Evet Pelosi, orası işte bu Amerika
Kasım 2020 seçimleri sonrası gelişmelerin devamında halk ABD
Kongresini bastı, 5 kişi öldürüldü. Kongre yağmalandı. Her yer tahrip edildi ve
Washington’da OHAL ilan edildi…
Bugün yaşanan olayların asıl sebeplerini bundan iki asır
önceAlexis de Tocqueville, “Demokrasi… alabildiğine medeni ve bilgili bir
toplumun varlığını gerektirir…” diyerek enfes bir şekilde izah etmiş.
Amerika’yı iyi tanımıyoruz, tanıttıkları yüzlerini biliyoruz
sadece.
ABD’nin 70 yıldır dünyada bir haydut gibi davranmasını
sadece emperyalist yayılmacılığa mı bağlıyorsunuz? Daha önce de emperyal
gayeleri uğruna mücadele eden imparatorluklar gördük, ama hiçbiri Amerikan tipi
emperyalizmde olduğu gibi “Boyun eğmeyenler tümüyle yok edilecek…”
demedi.
2. Dünya Savaşı’nda ABD’nin kullandığı atom bombası ile
yüzbinlerce masum ve sivil insanın öldürülmesi bir savaştan öte bir şeydi. Ve
Nagazaki-Hiroşima sonrasında dünya “yeni tip emperyalizm”, yani Amerikan
emperyalizmiyle tanıştı.
“Yeni tip emperyalizm”
dememin sebebini de Tocqueville’den okuyalım:
“Amerika’da toplum savaş meydanındaki bir ordu gibi günü
gününe yaşıyor görünmektedir…”
Amerika aynı Amerika. 200 yıl önceki Amerikan halkı ne ise
yine öyle. Biraz daha zengin olmak için inanılmaz derecede acımasızlaşan ve
duyarsız, sorumsuz, tahammülsüz, insan hayatının hiçbir kıymetinin olmadığı
bireylerin yaşadıkları “yeni tip emperyalist” Amerika'dan söz ediyoruz.
Bakınız,
ABD’nin 335 milyon nüfusa sahip ve nüfusun %16’sı, yani 50
milyonu aşkın insan aç. Sadece Los Angeles’ta 45 bin kişi sokaklarda yaşıyor.
Gökdelenler eşliğinde yükselen teknoloji, silah sanayii ve doların (şimdilik)
inkar edilemez gücünün yarattığı şaşa bizi yanıltmasın; Amerika vandallığın,
çapulculuğun, gasp, tecavüz, hırsızlık ve bağımlılığın merkezi bir ülkedir ve
bu ülkenin sömürgeciliği de vahşi olmaktan kurtulamaz.
Böyle bir ülkede demokrasi gelişmez, gelişemez.
Yukarıda Tocqueville’den yaptığımız alıntıya dönelim:
“Demokrasi basit ve doğal bir düşünce üzerine kurulu olmakla
birlikte, alabildiğine medeni ve bilgili bir toplumun varlığını gerektirir…”
Teknolojisi ile dünyanın en güçlü ülkesi olan Amerika
Birleşik Devletleri, insanlık olarak yani insani erdem, fazilet, yardımlaşma,
eşitlik… gibi ahlaki değerlerden, medeni davranışlara sahip bir milletin bilinç
ve sorumluluğundan uzaktır. Uzayda koloni arayışındaki Küresel Güç
Amerikalıların bilgili ve medeni olmaları gerekmiyor ki bu yüzden dünyada
okur-yazarlık sıralamasında Amerika 132. sırada yer alıyor.
Zaten iki yüz elli yıl önce Amerika'da başkanlık seçimleri
ve başkanlığın belirlenme yöntemi, Amerikalıların cahil oldukları gerçeğinden
hareketle belirlenmişti. Bu sebeple hala Amerikan halkı değil, kongre üyeleri Amerikan
başkanını seçiyor. Mesela, 2016 seçimlerinde Demokrat aday H. Clinton rakibi D.
Trump’tan 3 milyonu aşkın fazla oy almasına rağmen Trump ABD Başkanı seçildi.
Bu elitist yöntem 21. Yüzyılda aynı şekilde devam ediyor ve bunun adı ileri
demokrasi oluyor!muş…
Amerika'da seçimlerde oy kullanma oranı da çok düşük,
sorumsuzluk-bilgisizlik ilişkisinin en net örneğidir bu. Haftalarca sürmesine
rağmen ve posta, elektronik oy kullanma kolaylığı gibi teşviklere rağmen
Amerikalıların sandığa gitmemesi Amerikan halkının ve demokrasisinin seviyesini
göstermeye yeterlidir.
ABD’nin bilim ve teknolojideki üstünlüğünü küçümsemiyorum,
lakin bir ülkenin silah ve teknolojideki üstünlüğü o ülkedeki insanların çok
bilgili ve medeni oldukları anlamına gelmiyor.
Aynı şekilde köksüzdür Amerika; tarihi, kültürü, aidiyeti
itibariyle köksüzdür. Amerikan halkı geldikleri yer ve atalarının sahip
oldukları kültüre yabancılaşmaları dolayısıyla köksüzleşmiştir. Öyle ki “…
buralarda (Amerika’da) yaşayan halklar hakkında bir şeyler öğrenmek için başka
toplumların tarihine başvurmak gerekecek…” çünkü toplama kampına benzer bir
devlettir Amerika.
Ayrıca
3-4 istisna dışında Amerika'da güçlü liderliği olan, yeterli donanım sahibi,
saygın şahsiyetlerin başkan seçilmediğini de unutmayalım.
Hobsbawm’ın dediği doğru mu yoksa?
Birleşik
Devletler’de, dünya standartlarına göre “büyük” diyebileceğimiz çok az
sayıda kişi başkan seçilmiştir, diyor ünlü düşünür.
O
zaman Birleşik Devletlerin “akıl sağlığı bozuk olan başkanları”nı da yazmamız
gerek.