarladaki ekinleri yemekte olan
eşeğin yanına varır. Elindeki pankartı kaldırır ve sabahın köründen itibaren
elinde pankartla dikilir, ta güneş batıncaya kadar. Fakat eşek çıkmaz! Adam
şaşkındır. "Belki de eşek pankartta ne yazıldığını anlamamıştır?"
Eve döner ve yatar uyur. Ertesi
sabah çok sayıda pankart hazırlar. Çocuklarını ve komşularını da çağırır. Köy
halkını galeyana getirir. Yani bir zirve toplar. İnsanları kuyruklar halinde
dizer. Ellerinde pankartlar: "Ey eşek tarladan çık!" "Eşeğe
ölüm!" "Yazıklar olsun sana ey eşek tarla sahibinden ne
istiyorsun?"
Eşeğin ekinleri yemekte olduğu
tarlanın etrafını çevirirler. Başlarlar slogan atmaya: "Çık ey eşek,
çıkmazsan fena olur!" Eşek eşek! Yemeğe devam eder ve etrafında olup
bitenlere dönüp bakmaz bile. Ertesi gün de güneş batar. İnsanlar bağırmaktan,
slogan atmaktan yorulmuş ve sesleri kısılmıştır. Bakarlar ki eşek kendilerine
aldırmıyor, dönerler evlerine. Başka bir çözüm bulmak lazım!
Üçüncü günü sabahı, adam evinde
başka bir şey yapmağa girişir. Eşeği çıkarmak için yeni bir plan. Çünkü ekinler
ha bitti ha bitecek. Adam yeni icadını getirir. Eşeğin kuklası… Gerçek eşeğe
çok benziyor. Eşeğin tarlada ekinleri yediği yere gelince, eşeğin gözleri
önünde, eşeğe çıkması için bağırıp duran kalabalık köylülerin önünde, maket
üzerine benzin döker ve ateşe verir. Kalabalıklar tekbir getirir. Eşek de
ateşin olduğu yere bakar sonra da umursamaksızın tarlada otlamaya devam eder.
Amma da inatçı eşekmiş yahu! Laftan anlamıyor.
Bu sefer eşekle görüşmek için
heyet gönderirler. Derler ki: Tarla sahibi kendisinin tarlasından çıkmanı
istiyor. Haklı olan o! Sana düşen çıkıp gitmek. Eşek hala onlara bakar, sonra
otlamaya devam eder. Hiç onlara aldırmaz. Başarısız birkaç girişimden sonra,
adam başka bir aracı gönderir. Aracı eşeğe der ki: "Tarla sahibi hazır,
tarlanın bir kısmından vazgeçmeye." Eşek yemeye devam eder, dönüp bakmaz
bile. "Üçte birini sana vermeye razı!" Eşek yine cevap vermez.
"Yarısını verecek!" Eşekte yine cevap yok. "Peki peki! İstediğin
kadar alanı sen belirle, ama belirlediğin alanın dışına çıkma.”
Eşek, başını kaldırır, artık yiye
yiye iyice doymuştur. Tarlanın kenarına doğru biraz ilerler. Kalabalığa bakar
ve düşünür. İnsanlar sevinirler. Nihayet eşek anlaşmaya yanaştı. Tarla sahibi
tahtaları getirir. Tarlayı ikiye böler ve eşeğin olduğu hisseyi ona bırakır.
Ertesi sabah, tarla sahibini bir sürpriz beklemektedir. Eşek kendi hissesini
bırakmış, tarla sahibinin hissesine dalmış otlamaya burada devam ediyor.
Kardeşimiz tekrar pankartlara müracaat eder ve mitinglere. Anlaşılan faydası
yok. Bu eşek laftan anlamıyor. Galiba bu, bu yörenin eşeği değil. Herhalde
başka bir köyden gelme.
Adam artık tarlanın tamamını
eşeğe bırakmayı ve başka bir köye gidip yeni bir tarla edinmeyi düşünmeye
başlar. Orada hazır bulunanların ve büyük kalabalığın gözleri önünde, köydeki
son insanın bile hazır olduğu bu kalabalık huzurunda...
Bu ümitsizce çabalara işgalci,
inatçı, mütekebbir, saldırgan ve zarar kaynağı eşeği çıkarmak için sergilenen
bu çabalara katkıda bulunmak için küçük bir oğlan çocuğu da gelmiştir. Çocuk
kalabalıkları yararak tarlaya girer, küçük bir sopa ile eşeğin kıçına vurur. O
da ne! Eşek dörtnala tarlayı terk ediyor! "Hay Allah!" diye bağırır
herkes, "Bu ufaklık hepimizi rezil etti." Hepimizi komşu köyler
nezdinde de maskara edecek. Hemen oğlan çocuğunu oracıkta öldürürler, eşeği de
tekrar tarlaya sokarlar ve çocuğun "şehit olduğu" haberini etrafa
yayarlar. (M. Abbas Orabi’den çeviri)