FETÖ elinde patladı
15 Temmuz'da FETÖ, ABD'nin elinde patladı.
İnce hesaplarla planlanan darbe/ iç savaş planını FETÖ, uygulayamadı. ABD tam suçüstü oldu.
24 Ağustos 2016'da Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, "Keşke Gülen Amerika'da olmasaydı" diyerek bir itirafta bulundu.
"Gülen olmasaydı" demiyor; "Amerika'da olmasaydı" diyor. Başka bir ülkede olsaydı ABD, darbe / iç savaş girişimindeki rolünü inkar edecek, suçüstü olmaktan kurtulmuş olacaktı. Örgüt planlarını uygulamaya devam edecekti. Her zaman yaptığı gibi demokrasi ve insan hakları maskesiyle gerçek yüzünü gizlemeye çalışacaktı.
Türkiye'deki darbelerin, darbe girişimlerinin, sağ-sol çatışmalarının arkasında ABD'nin olmadığını iddia etmek "Bizim çocuklar" gerçeğini inkar etmek olur.
Kırk yıldır PKK terörüyle mücadele eden Türkiye, gerçekte küresel güç odaklarıyla mücadele ediyor. "Dost ve müttefiklerin" Türkiye'nin istikrarına kast eden eylem ve söylemleriyle terör örgütünün gerekçeleri bire bir örtüşüyor. Bu durum, terörün destekçilerini ortaya çıkarıyor.
Bugün Suriye'de PYD/ YPG'nin arkasında duranlar, PKK 'nın da FETÖ'nün de koruyucularıdır. Hiçbir terör örgütü, devlet desteği almadan uzun süre ayakta kalamaz. Milyarlarca doları terör örgütlerinin kendi imkanlarıyla temin etmesi asla mümkün değildir.
Irak'ta, Suriye'de terör örgütü PYD/YPG'ye havadan balya balya silah indiren ABD, 1997 kışında PKK kampları zannederek, bizim karakollarımıza "yardım kolileri" atarak da suçüstü olmuştu.
Joe Biden'ın "Keşke Gülen Amerika'da olmasaydı" ifadesi aslında "yöntemde yanlış yaptık" demek. Yoksa, Gülen'in yanlışlığını söylemiyor; sadece Gülen'in ABD'de olmasından, ABD'yi güç durumda bırakmasından rahatsız olduğunu beyan ediyor.
ABD, hiç bu kadar açığa düşmemişti. Perde gerisinde "işlerini" tıkır tıkır yürütürdü. Terör örgütünü, elebaşlarını başka ülkelerin topraklarında konuşlandırır, yönetirdi. İlk defa FETÖ'ye ayrıcalık tanıyarak kendi topraklarında, dört yüz dönümlük çiftlik ve üzerinde köşk tahsis etmişti. Bu da FETÖ'nün "büyük oyun" için planlanmış olmasından kaynaklanıyordu.
FETÖ elebaşının "Kainat İmamı" yapılmak istendiği düşünülürse FETÖ, İslam dünyasına karşı oluşturulmuştur. Kainat İmamlığı da buradan kaynaklanıyor. Öcalan, dar bir bölgede tetikçilik yaparken Gülen, küresel ölçekte terörün elebaşıdır.
ABD, klasik yöntemle PKK terör örgütünü, elebaşını yirmi yıl Suriye'de, Bekaa'da, Şam'da besledi, 1999'da da örgütü dağılmaktan kurtarmak için "asılmaması şartıyla" teslim edip, FETÖ elebaşını da kontrolden çıkmasını önlemek maksadıyla ABD'ye götürdü. "İhtiyat kuvveti" olarak on yedi yıldır besliyor. PKK çukurlara, hendeklere gömülünce 15 Temmuz'da FETÖ'yü devreye soktu.
Darbe gerçekleşseydi Türkiye'yi, Suriye ve Irak'ın "kantonu" yapacaklardı.
Cerablus hattı düşecek, Türkiye ve bölge kaosa itilecekti. Türkiye'nin, "Fırat Kalkanı" operasyonunu başarıyla gerçekleştirmesi de milletimizin 15 Temmuz şanlı direnişinin sonucudur.
Joe Biden'a "Keşke Gülen Amerika'da olmasaydı" dedirtten 15 Temmuz zaferi ve milletin birlikte hareket etmesidir.
"Keşke" vaziyeti kurtarmaz. FETÖ elebaşını vermemek için işi Federal Mahkemeye havale etmek, ipe un sermektir.
Federal Mahkeme, FETÖ elebaşını Türkiye'ye iade etmez ise kriz, kaosa dönüşür. Böylece FETÖ, darbeyi inkar etmede önemli bir dayanak elde etmiş olur. Eğer ABD, Federal Mahkeme üzerinden 15 Temmuz darbecilerinin yargılanmasını sulandırma girişimlerine hazırlanıyorsa FETÖ elebaşını, haşhaşilerini teslim etmeyecektir.
Teslim ederse, kırk yıllık projeyi, etmezse varsayılan itibarını kaybedecek.
Keşke ABD, Avrupa, terörü, dikta rejimlerini cesaretlendirici söylem ve eylem içinde olmasaydı.
Gaziantep ve Cizre'deki terör saldırıları, Kemal Kılıçtaroğlu'na yönelik suikast girişimi iç savaş çıkarma ısrarıdır.
Millu00ee birliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece hiçbir güç bizi teslim alamaz.
Bundan sonra FETÖ, ABD ve Avrupa için iki ucu b..lu bir değnek...
