Fındık ve Ekonomik Gerçekler
Her üretim sezonunda fındık fiyatları ile ilgili bir tartışma yaşanmaktadır. Bu yıl fındık fiyatı ve rekoltesi konusunda başlayan tartışmalar, bir milletvekilinin partisinde ihraç edilmesi ile sonuçlandı. Dolayısıyla fındık kabuğunun dolması hiç de sessiz olmuyor. Bunu şunun için söyledim; dilimizde fındık kabuğunu doldurmaz diye bir deyim vardır. Bununla, “hiçbir önemi olmayan, üzerinde durmaya değmez, değersiz, çok küçük şeyler” anlatılmak istenmektedir. Bu açıklama böyle olmakla birlikte fındık meyvesi, içini doldurup hasat başlayınca her yıl fındık tartışmaları büyük bir ses getirmektedir.
Sert kabuklu kuruyemişlerin insan sağlığındaki önemi
anlaşıldıkça üretim ve tüketimleri artmaktadır. Ülkemizde yaygın üretilen sert
kabuklu meyvelerden biri de fındıktır.
Üretim…
Fındık üretimi 2017, 2018 ve
2019 yılında sırası ile 675, 515 ve 776 bin tondur. Bu yıl 600-700 bin ton
kabuklu fındık üretileceği tahmin edilmektedir.
Fındık kamuoyunda en fazla
tartışılan sert kabuklu bir meyvedir. Fındığın neden bu kadar tartışıldığını
anlamak için yeterlilik derecesine (%) bakmak
gerekir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre fındığın 2017 ve 2018’de
yeterlilik derecesi % 501.7 ve % 445.5’dir. Yani ihtiyacımız olanın 4-5 kat
fazlası fındık üreten bir ülke durumundayız. Anlayacağınız fındık üretim
alanlarının genişlemesi ile fındık üretimimiz aşırı arttı.
Geçmiş yıllarda fındık sadece
Karadeniz Bölgesi’nde Ordu, Giresun ve Trabzon gibi illerde yamaç arazilerde
yaygın yetiştirilmekteydi. Zamanla Batı Karadeniz’e doğru Samsun-Kocaeli
arasında kalan illerde ve birazda düz ve sulak yerlerde de fındık
yetiştiriciliği yaygınlaştı. Coğrafi yapısı alternatif ürün yetiştiriciliğine
izin vermeyen Ordu-Giresun gibi illerde yamaç arazilerde fındık üretimi
sürdürülebilseydi bölgenin sosyo-ekonomik durumunun korunmasına katkı
sağlayacaktı…
FAO verilerine göre Türkiye,
dünya fındık üretiminin %60-65’ini üretmektedir. Karadeniz İhracatçı
Birlikleri verilerine göre ülkemizden yılda 250-350 bin ton kadar fındık ihraç
edilmektedir. Fındık ihracatından yılda 2 milyar dolar civarında döviz gelir
elde edilmektedir. Türkiye’nin fındık ihracatının %40 kadarı Almanya ve
İtalya’ya yapılmaktadır. Ayrıca Fransa, Kanada ve Polonya en fazla ihracat yaptığımız
ülkeler arasında.
Fiyatlar
Ekonomi ilminde “arz kanunu”,
“arz artarsa fiyatlar düşer, arz azalırsa fiyatlar yükselir”
şeklindedir. Genelde tarımsal üretimin tamamının piyasaya arz edildiği
varsayılır. Üretici kendi tüketimi veya başka nedenlerle ürettiği ürünün
tamamını arz etmeyebilir. Bu durumda üreticinin elinde daha fazla ürün bulunması söz
konusudur. Sonuçta piyasaya bol miktarda fındık arz edilmesi fındık
fiyatlarının düşmesini gerektirir. Bu serbest piyasada fiyat oluşması
açısından normaldir.
Ancak, Devlet, fındık
üreticisinin aşırı bir zarar görmemesi için bir taban fiyat belirlemektedir.
2020 yılı için fındık taban fiyatının kilosu 22.50 lira olarak belirlendi.
Taban fiyat uygulaması kısa vadede sorunu çözmekle birlikte, uzun vadede sorun
üretim alanlarının genişlemesi ve pazarlama sorunu nedeniyle daha da
artıracaktır
Ekonominin kendi kuralları
içerisinde değerlendirilmelidir. Tarımsal üretim ve tüketimin iyi
planlanması gerekmektedir. Uzun yıllardan beri yapılan üretimin yanlış planlanmasıdır. Üretim
çok halkalı bir zincirdir: Planlama, işleme, taşıma ve pazarlama bunun halkalarıdır.
Devleti eleştirmek yanında üreticilerin, üretimin pazarlama fonksiyonunu
dikkate almaması ve spekülatörlerin fırsatçı yaklaşımı da eleştirilmelidir.
Sonuçta bu kadar üretime rağmen
iç fındığın kilogramının 70-80 satılması ve tüketicilerin yeterince
tüketememesi de bir gerçektir. Fındık fiyatında üretici ve de tüketici memnun
değilse yanlış giden bir şey yok mudur?
Son söz: Fazla mal değerlendirilmezse sorun olur.