Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​Evimizden uzakta Ramazan...

Zorunlu göçün insan ruhunda bıraktığı hüznü kelimelere yansıtmak kolay olmasa da tesellimiz bir Ramazan’a daha erişmiş olabilmek.

Ömür yolunda kazanma ve kaybetme insana imtihan olarak verildi. Birkaç saniye içinde ruhlar bedenleri de terk etti, ebedi yurda vardılar. Depremden sonra hayat sermayesi bitmeyenlerde başka başka şehirlere misafir oldular. Hiç tanımadıkları evlere yol alanlarda oldu biz gibi.

Depremin ruhumuzda bıraktığı acıyla incinmişlikle gelmiştik Trabzon ilimize.

Şehrimizden, evimizden, sevdiklerimizden uzak hiç tanımadığımız bir şehre davet üzere yol almak. Bir rüyâ gibi gelmişti aslında her şey, uyanmayı bekler gibi…

Herkes yaralarımızı sarma arzusundaydı.

Çaresizliğin, tırnak uçlarına kadar kırılmışlığın, içindeki yalnızlığın ve sessizliğin sesi olan Rab sana yeni yollar çiziyordu.

Yollar ki bir çizgiden ibaretti.

Kalem işte, çizerken kırıyordu bazı yerlerden de…

Halimizi, acziyetimizi arz ettiğimiz rabbimiz dua makamında nice esenlikler sunuyordu. Geldiğimiz şehir, tahsis edilen ev; inşirah vesilesi olurken Ramazan’ın rahmeti, bereketi kaldırıyordu ruha düşen ağırlıkları. Bir seccade boyu alan da yetiyordu.

Tevekkülle, tefekküre yaslanan kalbimiz itminan buluyordu.

Bizi güvende kılan, evden barktan öte teslimiyetin gölgesinde olmaktı. Korkularımızı güvene çeviren buradaki iman gücüydü.

Nasıl iskelet sistemi beden kılıfını ayakta dimdik tutuyor idiyse, iman da ruhu ayakta tutan yegâne direkti…

Rabbimiz bize bunu Asr Sûresi’yle öğretmişti. İman edip, sâlih amel işleyen, hakkı ve sabrı tavsiye eden olmak. İşte bu güvenle yollar kısalıyor karanlıklar aydınlanıyordu.

Her zorluğun ardından kolaylık veren rabbim iman zırhıyla bizi güçlü eylemiş, kanat takılmışçasına hafifletiyordu.

’Rabbim bize hayırlı yolla ilham et’’ duasıyla yol alırken bu teslimiyet bizleri şehrin güzel insanlarıyla da tanış kıldı.

Bize tahsis ettikleri sıcak yuvada, bize ait olmasa da kaplar, bize ait olmasa da ocak yine sıcacık yemekler pişirebiliyoruz. Ne büyük nimetti ki…

Özlem duyulan mahalle, akrabalık kültürü, dayanışma da öyle güzel ki. Tam içine düştük.

Pişirdiğimiz yemeklerden birbirimize sunuyor olmak, komşu bahçelerden çıkan ıspanak, pırasa, marul, maydanozun sofradan hiç eksik olmaması, tavuk horoz sesiyle uyanırken kapınıza bırakılan yumurtalar…

İki adım ötedeki mahalle camisinde teravih ve mukabele lezzeti, cami çıkışında kapı önü sohbetleri, Rabbin bizlere sunduğu ferahlık ikramları.

Nice zorlukların ardından böylesine sıcak bir Ramazan’ı telakki ettiren Rabbimize ne kadar şükretsek azdır.

Anadolu’mun her yanında bambaşka güzellikler varmış, bunlara şahit olmak da sunulan başka bir ikram.

‘’Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır’’ ayeti gönlümüzden dilimizden düşmez iken özlem penceresi de hiç kapanmıyor. Açılan inşirah kapıları dayanak olurken nazlanmış gönlümüze, hasret içinde güvenle kalacağımız yerleri bekliyoruz. Şehrimize kavuşmak istiyoruz.

Bu hasretle; “gönülleri onaran el-Cebbar” ismiyle Rabbime iltica ediyor Ramazan’ın bizlere arınma rahmet, mağfiret ve bereket vesilesi olmasını temenni ediyorum. Rabbim ülkemize birlik beraberlik ihsan eylesin.

Deprem bölgesinden çıkıp gelen; kayıp sözcüğünü en deriniyle yaşamış kolu kanadı kırık, ruhları yaralı muhacir kardeşlerine hayatı kolaylayan tüm ensar kardeşlerimize binlerce teşekkürü borç bilirken, iyilikte hayırda yarışanlara Rabbim katından sonsuz güzellikler ihsan eylesin vesselam. Hayırlı Ramazanlar dilerim.