Dolar (USD)
32.16
Euro (EUR)
34.96
Gram Altın
2470.41
BIST 100
10158.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Futbol Avrupa'da zevk veriyor

Yukarıdaki başlığı hiç atmak istemezdik. Keşke ülkemizde doyurucu ve zevk veren futbol oynansa da, biz de bunu gururla dile getirseydik. Bayrağımızı göklerde dalgalandıran, milli gururumuzu okşayan, göğsümüzü kabartan sportif başarılara ihtiyacımız çok fazladır. Futbolda da Edirne'nin ötesinde başarılara açız. Takımlarımızın yurt içindeki başarıları değerlidir ama gurbetteki galibiyetleri daha çok önem arz etmektedir. Çıtanın yükselmesi, iletişim kanallarının hızlanması ve çoğalması başarıya olan açlığı daha da belirgin duruma sokmaktadır.

Yeri gelmişken belirtelim. Futbolla ilgili görüşlerimiz ve kanaatimiz olumsuzdur. Futbol bir spor dalı olarak görülmemelidir. Futbolun beden ve ruh sağlığına herhangi bir müspet yararı yoktur. Toplumları oyalamak, geniş yığınları meşgul etmek için futbol devreye sokulmaktadır. Futbolun bir gösteri san'atı gibi olduğu göz önüne alınması lazımdır. Bu sebeple toplum televizyonun karşısına geçiyor, maçların cazibesine kapılıyor. Böylece kişiler ve yığınlar dertlerini ve ekonomik problemlerini unutturulmaya yönlendiriliyor.

Son haftalarda Avrupa'da şahane maçlar oynanıyor, yığınlar televizyon başına geçip kalıyor. Real Madrid-Juventus, Barcelona-Bayern Münih maçlarını seyrettik. Şiir gibi oyun sergileyen aktörleri keyifle izliyoruz. Birbirleriyle kavga etmeyen, öfkelerini yenebilen, futbolun bir oyun olduğunu fark edebilen oyuncuları takip ediyoruz. Yetenekleri konusunda hepimizin "şapka çıkarması" gereken bu futbolcuları bizleri oynadıkları oyunlarla doyuruyorlar. Maçı seyrederken insanlar kendisinden geçiyor, dertlerini unutuyorlar.

Kimsenin keyfini kaçırmak istemeyiz ama ülkemizde futbol deyince aklımıza gelenler hiç de hoş tablolar değil. Şiir gibi oynayan veya nefis paslar veren bir oyuncu gündemimizde yoktur. Olağanüstü pozisyonlar yakalayan bir futbolcu ve kaleci gündemimize oturmuyor. Avrupa'da çağrılmayı bekleyen bir oyuncumuz yok gibi. Pekiyi ne var? Kavga ve gürültü ile anılan çevresine ve kendisine hakaret ettiği sanılan oyuncular gündemi oluşturuyor. Silah kullandığı ve sahibi olduğu sanılan futbolcular gazete sayfalarını dolduruyor. Futbol ve futbolcu denilince aklımıza "kavga, silah ve şiddet" geldiğini üzülerek belirtelim.

Futbol ve genelde spor profesyonel yöneticilerin idaresinde gelişir. Spor ve futboldan anladığını ve fikir sahibi olduğunu sanan bir kısım yöneticilerin idarecilik yapması ile futbolun kalkınacağını ummak tarihi bir hatadır. Sert ve anlamsız demeçler vererek futbolun şaha kalkacağını sananları ibretle ve üzülerek takip ediyoruz. Durum o kadar basit değildir. Gelişmiş ülkelerde futbol ve sporun her dalı bilimsel zemine oturtulur, programlar buna göre yapılır. Bilimin bütün dallarından ve verilerinden yararlanılır.

Yazıyoruz da sonuç elde edilebiliyor mu? Bizim yazdıklarımızın ciddiye alınması veya okunması esas konumuz değil. Biz ısrarla yazmaya devam edeceğiz. Bir gün gelir, yöneticilerim bizim çağrımıza veya görüşlerimize ihtiyaç duyarlar, uygulamaya koyarlar. Amacımız, bilimin ışığında çağdaş anlayışı yakalamak ve bunu spora uygulanmasını sağlanmasını tavsiye etmektir. Israr, sebat, iddia ve çalışkanlık rehberimiz olacaktır.
Genelde spor özelde futbol toplumları oyalıyor, meşgul ediyor. En uçtaki köylere, ailelere ulaşıyor. Futbol çocukları ve gençleri çok yakından ilgilendiriyor.

Sonuç: "Futbolu bilimsel zemine oturtmalıyız ve yetenekli çocuklarımızı devreye sokmalıyız."