Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Nisan 2023

​Filistin bu kaçıncı Ramazan

ABD ve beraberindeki batılıların Irak’ı işgalinden önce, batılılar herhangi bir İslam coğrafyasına operasyon yapacakları zaman, Ramazan, bayram vb. özel zamanları göz önünde bulundururlardı. Çünkü İslam ümmetinin topyekun hışmına uğrama korkuları vardı. Ancak İslam ümmetindeki tefrika ve bölünme kökleştikçe bu korkusu azaldı ve hatta tamamen ortadan kalktı. Öyle ki, son yıllarda kendileri veya içimizden devşirdikleri vekalet orduları vasıtasıyla yaptıkları saldırılarını özellikle bizim özel günlerimize denk getirmektedirler.

İşte kaç yıldır, Suriye, Yemen, Filistin, Libya ve değişik Afrika ülkelerinde Ramazanlarımızı ve Bayramlarımızı zehir etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Özellikle Filistin bir asırdır işgal altında ve Müslümanlar için bir nevi açık hava hapishanesi… İnsan haklarından mahrumiyetler açısından bir cezaevi misali, ama günübirlik de yıkım, cinayet ve harîm-i ismetlerin çiğnenmesiyle müdahale edilen bir cezaevi. Tüm bu mezalim karşısında ABD ve Haçlı-Siyonist odakların etkisinde olan uluslararası kurumların üç maymun kesilmesi şaşırtıcı değil. Sonuçta meşhur tabirle “İt iti ısırmaz.” Ama İslam ülkelerinin liderleri ve güya uluslararası İslami kurum ve kuruluşların sesi neden çıkmıyor.

İslam diyarının neredeyse her yanının; işgal, sömürü, savaş, katliam, talan vs. zulümlerle çepeçevre kuşatıldığı malum. Türkiye dışında tüm bu zulümler karşısında ses çıkaran da neredeyse yok. İşte tam da bunun için, ümmetin son kalesi diyebileceğimiz Türkiye ve özellikle Başkan Erdoğan da bin bir türlü oyunlarla çöktürülmeye çalışılıyor. Ancak bu böyle gidecek değildir. Elbette zalimlerin hesap vereceği günler de gelecektir.

Şu anda şartların, mazlum Filistin halkı ve ümmet aleyhine olmasına bakıp karamsar olamayalım. “Gün doğmadan neler doğar”, “Keser döner sap döner, gün olur hesap döner” mazlumların zalimlerden intikam günü, zalimlerin zulüm gününden çok daha ihtişamlı olacaktır. Zira “Şüphesiz onlar düzenlerini/tuzaklarını kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu tuzakları/düzenleri hep Allah'ın kontrolündeydi.” (İbrahim 14/46) “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim 14/42)

Zalimlerin planı varsa, Allah’ın (cc) da bir planı var. Elbette Allah’ın (cc) planı, tüm planların üstündedir. Ayrıca Allah’ın (cc) öyle yiğit erleri ve orduları vardır ki, biz onların çok azını biliyoruz. İşte bazı deliller: “Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir.” (Müddessir 74/31) “Hani sen mü’minlere, “Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?” diyordun. Evet, sabrettiğiniz ve Allah’a karşı gelmekten sakındığınız takdirde; onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz, özel nişaneli (özel tim) beş bin melekle size yardım eder.” (Âli İmran 3/124-125)

Tabi ki Allah (cc) İslam’ı ve onun mukaddes değerlerini koruyacaktır. Ama bu da sihirli bir değnekle değil, İslam ümmetinin yiğit evlatları eliyle olacaktır. Bunun müjdesini de yine Kur'an ve Sünnet vermektedir. “Mü’minlerden öyle yiğitler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzab. 33/23)

“Ümmetimden Allah'ın emrini yerine getiren bir topluluk sürekli bulu­nacaktır. Onları aşağılayan veya onlara muhalefet edenler, onlara asla zarar veremeyecektir. Öyle ki Allah'ın kıyamet emri gelinceye kadar bu topluluk insanlara karşı böyle muzaffer halde kalacaklardır.” (Buharı, Menâkıb 28, Tevhid 29; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/101) Bu hadisin başka bir versiyonunda, bu yiğitlerin özellikle şam diyarı ve Kudüs kapılarını savunmak için cenk edeceklerine vurgu yapılır. Kur'an ve Sünnet gelecekte olacak nice hadiselere işaret etmiş ve işaret edildiği gibi gerçekleşmiştir. Bu da ilahi müjde ve nebevi bir mucizedir.

İslam ümmetinin şehadete sevdalı yiğit evlatları ne kadar cesursa, Siyonist ve haçlı sürüleri de bir o kadar korkaktır. İslam yiğitleri, keferenin hayatı sevdiği kadar, şehid olup cennete uçmak isterler. Ahiretten nasibi olmayanlarınsa, tapındıkları dünya hazlarını kaybetmekten ödleri kopar. Sinsi ve kalleş planları da korkaklıklarındandır. Nitekim Kur'an-ı Kerim buna çok kere işaret eder ki, işte sadece bir örnek: “Onların kalplerinde sizin korkunuz, Allah'ın korkusundan fazladır. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut surların ardından (sizinle savaşabilirler). Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.” (Haşr 59/13-14) Allah’u (cc) ekber ve lillêhil hamd.