Dolar (USD)
32.30
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2410.92
BIST 100
10226.66
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Ekim 2023

​Gazze düşerse İstanbul düşer

İslam dünyası 75 yıldır harimi ismeti olan Kudüs’ün esaretinin utancını yaşıyor. 2 milyar Müslümanın, haçlıların kayıtsız şartsız desteğini alan 15 milyon Yahudi karşısında aciz kalmasının utancını sivil toplum örgütlerinin gıyabi cenaze namazlarıyla, cılız gösterilerle, hamaset söylemleriyle örtmeye çalışıyoruz. Gazze uçaklarla yok edilirken yıllardır geliştirmediğimiz hava savunma sistemlerini Gazze’ye gönderememenin utancı yerine birbirimizi suçlayarak olayları geçiştirmeye çalışıyoruz. Haçlı Siyonistler ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya’nın işgal rejimine kayıtsız şartsız destek olurken, bizim manda kafalıların Araplar bizi arkadan vurdu, Hamas da Aksa Tufanı’nı yapmasa idi gibi söylemlerle milleti, ümmeti bölmenin utancı. Unutmayın birlikte rahmet, ayrılıkta gazap vardır. İslam ümmeti olarak ayrılığın gazabını hak ediyoruz.

Gazze düşerse İstanbul düşer düsturunu çok iyi bilen ecdat Çanakkale’nin gazi tümenlerinden 16. Tümen’in 125. Alayı’nı zaferinin ardından Gazze’ye gönderdi. Gazze’de savaşan Çanakkale komutanlarını hepiniz biliyorsunuzdur. Osmanlının ekmeği ile semirdiği halde arkadan vuran Yahudi Tugayı öncülüğündeki İngilizlerin iki taarruzunu bertaraf eden Osmanlı kuvvetleri, komutanların fikir ayrılıkları yüzünden üçüncü saldırıda Gazze cephesinin yarılmasına mani olamadılar. Yahudiler tıpkı Ruslarla ve Fransızlarla işbirliği yaparak ihanet eden Ermeniler gibi Osmanlıyı arkadan vurdu. Konuşulan ne Araplar vurdu. Osmanlı karşısındaki Yahudilerin sayısı Arapların en az 100 katı idi ama Yahudiye hoşgörü, Müslümana buğuz. Gazze’nin düşmesi ile savaş aleyhimize döndü, 3 yıl sonra da Payitaht İstanbul İngilizler tarafından işgal edildi.

Yahudi tugayının hizmetlerini ödülsüz bırakmak istemeyen İngiliz manda yönetimi önce Siyonist terör örgütlerini çekirdek yapısı etrafında İsrail devletinin teşkilatlarını oluşturarak 1948’de Yahudi devletini ilan ettiler. 1945’de Azeri kardeşlerimizi Boraltan köprüsünde Ruslara teslim eden İnönü kafası İşgal devletini ilk tanıyan ülke olma utancını bizlere yaşattı. Kıbrıs’ı Türk yurdu olmaktan çıkarmak için İngiliz mandacıların adaya ne kadar Rum taşıdığını bilmeden Kıbrıs sorununu çözülemeyeceği gibi, İsrail’in 75 yıldır Filistin topraklarına BM kararlarına rağmen dünyanın dört bir yanından taşıdığı Yahudi işgalcileri sorunu çözülmeden, bölge rahat edemez.

İsrail işgal politikalarını teolojik efsanelerle meşrulaştırdı bugüne kadar. Kayıp 10 kabile efsaneleri ile Habeşistan’da Falaşaların Yahudi olduğunu iddia eden İsrail, yine aynı efsane ile de Barzaniler üzerinden Türkiye, İran, Irak ve Suriye topraklarını da arzı mevud işgaline hazır hale getirmek için planlarını kesintisiz uyguluyor. Barzani’nin gayrımeşru referandumunda 300 bin yahudiyi Irak’ın Kuzeyine taşıyarak oy kullandıttıran siponist akıl, Suriye’de PKK-DSG üzerinden emellerini kamufle ediyor. İsrail’in askere çağırdığı 300 bin yedek ile Irak referandumuna gönderdiği 300 bin kişi arasında bir bağlantı kurabiliyor musunuz?

BDP’nin sembolünün gargat ağacı olması, BDP’nin devamı olan HDP’nin sembolünün de bu ağaçtan esinlenmesi, hatta hatta Yeşil Sol Parti ve devamı olarak kurulan HEDEP’in sembollerinin de gargat ağacı versiyonları olmasını kimse tesadüfle izah edemez. Bu öyle bir melanet senaryo ki, Tifrit’teki Türkleri PKK’nın saflarına katmak için, hatta hatta Hazar Türklerini kendi emelleri için kullanmak için, milleti ve ümmeti parça parça bölmek için yine bu kayıp 10 kabile efsanesi sahneleniyor.

Aksa Tufanı operasyonunun başlamasıyla birlikte, siyonizmin kuklaları tarafından Hamas’ı terör örgütü DEAŞ ile özdeşleştirme girişimleriyle karşı karşıya kaldık. İsrail merkezli haber kanalı i24NEWS muhabiri Nicole Zedek’in ortaya attığı 40 çocuğun kafası kesildi yalanını siyonizmin en büyük kuklası, gölgesi ile tokalaşan bunak Biden tekrarlayarak dünya kamuoyuna mal etti. İsrail abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 11 gün süren hava, kara ve denizden saldırılarında 724’ü çocuk, 458’i kadın toplam 2 bin 670 Filistinli vakum bombası, fosfor bombası gibi yasaklı mühimmatla katlederken, 10 bin kişi yaralandı. En az 75 bin kişi yerinden oldu.

Gazze’yi önce ikiye bölme sonra da Filistinlileri Sina Çölüne göndermek için cami, hastane, okul, konut demeden vakum bombalarıyla yok ettikten, ABD uçak gemileri Akdeniz’e ulaştıktan sonra Beyaz Saray, öldürülen çocuklarla ilgili ellerinde bir kanıt olmadığını açıkladı. Tıpkı Irak’ı yerle bir ettikten sonra Saddam’ın kimyasal silahlarını bulamadıkları gibi. Tıpkı 11 Eylül saldırılarına tek bir Afganistanlının katılmadığı gibi.

Gazze’nin birkaç kilometre dışında Reim Kitbuz’da düzenlenen, Süpernova Sukbot buluşması sizce masum bir müzik festivali miydi. Yoksa Yom Kipur savaşının yıl dönümünde. Gazzelilere sizi bu topraklardan da atacağız meydan okuması mı? Gazze’nin etrafındaki kasabalarda oturanların tamamının İsrail’in özel olarak yetiştirdiği ve yerleştirdiği istihbarat elemanları olduğu gibi bu festivale katılan 4 bin kişinin tamamı da Siyonist organizasyonların buraya (Yom Kipur’u kutlamak) Filistinlileri tahrik etmek için getirdikleri çapulcular.

Siyonist akıl Gazze’yi yok etmek isterken, Gazze açıklarında Levant havzasında bulunan enerji kaynaklarından Filistinlilerin pay almasını önlemek istiyor. Hamas bahanesi ile Gazze açıklarındaki enerji yataklarına el koyacak olan emperyalist yamyamlar, Hizbullah bahanesi ile de Lübnan’ın enerjilerini çalacaklar. ABD ve İngiliz gemilerinin Akdeniz’e gelme sebebi de büyük oyunun bir parçası. Türkiye ne yapabilir diye sorarsanız. İlk önce işe terör örgütünü Suriye’den silecek operasyonu durdurmayarak başlayabilir. En son İsrail’in kara operasyonunu Müslümanların gayretleri değil Telaviv’i sel basması durdurdu.

Siyonist zulmü hamaset değil bir söz, bir tükürük, bir yumruk, bir taş, bir kurşun durdurabilir. Namluyu algı operasyonlarıyla birbirimize değil, zalimlere, katillere, emperyalistlere çevirdiğimiz an kurtuluruz. Vesselam……