Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Nisan 2016

Eu condeno o golpe judicial no Brasil

Brezilya, Türkiye gibi 2013 yılından itibaren küresel baronların ve içerideki uzantılarının organizasyonuyla gerçekleştirilen ciddi bir operasyon geçiriyor. Ve ne yazık ki Brezilya bu operasyona yenik düştü ve iktidar üst akıl tarafından teslim alındı. Öncelikle kendi ülkesinde de benzer bir teşebbüse maruz kalmış biri olarak Brezilya'da gerçekleştirilen justokratik darbeyi şiddetle kınıyorum. Brezilya hakkında tez hazırlayan Milat yazarı Hüsamettin Aslan epeydir bu konuyu işliyor. Bizi bilgilendirdiği için Hüsamettin'e de ayrıca teşekkür ederim.

Lula da Silva ve Tayyip Erdoğan 2002 yılında iş başına gelen iki lider. Silva, Erdoğan gibi ülkesinin her alanda bağımsız bir ülke olmasını istiyordu. Bu bakımdan Brezilya'nın FETÖ'sü sayılan Evanjeliklere ve Mason gruplara rağmen ciddi adımlar attı ve Brezilya'yı dünyanın 6. büyük ekonomisi yaptı. Bu durum finans oligarşisi tarafından sistemin dışına çıkmak anlamına geliyordu. Dolayısıyla 2013 yılında iki ülke de üst aklın medyası tarafından hedefe konuldu. Sokaklar, yaşam tarzları, fikir özgürlüğü, otoriterlik gibi tali konularla hareketlendirildi. Bizdeki Gezi kalkışması gibi. Oysa asıl mesele başkaydı.

Türkiye'de Barzani ile yapılan petrol anlaşmaları, petrol ödemelerinin Halkbank üzerinden gerçekleştirecek olması ayrıca Çin ile milli para meselesi ve füze anlaşmaları vs. Firari Ekrem Dumanlı'nın o günlerde bir telaşla Diyarbakır Belediyesi'nin arka kapısından girişini hatırladınız mı? Brezilya ise Santos açıklarında keşfettiği enerji kaynaklarının ihalesinde Rockefeller'in şirketlerine imtiyaz sağlamadı ve ihaleyi Fransız Total, Brezilya ve Çin şirketleri aldı. Bardağı taşıran son damla ise Texas Eyaletinde Brezilya'nın milli petrol şirketi Petrobras'ın bir rafineriyi bünyesine dahil etmesi oldu.

Görüldüğü gibi her iki lider de alternatif arayışlara girerek bir bakıma küresel baronlara meydan okumuştu. Bu sebeple Türkiye'de FETÖ marifetiyle yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kisvesi altında 17-25 Aralık darbe girişimi başlatıldı. Süreci biliyorsunuzu2026 Aynı şekilde Brezilya'da da Evanjelikler ve masonlar marifetiyle yolsuzluk kisvesi altında yargı darbesi gerçekleştirildi. Silva ve Rousseff ne yazık ki bu darbenin kurbanı oldular. Erdoğan ise buna müsaade etmedi. Ne kadar teşekkür etsek azdır.

Bilindiği gibi Silva anayasa gereğince 2010 yılında görevi çok güvendiği Dilma Rousseff'e bırakmıştı. İlginçtir 2010 yılına kadar Evanjelikler bu ikisini destekliyordu. Ne zaman ki baronlara meydan okudular işte o zaman ipler koptu. Tanıdık geldi mi? Dilma, o günden sonra malum medya organları tarafında hedefe konuldu. İçerideki paralel yapı ile yakın teması olduğu bilinen Lula da Silva'nın yardımcısı Michel Temer'in de ihanetiyle(Gül'e benzetiyorum bu adamı) Dilma Rousseff'in görevden alınması için çalışmalar başlatıldı. Detaylara girmeyeceğim. Sonuç olarak Dilma Hanım etkisizleştirilerek yönetim tıkandı. Kısacası Brezilya'nın 17-25 Aralık operasyonu hedefine ulaştı. Lula da Silva, oğlu Fabio Luiz ve bazı milletvekilleri, müsteşarlar hatta bazı valiler gözaltına alındı.

Brezilya'da başarılı olan justokratik darbenin hemen ardından tahmin edeceğiniz üzere meclisten Rockefeller'in şirketlerine yeniden imtiyaz hakkı tanındı. Elbette Silva'nın tek suçu enerji politikalarında ortaya koyduğu cesur tavır değildi. Brezilya'nın darbe anayasasını değiştirmek için yeni anayasa çalışmaları başlatmıştı. En önemlisi de merkez bankasının müdahaleye açık bir kurum olarak kalmasını istemiyordu. Bizdeki MB tartışmalarını hatırladınız mı? Diğer taraftan Silva ve Dilma İsrail Gazze'yi bombalarken İsrail Büyükelçisi'ni kovmuşlardı. Hatta yeni İsrail Büyükelçisi'ni de kabul etmediler. Nedeni çok ilginç. Çünkü İsrail'in atamış olduğu Büyükelçi'nin Filistin'deki evi İsrail tarafından işgal edilen bir yerde bulunuyordu. Ayrıca Dilma, BM'yi de sert biçimde eleştirmişti. Bunlar affedilir suçlar değil! Öyle ki şu sıralar Brezilya'da askeri darbenin de yolda olduğunu söylemek mümkün.

Türkiye'den henüz Brezilya'da yaşanan yargı darbesini kınayan olmadı. Medyada bazı duyarlı yazarlar hariç kimseden ses çıkmadı. Sosyal medyada kampanyalar başlatılmadı örneğin. İkiyüzlü, çapsız sol-sosyalist kesimler ise Brezilya'da yolsuzluk kisvesi altında(!) diyerek darbeyi kınamaya çalışıyor. Madem öyle neden buradaki operasyonu desteklediniz? Bana kalırsa Brezilya'yı yakından takip etmeli ve tedbirlerimizi almalıyız. Çünkü Türkiye'nin Evenjelikleri ve Meterleri hala aktif ve öfkeli.

@ufukcoskunn

*Brezilya'daki yargı darbesini kınıyorum