FETÖ'nün Stratejisi

FETÖ, her gün yeni oyunlarla toplumun ve hukukun karşısına çıkıyor; bazen takiyye yapıyor bazen de herkesin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Şu ana kadar, 15 Temmuz gecesi darbeye teşebbüs edenlerden hiçbir gerçeği itiraf etmedi. Kimi tarla almaya gitti, kimi de "happy hour" için kışladaydı. Yalanların haddi hesabı yok. Hatta öyle ki, davayı itibarsızlaştırmak için üstlerini bile suçladılar. Her şey sanki bir tiyatro gibiu2026 Peki, soru şu; yıllardan beri rakiplerine kumpas kuran, soru çalarak kul hakkı yiyen bir örgüt gerçeği itiraf eder mi?

Askeri kurumlara sızmak için 1983 yılından beri sistematik bir biçimde soru çalıyorlar. Öyle ki son yıllarda bu hırsızlık iyice alenileşmişti. Sınava giren FETÖ mensuplarının neredeyse tamamının tam puan alması bardağı taşıran son damlalardan biriydi. Ya "Kozmik Oda" kumpasına ne demeli? Düşününüz; bir örgüt, devlet sırrı niteliğindeki bilgileri neden çalmak ister ya da bu kumpası yapmaya nasıl cüret eder?

Neredeyse kuruluşundan itibaren karanlık işler peşinde olan bir örgüttür FETÖ. Din de bu işin sadece sosu olmuştur. Ağlayarak, peygamberi Türkçe olimpiyatlarına getirerek, şefkat tokadı gibi söylemler üzerinden manevi baskı kurarak Türkiye'nin nitelikli insanlarını devşirdi. Maalesef, din, iman veya hizmet idealleri üzerinden bu ülke gençliği kaybedildi.

Bu örgüt, kendi kirli hedefleri doğrultusunda her şeyi meşru görmüştür. Yalan söylemenin, takiyye yapmanın, kumpas kurmanın, kul hakkı yemenin gayri meşru bir tarafı yoktur onlar için. Yeter ki, kendi çıkarlarına hizmet etsin. Gülen'in hayatına yakından bir bakın, isterseniz; nasıl çark ettiğini, kimlerle iş tuttuğunu, en yakınlarını nasıl kullanıp attığını daha da yakından göreceksiniz.

Artık sağır sultan bile duydu; 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin taşeronlarından birisinin FETÖ ve mensuplarının olduğunu. Halka kurşun sıkanları neredeyse tamamı FETÖ mensuplarıydı. Peki, buna rağmen FETÖ lideri ne diyor, kendini nasıl savunuyor?

Darbe girişiminin hemen ertesi günü yapmış olduğu açıklamada darbeyi kınadı ve bilgisi olmadığını iddia etti. Amacı kendisine yönelecek suçlamaları bertaraf etmek olsa gerek.

FETÖ mağdurlarından Ahmet Zeki Üçok bu kirli yapıyı uzun zamandan beri takip edenlerden biri... Üçok, FETÖ'nün stratejisini şöyle ortaya koyuyor: "Bu suç örgütünü kullanan ülkelerin başını çektiği bir söylem geliştirildi. Bu söylem de 'Bu işle Fetullah'ın ilgisi yoktur, FETÖ değil, başkaları yaptı' şeklinde oldu. Bir süre sonra Gülen, 'Darbeyi hükümetin icraatlarından hoşlanmayan Atatürkçüler, ulusalcılar, kemalistler yaptı' dedi. Bu da ikinci adım oldu." Hatırlayınız; Mısır'da yayınlanan El-Yevm gazetesine konuşan FETÖ lideri, darbe girişimini ulusalcı, laik bir kesimin yapmış olabileceğini söylemişti. Bu ilk adımdı; 'Biz yapmadık' stratejisiu2026

Ancak "Ortada ölenler ve yaralananlar vardı. Kimin yaptığını oturtmak için de Atatürkçü, kemalist, ulusalcı, hükümetin uygulamalarından hoşlanmayan bir grup adı altında suçlanacak kesim yarattılar. Bu ikinci adımdı." Böylece darbe suçunu başkalarına yöneltmeye çalıştılar. Bu da ikinci hamleydi.

Üçüncü hamle ise özellikle Akıncı Üssü davasında, kamuoyunun gözlerinin önünde komutanlarla ilişkilendirme gayretidir. Üçok'un ifadesiyle, "Özellikle Akın Öztürk bu konuda ilk uygulamayı başlattı. 'Genelkurmay Başkanı ne emir verdiyse onları yaptım' dedi. Diğer bazı sanıklar da üst kademedeki komutanların emriyle yaptıklarını söyleyerek, üst komuta kademesinin de olduğuna yönelik çabaya girdi."

Ancak unutulmasın; onların oyunu varsa Allah'ın da bir oyunu var. La galiba İllallah...