Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2390.44
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Mart 2017

FETÖ'nün Sığındığı Liman:Hollanda

Bugünkü yazımı referandum nedeniyle bakanlarımızın Avrupa'daki demokratik çalışmalarına faşizan tutumlarla engel olunması ve özellikle de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya hanımefendiye ve onu karşılamaya gelenlere Hollanda'da reva görülen gayri insani ve gayri ahlaki muameleler nedeniyle, öğrencilik yıllarının bir kısmını 90'lı yıllarda Almanya'da geçirip; Türkiyeli olduğu için Almanya'daki Yunanlı öğrenciler tarafından düşmanca davranışlara, Müslüman olduğu için Almanlar tarafından; "schwartz kopf raus von hier" (kara kafa buradan defol) şeklindeki faşist saldırılara bizzat maruz kalan ve halen bu duyguları yüreğinde taptaze hissetmeye devam eden bir kardeşiniz olarak yaşanmış acı tecrübelerin tesiri ile kaleme aldım.

FETÖ'NÜN AVRUPA LOBİSİNE DİKKAT!

Yaşlılık ve yorgunlukla parçalanma dönemine giren Avrupa'da hedef; "ümmetin umudu, İslam'ın son kalesi olan Müslüman Türkiye'dir." Başta Hollanda ve Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinde yaklaşmakta olan seçimlerin arifesinde, yükselmekte olan ve dünyayı saran aşırı sağcılık, faşizm, yabancı düşmanlığı ve islamofobya ile Türkiye aleyhine "öngörüsüz, vizyonsuz, antidemokratik ve çifte standartlı" kararlarla tarihsel kinlerini kusmaktadırlar. Tüm terör unsurlarına adeta kucak açan, onları koruyan ve kollayan Avrupa, Türkiye'nin kendi vatandaşlarıyla yapmak istediği şiddet ve anarşi içermeyen en küçük demokratik siyasi faaliyetleri bile faşizan bir şekilde "itleri ve atlarıyla" engellemektedir. İzleyin ve görün, Hollanda ve Almanya'daki bu tahriklerin ve faşist uygulamaların perde arkasında, aynen Rus uçağının düşürülmesi provokasyonunda olduğu gibi Avrupa'da halen de çok güçlü olan FETÖ üyeleri ve lobilerinin kirli pazarlıkları, etki ve tahriklerinin çok büyük payı ortaya çıkacaktır.

DERT "2023"

"2023 vizyonu" tam bağımsızlığın ve özgürlüğün, yüzyıllık şaha kalkmanın, yeniden yıldızlaşmanın, vesayetlerden ve prangalardan tamamen kurtulmanın tarihidir. Kıyamet ve ödleri ondan kopuyor, emperyalist saldırılar ondan artıyor. 15 Temmuz İhanet gecesinde NATO üyesi olan Türkiye, içten ve dıştan işgal edilmeye çalışırken "kılını dahi kıpırdatmayan, hatta FETÖ'cü darbecilere kucak açan ikiyüzlü batı emperyalizmi" utanmadan ve sıkılmadan Türkiye'ye demokrasi ve insan hakları dersi vermeye kalkmakta, tarihi referandum öncesi faşist uygulamalarıyla "hayır" cephesine çalışmaktadır.

Türkiye, aynen Osmanlı gibi, yüzyıl sonra hedeflerinden uzaklaştırılmaya, durdurulmaya, etrafı sarılıp ateş çemberine alınmaya çalışılıyor. Osmanlı'yı birinci dünya savaşına soktukları gibi Türkiye'yi de Orta doğuda fitili ateşlenen 3. Dünya harbine sokmaya; entrikalarla Türkiye'yi teröre destek veren ülke gibi gösterip NATO ve BM'den ihraca; Türkiye'yi darbe ve terör unsurlarıyla işgal etmeye; güney sınırlarını çevreleyip, orta doğuyla bağını koparmaya; ümmeti yetim bırakmaya çalışıyorlar.

DİZ ÇÖKEN TÜRKİYE İSTİYORLAR

Tarihin yeniden yapıldığı ve yazıldığı çok zorlu ve sancılı süreçlerden geçiyoruz. Aynen Kurtuluş savaşı gibi istiklal ve istikbal mücadelesi veriyoruz. 100 yıl sonra Erdoğan gibi öncü kadrolarla sırtındaki kamburu atıp ayağa kalkmaya çalışan, değişim ve dönüşüm hamlesinde büyük yol alan Türkiye, sözde dost ve müttefik bildiğimiz ülkelerin doğrudan saldırılarına maruz kalıyor. Akıl almaz kirli oyunlar, kirli tuzaklar ve kirli senaryolar devrede. Türkiye'yi, şiddet, kaos, terör, ekonomik kriz ve darbelerle hizaya ve dize getirmeye, vesayetçi günlere geri döndürmeye, yüzyılın ardından yeniden oluşturmayı planladıkları haritaları dayatmaya çalışıyorlar. Uluslararası ilişkilerde oyun kurucu ve ön açıcı bir Türkiye yerine, "şiddet, kaos ve terör sorunuyla boğuşan, pazarlık masasında diz çöktürülen bir Türkiye" istiyorlar.

DÜNYA GÜCE BAKAR, GÜCE TAPAR

Haçlı ve Siyonizm zihniyeti, konu İslam coğrafyası olunca hiçbir zaman, "vicdana, ahlaka, adalete demokrasiye ve hukuka" bakmaz ve bakmadı da. Bu odaklar, güce, paraya ve çıkarlara bakar. Güce taparlar. Güç en iyi haklılık göstergesidir onlar için. Ne kadar güçlü iseniz o kadar haklısınız ne kadar zayıf ve pısırık iseniz o kadar suçlusunuzdur. Güç odakları oyunu daima bu kurala göre, acımasız bir şekilde özellikle de Müslüman halklar üzerinde oynar. Kural çok basit "savaşacak kadar güçlü olmaktan ziyade savaşılmayacak kadar güçlü olmak." O yüzden çok acil bir şekilde terörize edilmeyecek iç barışımızı mutlaka ama mutlaka sağlamalıyız.

KORKMAYIN, ERDOĞAN GİBİ İTİRAZ EDİN!

Bu küresel saldırılara ve adaletsiz düzene karşı, korkmayın, susmayın ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan gibi itiraz edin! Taşıdıkları canın Allah'tan emanet olduğunu bilenler, baskıdan ve hatta ölümden asla korkmaz, davasından geri adım atmaz. Yedi düvel, vatanımıza yani namusumuza cephe almışsa; bütün ideolojik farklılıkları, etnik ve mezhepsel sorunları, düşünsel saplantıları bir tarafa bırakalım. Sımsıkı asılalım ortak gemimizin mukaddes küreklerine. Sırtımızı yaslayacağımız, ruhumuzu teslim edeceğimiz başka topraklar ve vatanımız yoktur. Bu vatana sadık olan her üye bilmeli ve haykırmalı ki: "Dava artık vatandır, dava artık namustur." Yoktur bundan ötesi.