Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2464.46
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Eylül 2020

Fransa'nın kirli silah oyunu

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz yıllarda beş Arap ülkesini kışkırtarak Katar’ı ablukaya aldırdı. Sonra bu beş ülkeye ve Katar’a milyarlarca dolarlık silah satışı yaptı. Bunun ne anlama geldiğini bir örnekle açıklayalım.

Biz, Rusya’ya 2018 yılında yaklaşık 30 milyon dolarlık domates ihraç ettik. 2019 yılında ihracatımız artarak 86 milyon dolara çıktı. Bir adet F -35 savaş uçağı almak isteyen ülkenin yaklaşık 80 milyon dolar ödemesi gerekiyor. Yani Türkiye’nin Rusya’ya bir yılda sattığı tüm domatesin parasını bir uçağa vermek zorundasınız. Başka bir deyişle, Arap ülkeleri çıkardıkları petrol ve gazın parasını ABD’ye veriyorlar. Hem de kullanmadıkları, kullanamayacakları, yazılımları üreten ülkenin tekelinde olan uçaklar ve silahlar için…

Petrol ve gazı Müslüman ülkeler çıkarıyor, bu ülkelerdeki Müslüman halkı bu zenginlikten pay alamıyor. Petrol ve gazın parasını batılı ülkelerin insanı yiyor. Bu piyesi de devlet başkanı seçtikleri usta bir tüccarla sahneye koyuyorlar. Şimdi bu kirli oyunu Fransa, Yunanistan’a karşı oynuyor. Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın yanında gibi gözükerek zaten fakirliği yaşayan ve Alman yardımı ile ayakta duran Yunan halkının paracıklarını kendi kasasına aktarmak istiyor.

Makron, Yunanlıların kaşına gözüne hayran değil. Doğu Akdeniz’de Yunanlılara bu kadar destek veriyor gözükmesinin arkasında bu sinsi düşünce var. AB’de yandaş gibi durarak Yunanlıları ketenpereye getirmek istiyor. Fakat önceki gün Fransa’nın ev sahipliğinde yapılan MED7, (Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler) toplantısı, Fransa’nın hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Zirveden önce Makron ve Miçotakis arasında yapılan görüşmeden sonucu çıkmadı.Fransa, Atina yönetimine Mirage 2000 savaş uçakları, helikopterler, fırkateynler ve denizaltılar satmak isterken, Yunan Başbakanı’nın “Paramız yok” cevabı ile karşılaştı. Yunanistan bu dev savaş oyuncaklarını ya bağış veya kiralama yoluyla almak istiyor. Bu da Fransa’nın işine gelmiyor tabii.

Fransa’nın Türkiye düşmanlığı sadece Doğu Akdeniz’le sınırlı değil. Şimdiye kadar sömürerek zenginleştiği Afrika ülkelerinde attığı her adımda karşısında Türkiye’yi buluyor. Afrika’nın kanını emen ve hala çok etkili bir aktör olan Fransa, bu ülkelerin kendi ayakları üzerinde durması için çaba gösteren Türk Hükümeti’ne karşı oldukça bozuk. Bu da Fransa’yı hırçınlaştırıyor. Sömürgeci bir anlayışla değil, tüm Afrika’da kazan – kazan düşüncesi ile hareket eden Türkiye, insani yardımları ile de Afrika ülkelerinin güvenini kazanmış durumda.

Avrupa Birliği, İngiltere’nin ayrılmasından sonra tek ayağı sakat topal köpeğe döndü. Bu durumun farkında olan İtalya’nın ayrılma niyeti de gittikçe gün yüzüne çıkıyor. Libya’yı arka bahçesi olarak gören İtalya, bu konuda Avrupa Birliği’nin konuya müdahil olmasına karşı. Katar kadar olmasa da Fas ve Cezayir gibi Libya konusunda Türkiye’ye destek veriyor. Doğu Akdeniz’de de işbirliği yapmak istiyor.

Daha önce Mavi Akım boru hattı projesinin yapımını gerçekleştiren İtalyan ENI firması şimdi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden petrol ve gaz arama ruhsatı almaya çalışıyor. Türkiye, İtalya ile dengeli bir dış ticarete sahip. Dev ulaşım ve enerji projelerinde İtalya ile işbirliği yapıyor. Bu işbirliğinin de gittikçe artması bekleniyor.

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi’nin (USGS) 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Doğu Akdeniz’in Levant Havzası bölümünde tahminen 1,7 milyar varil geri kazanılabilir petrol ve 122 trilyon kübik fit gaz var. Bakalım bu zenginlikten Türkiye ile birlikte İtalyanlar mı faydalanacak, Yunanlılarla birlikte Fransızlar mı?