Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Ağustos 2015

Esir Şehrin 'İstikşafisi'

Kaç zaman olmuş. Tekrar elime alıp 'enikonu' okudum. Ama bu defa farklı, acımasız da belki, eleştiri gözlüğü takarak okudum. Çok da geçmişi, maziyi aramadım. Şunca zaman olmuş falanu2026

Vaktiyle de 'Kar Yağyor Karanlığa' diye bir deneme kitabı geçmişti elime. Sonra ne oldu, kitabı ne yaptım hatırlamıyorum. İnternette arattıysam da nafile, bir sonuç çıkmadı. Yazan her kimse, kusuruma bakmasın.

Çokca, yazar adına bakmadan okumak adetimdir. Hani ünlüyse ona göre ön yargıyla okumamak adına. O anki anlatımı nasıl sarmışsa beni Farsça'ya çevirmiştim. O çeviriyi de ne yaptım anımsamıyorum doğrusu.

Ondan mıdır 'rabıtalı' bir yemek gibi gelmedi. Ossaat gözlerimin her takıldığı kelimede bir kusur aradım ya.

Evvelce, sanki Kamil Bey'le eş zamanlı aynı vapurla giriyordum İstanbul'a. Yahut değişik kitap çevirileri için oturuyordum masaya ve yine aynı sıkılganlıkla kalkıyordum. Bir çok öykü, roman yazmaya kalkışıyor ve bıkkınlıkla kalemi kırıyordum yine. Kız babası olma hevesimi bile belki de Kamil bey kırmıştı. Hani çaresizliğiyle dervişliğe soyunan Fuat bey, İtalyan karısından olma kızına duyduğu tarifsiz hayalkırıklılığı beni de etkilemişse demek. Kurtarılacak bir vatan uğruna yola çıkmak fazla 'fatastikti' o zaman ama o bile derinlemesine etiklemişti beni oysa.

Dini, dindar, sultanı cengaver şovalyevari itham üzerinden eleştirse de yine de kızdırıyordu beni, ama eleştirmek aklıma gelmiyordu nedense o zamanlar!

'Karadayı'nın', gazeteymiş, dergiymiş, ne halt ise içeriğinin aslı da cismi de adıydı. Üstünkörü izahı varsa da ismin ağırlığı 'gözükaralığında' mahfuzdu. Etkisi ukala, kendini cihanın merkezine koyan şuara takımından, Osmanlı betimlemesi ile Türk farkındanmış, yersen!

Ne çok dolmuşum meğer. Müşfikliğin merkezine kendimizi koyunca 'eşitlik' ilkesi ister istemez görünmez oluyor. Her adalet ve hak bir lütufa dönüşüyor ya işte.

Güya eleştirecektim he mi, nasılda çepe çevre sardı da öykünmesinde yok etti beni. Adamın kalemi güçlü olmaya görsün, en kesif duyguyu çekip alır da 'kalem kılıçdan keskindir' sözünü böyle ispatlayıverir kuzum!

Her türlü cesaret, yiğitlik gibi 'ulvi' hasletleri evvela erkeğe hamledip sonra bunu Nedime hanıma yapıştırmak ve özetini Osmanlı kadını diye çıkarmak ve bu çelişkiyi yadsımak gibi bir şey, içiçe geçmiş histerinin herbiri ayrı bir Nemrut zati.

Hem çok net de değildir tasvirler. Koybolursunuz o yollarda, odalarda, evlerde. Eğer malum değil hayali anlatım varsa, mümkün değildir zihninizde canlanması. Sanki sığınaktır, anlaşılmamak için kurulan tuzak gibiu2026

Ayaktakımı, cahil ama merttir herbir Kürt karakteri. Başkaca ağızdan Mustafa Kemal'in de ne sarhoşluğunu bırakır, ne yarım milyon askeri çöllerde telef etmesini. Aptallığından girer, haydutluğundan çıkar.

Dizisini falan da çevirmişler. Önce seyredip sonra yazayım dedim ama sabırsız yapım elvermedi. Sonra Mehmet Görmez'in 'nihilist' islam değerlendirmesini de işitinceu2026 Hem bunca hengame içinde Kemal Tahir en uygun yazıdır azizim!


@yusufserce twitter.com/yusufserce