Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Kasım 2023

Gazze soykırımı ve batılılaşma!

İnsanlık tarihi en acı günlerini yaşıyor…

Binlerce bebeğin hunharca katledilişini “canlı canlı” izliyoruz.

“Bütün bebeklerini öldürmeli ki, büyüyünce başımıza dert olmasınlar!” diyen Siyonist sapkınları “canlı canlı” izliyoruz.

Rakamlar anlamını kaybediyor; “hayatını kaybedenlerin sayısı 5 bine çıktı, 6 bine çıktı, 7 bine çıktı, 10 bine çıktı, 12 bine çıktı…Bir bu kadar da enkaz altında var!”

“Bunların yarısından fazlası da çocuk, dörtte bir kadarı da 1 yaşına bile gelmemiş bebek!”

Kanıksandı mı ne oldu artık, ekranlarda acayip haller görüyoruz…

Soykırımdan ya da soykırıma ABD’nin ve diğer şeytanların verdikleri destekten bahsedilirken, araya bir espriler sıkıştırılıyor…

Gülünüp eğleniliyor.

Kafalarına bigudi niyetine Euro saran görgüsüzler, CHP’nin saçma sapan kurultayı, nice saatler boyunca konuşuluyor…

Bazı haber bültenlerinde, Gazze Soykırımı’na sekizinci sırada yer verildiğini görüyoruz…

Donuk suratlı diplomatlar, Türkiye’ye İsrail’le ilişkileri bozmama tavsiyesinde bulunuyorlar…

Sokaklara bakıyorum;

Gazze’deki soykırım sokağın gündeminde değil gibi.

Ara sıra, “Ya ya çok kötü, gerçekten çok kötü” deniyor…

Ve ekleniyor:

“Araplar düşünsün!”

Bugünlerde “sanal bahis” meselesi tartışılıyormuş; futbol dünyası gırtlağına kadar, “sanal bahis” şikelerine, hakem oyunlarına batmış…

Tam 5 milyon kişi, sanal kumar oynuyormuş…

Bunlar konuşuluyor…

Gazze Soykırımı karşısında üzüntüden, öfkeden deliye dönmesini beklediğim bir arkadaş, “Sen bilirsin, bu sene asgari ücret ne kadar olacak?” diye soruyor…

Bir arkadaş İsrail Kolası içiyor…

İkaz ediyorum.

“Amaaan, her tarafımız batmış zaten, nereye adım atsan İsrail malı!” diyor!..

Biraz üzerine gidince, “Tamam, tamam, ayran içelim, bakalım kurtulacak mı Gazze!” diyor!..

Her şey matematik!

Bizim oralarda “zihinsel engelli” bir genç var.

“Sigara tiryakisi” bir Teyze, “Senin kalbin çok temizdir, bir dua ediver de, şu sigara illetinden kurtulayım” deyince…

Genç şöyle karşılık vermişti:

“Ederün ederün emmeeee… Ya kabul etmeyiverüse!”

Yani, dua edecek ama garanti istiyor!

Olacaksa edelim, olmayacaksa boşuna yorulmayalım!..

Ya da boşuna yormayalım!..

Bizim aklımız yerinde ama davranışımız aynı.

Hem bir şey yapmıyoruz, hem de her yapılana “Bundan ne fayda gelecek, bundan ne fayda gelecek!” diye kulp takıyoruz…

“Boykot kırıcılığı” yapıyoruz.

Gazze Soykırımı’nın gösterdiği acı gerçek: “Hislerimiz” epeyce körelmiş…

“Öğretilmiş çaresizlik” batağına saplanmışız!..

Faiz bir dünya gerçeği!..

Faizsiz olmaz!

Faizsiz ekonomi hiç olmaz!

Neredeyse bütün mallar, Siyonist malı.

Biz doğru dürüst bir sabun üretemiyoruz.

Hep bunları söylüyoruz.

Beyinlerimiz işgal edilmiş…

En iyisi batıda!..

Her şey Siyonistlerin elinde!..

Saçma!

Sen yaparsan en iyisini yaparsın!

Sen boşluk bırakırsan, onlar da bir güzel doldurur!

Bizi “Batılılaşma, batılılaşma” diyerek büyüttüler…

“Fransızca tutulmuş bir bakkal defteri kutsal kitap hükmündedir!” zihniyeti, bir süre sonra alanı İngilizcecilere bıraktı.

İngilizce bilmeyen birinin “Başbakan, Devlet Başkanı” olamayacağını düşünürdük eskiden, Sağolsun Sayın Recep Tayyip Erdoğan biraz yıktı bunu!..

Batı, her güzelliğin kaynağıymış!..

Lâf!

Batı’nın tarihi de bugünü de “soykırım” suçlarıyla dolu!..

Batı bütünüyle bir terör örgütü!..

Terör örgütleri, birer maşadır malûm; batı bütünüyle Siyonizm’in maşası!..

Bunu bugün bile, insanlık tarihinin en rezil soykırımı yaşanırken bile göremeyenler için yapılacak bir şey yok!..

Kalpleri de, gözleri de mühürlenmiş!..

Galiba, bu vesileyle “Batı’nın rezil gerçekliğini” görebilenlerin sayısında artış var.

Var da…

Onlar da “Ne yapalım yani, böyle gelmiş böyle gider!” kıvamında.

Öğretilmiş çaresizlik!..

Türkiye’de bir zihniyet dünyası.

Bir vakitler üniversitelerde “Nazi odaları” kuranlar, bugünlerde de, “En iyi Arap ölü Araptır!” zihniyetiyle hareket ediyorlar.

Soykırımın ilk günlerden çok daha pervasızdılar, “Oh iyi oluyor bu Araplara, yemişim bebeklerini, çocuklarını” kıvamında lafları vardı.

Sonra…

İsrail Soykırımı’nın savunulabilecek tarafının kalmadığını düşünerek, “hafiften” söylem değiştirdiler ama…

Adamın “Ömer” diyeceğini, ağzını büzüşünden anlarsınız!..

Koyu ırkçılık, nefret söylemi…

Araplarda da var bunların karşılığı, onlarda da Türklerden nefret söylemini yerleştiriyor Siyonizm.

Türkleri, Kürtleri, Arapları birbirlerinden nefret eder hale getirecekler ki, teker teker avlayalar!

Unutmamışsınızdır elbet;

Bir “irtica” meselesi vardı.

Gümüş yüzük takanı bile “mürteci-gerici” diyerek hedef alırlardı.

Şimdilerde bu söylem, “politik çıkar hesaplarından dolayı” etkisini azaltsa da…

Vay çocuklara Kur’an öğretiyorlar, vay okulda namaz kılıyorlar!” şikayetleriyle gazetelerinin manşetlerine, politikacılarının dillerine yansıyor!..

Bunlar, İslam’ın hayata yansıyan bütün görüntülerinden rahatsızlar ama, sözkonusu İsrail Şeriatı olunca hiç de rahatsız oldukları filan yok.

İsrail’e muhabbet olunca, laiklik hassasiyetinden eser yok!

Papaz iyi, Haham iyi, İmam Kötü!..

Bu zihniyete her yerde rastlıyorsunuz…

Gidin resmi dairelere bakın, sokaklara caddelere bakın…

Sosyal medya zaten belli, oraya hiç bakmayın!..

Çok net tarihi gerçekler var;

Filistinliler, topraklarını, sattıkları için değil, yedi düvelin destek verdiği İsrail Terör Örgütü gasp ettiği için kaybettiler!..

Rahmetli Abdülhamit Han’ın, Filistin’de Siyonist Yapılanmaya karşı çıkmak için neler yaptığını bile anlatmadık, hiç olmazsa liseli, üniversiteli gençlerimize…

“Araplar topraklarını sattı da bütün bunlar o yüzden oldu!” zırvasını tekrarlayıp duran gençlere, işin gerçeğini anlattığımızda, ilk defa duyduklarını belli ediyorlar.

Eee, biz her hafta onca saat “tarih” dersi veriyoruz ya!..

Niye anlatmıyoruz bunları, dış güçler mi engel oluyor?

Rahmetli Necip Fazıl Üstad’ın

Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!”
dizelerinden yükselen şikâyet konumuz hiç değişmiyor…

Okullarımızda “saptırılmış tarihi” belletiyoruz!..

Sonra da…

Doğruları anlatmak için uğraşıyoruz!..

Milyonlarca genç, 12 yıl mecburi, 4 yıl da fiilen mecburi (herkes üniversiteli ya neredeyse) eğitim tezgâhından geçiriliyor…

Orta yaşlarında, elinde bir kâğıtla dışarı salınıyor!..

Bunu izleyen dış güçler de “kıs kıs” gülüyor!..

Bir de boşanmalar artıyor, evlenmeler azalıyor, nüfus önceki ve şimdiki Aile Bakanlarımızın da ifade ettikleri gibi, hızla yaşlanıyorsa…

Değme dış güçlerin keyfine!

Sanat dünyamız…

Hollywood’dan bile ne sesler yükseldi, nice “yabancı sanatçı” işlerini, güçlerini kaybetme pahasına Soykırım’a tepki gösterdi de…

Bizdekilerin sayısı iki elin parmaklarını geçmedi!..

Ki, nicelerine ne konserler verdirildi, ne ballı roller verildi!..

Sivil toplum örgütlerimize ve medyamıza baktığımızda da, Türkiye’nin dile getirilen iddialarının yanından bile geçemeyecek kadar zayıf, etkisiz…

Kimileri de, resmen memleket düşmanı!..

Gâvur hep haklı, biz hep haksız!..

Böyle bir dünya!..

x

Şu ana kadar hep olumsuzlukları mı sıraladık?

Evet, öyle…

Ya da “Hayır, öyle değil!”

Lanetlenmiş Siyonistlerin Gazze Soykırımı, buraya kadar sıraladığımız meselelerin, hiç de boş meseleler olmadığını göstermiştir herhalde uyuyanlardan bazılarına!...

Biz büyük bir milletiz, uyandığımızda kimse güç yetiremez bize!..

Uyanalım, yeter!