Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2466.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Eylül 2016

Etme Sayın Kılıçdaroğlu!

Merhamet ve vicdan adalettir. Ancak adaleti ortadan kaldırmak isteyenlere gerekli cezayı vermek haktır. Adaleti yerine getirmek milletin desteğiyle mümkündür. Millet bu desteği onurlu bir şekilde verirken 241 canımız şehit, binlercesi gazi olmuştur. Onların başlattığı mücadeleyi sürdürüp, süreci adaletle taçlandırmak hepimizin görevidir.

Bu görev şimdi layıkıyla yerine getiriliyor.

Çünkü;

Adaleti tesis etmemek, şehitlerimize ve gazilerimize ihanettir.

Bu ihaneti göze almak, darbeye yardım ve yataklık etmektir.

Süreci sulandırmak, ayrıştırmak, kamplaştırmak ve hak olanı gözetmemek Yeni Kapı ruhuna karşı olmaktır.

O vakit mücadele sadece hain FETÖ 'ye karşı değil Yeni Kapı konsensüsünü bozmaya çalışanlara karşı da verilmelidir.

Denemeler başladı.

'Başörtülü polis' kararı üzerinden algı operasyonları denendi. Bir hak hiçe sayılmaya çalışıldı. Hatta toplum gerilmek, bölünmek istendi. Hukuk önünde eşitlik ilkesi çerçevesinde, kamuda çalışma her vatandaşın hakkıdır. Temel haklarından biridir. Bu hak tartışılamaz ve engellenemez. Bugüne kadar engelleyenler darbecilerdir. Darbecileri oldukları hukuk önünde belgelenmiştir.

Bu hakkı engellemek bugün de kimsenin hakkı değildir. Ama CHP bu hakka karşı olduğunu ilan etti.

Bakın, geçtiğimiz ay Kanada ve İskoçya, başörtülü kadınların polis olmasının önünü açmak için üniformalarda değişikliğe gitti, gündem bile olmadı. Çünkü bu bir reform ve olması gereken bir değişim. Ancak söz konusu Türkiye olunca ön yargılar devreye giriyor. Bir de bilinçli bir şekilde ayrımcılıktan beslenen, kaos özleyen, yasakçı çevreler var. Onlar her daim özgürlüklerden rahatsızlar. Onlar herkes için adalet, herkes için eşitlik istemezler. İstemediklerini dışa vurduklarında yanlarında CHP'yi bulurlar. CHP ise geçmişten kalan alışkanlıklardan sıyrılmak yerine yasakçı anlayışı destekler, kişi hak ve özgürlüklerine saygıyı geliştirmek dururken ayrımcılığı önceler.

CHP bununla da yetinmedi.

Milletin evinde yapılan adli yıl açılış törenine katılmadığı gibi, akla ve mantığa sığmayan eleştiriler getirdi. Normalleşmeyi içine sindiremedi.

Oysa bu ülke brifingli yargıyı gördü.

Darbecilerden talimat alarak hayatları karartan yargıçlara tanıklık etti.

CHP o dönem sadece sessiz kalmadı, darbecilere, darbecilerden talimat alan yargıçlara destek verdi.

Bu kadarda değil!

Yargı bağımsızlığından söz eden Kılıçdaroğlu, darbecilerin talimatıyla 28 Şubat sürecinde yargıyı ayaklarının altına alan Vural Savaş'a 2013 yılında rozet taktı.

Sonra defalarca Anayasa'yı ihlal eden Ahmet Necdet Sezer'e CHP, tek söz etmedi. Hatta 7. yılın sonunda Sezer, kalkıp gitmesi ve yerini Cumhurbaşkanı seçilene kadar TBMM Başkanı'na bırakması gerekirken, 3 buçuk aydan fazla köşkte kalmasına CHP destek verdi.

Peki yargıdaki kadrolaşmau2026

90'lı yıllardaki kadrolaşmaları kim yaptı?

Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın yaptığı kadrolaşma ne olacak?

Moğultay'ın CHP İstanbul İl Kongresi sırasında yaptığı "ben, Tuncelilileri, Karslıları, Siirtlileri almayacaktım da MHP'lileri mi, RP'lileri mi alacaktım" itirafına ne diyelim?

Bu mu yargı bağımsızlığı?

Gerçi SSK'daki kadrolaşmayı hatırlayınca bu sorunun da pek değeri kalmıyoru2026 Kılıçdaroğlu dönemimin, sınavsız kadrolaşma belgeleri halen milletin hafızalarında duruyor.

Dahası da varu2026

2015 yılında paralelci polisleri tahliye operasyonu nedeniyle tutuklanan FETÖ'cü hakimlere CHP açıkça destek verdi. Kürsü desteği yetmedi, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Silivri Cezaevi'nde FETÖ'cü hakimleri ziyaret etti. Ziyaretin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin bilgisi dahilinde gerçekleştiği de deşifre oldu. Bu yargıya müdahale, FETÖ'ye destek değil mi? O hakimlerin daha sonra kanlı FETÖ darbe girişiminin bir parçası olduğu ortaya çıkmasına karşın CHP neden tek özeleştiri yapmadı?

Etme Sayın Kılıçdaroğlu..

Bu milletin hafızası oldukça güçlüdür.

Yazılacak çok konu varda, ne köşeme ne de gazete sayfalarına yetmez. İyisi mi siz cümle kurarken, size cümle kurdurtanlara dikkatlice bakın. Sizi tersten yönlendiren isimlerin üst akıllarını gözden geçirin.

Yok, o cümleler yüreğinizden çıkıyorsa, partinizin arşivini tozlu raflardan indirin. Gerçeği görün.