Gazze'nin ingilizcesi
Gazze kasabı Netanyahu, uluslararası tepkileri de dikkate
alarak Filistinlilerin son sığınağı olan Refah’taki katliamı Ramazan ayı
girmeden bitireceğini ilan etti. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın
bir Yahudi tarafından yakılması üzerine kurulan İslam İşbirliği Örgütü, Aksa
Tufanı operasyonu sonrasında İsrail saldırılarını durdurmakta etkin bir rol
alamadı. İsrail, Gazze soykırımı boyunca yalan, yanlış, kanıtlanmamış ve
doğrulanamaz iddialarla sistematik olarak tek taraflı propaganda savaşında
üstün çıkmaya çalışıyor. İsrail’in yalanlarını ise Beyaz Saray ve Batı
başkentleri aklayarak, mazlum Filistin halkı saldırgan, her gün bebek kanı içen
İsrail ise mağdur olarak gösteriliyor.
Geçtiğimiz hafta, tüm dünyadaki Müslüman gençleri ortak
sorunlara karşı ortak tavır alabilmeleri için tanıştırmak ve kaynaştırmak
amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in
fikir babalığında on yıl önce kurulan İslam İşbirliği Gençlik Forumu 5. Genel
Kurulu’nu gerçekleştirdi. Taha Ayhan oy birliği ile yeniden Forumun başkanı
seçildi. Dünyanın dört bir yanından Müslüman gençlerin buluştuğu forumun ortak
dilinin İngilizce olması, Gazze’deki ortak sorunlarımızı Türkçe, Arapça, Farsça,
Urduca kelimeler yerine İngilizce kelime
ve kavramlarla konuşmamızın sorunları
çözümsüzlüğe götürmenin ilk adımı olarak düşünebilirsiniz. Konuşmacıların tamamına
yakını kendilerini İngilizce ifade etmenin derdine düşmüşlerdi. Genel Kurulun
kapanışında Filistin özel oturumu düzenlendi.
Kendisinden istenen İngilizce yerine konuşmasını Arapça
yapan Filistin Gençlik ve Spor Yüksek Konseyi Başkanı Cibril Mahmud Muhammed
er-Recub, İlk teşekkürünü İslam ülkeleri yerine Uluslararası Adalet Divanı’nda
İsrail’in soykırım suçundan yargılanması için dava açan Güney Afrika
Cumhuriyetine gönderdi. Filistin’in yanında duran başta Türkiye olmak üzere
herkese teşekkür etti. Racup, ABD ve Batı’nın katliamlar silah vererek ve
sessiz kalarak ortak olmasına rağmen İsrail’in hedefine ulaşamadığını bundan
sonra da ulaşamayacağını söyledi.
İngilizce tarih ve medeniyet okumalarına göre, Batı ve doğu
medeniyeti arasındaki ara medeniyet ara medeniyet olarak görülen İslam ve
Müslümanlar düşman ve karşıt olarak tarif ediliyor. Afrika ve ABD yerlileri ise
zaten köle statüsünde. Biz dünyaya islamofobiyi veya Gazze sorununu veya İslam
coğrafyasında akan kan ve gözyaşını İngilizce olarak sunmaya ne kadar kendimizi
zorlarsak zorlayalım batılıların Müslüman kavramına bakış açıları sebebiyle bir
arpa boyu yol alamayız. Bu durumu çok iyi bilen Frankofon ülkeleri Fransız
sömürüsünü sona erdirmenin ilk adımının dilden geçtiği gerekçesiyle Fransız
işgalcileriyle birlikte Fransızcayı ülkelerinden kovdular. Hiçbir yöntem evleri
yıkılan Filistinlilere yardım etmek isterken İsrail dozeri altında kalan Rachel
Aliene Corrie kadar Filistin davasını batıya anlatamadı. Kendinden insanlara
yapılanları bile görmezden gelen batı İsrail vahşetini yumuşatmak için her
zaman bir bahane buldu.
Hollanda’nın eski başbakanlarından 93 yaşındaki Dries van
Agt, memleketi Nijmegen'de eşi Eugenie van Agt-Krekelberg ile birlikte el ele ötenaziyle
hayatını kaybetti. Agt, İsrail vahşetini Flemenkçe propagandalardan değil, İsrail’e
yaptığı ziyaret sonrasında birebir oranın Arapça konuşan insanlarından öğrendi.
Durumun algı operasyonlarıyla kendilerine gösterilenler gibi olmadığını görmüş,
hayatı boyunca da Filistinlilerin haklı davalarının yanında yer almıştı. Filistinlilerin
uğradığı mezalimi ve haklarını gündeme getirmeye cesaret eden ilk tanınmış Hollandalı
oldu van Agt. Akt, kutsal topraklarda kutsal olmayan onca alçaklığı gördüğünü
ifade etmişti.
Van Agt, 2019 yılında
Filistin’i savunan bir konuşma yaptığı sırada beyin kanaması geçirdi. (MOSSAD’ın
rolü bilinmiyor) buna rağmen Filistin meselesiyle uğraşmaya devam etti ancak
özgünlüğünü, konsantrasyonunun ve tutkulu konuşmalar yapma yeteneğinin
etkilenmiş olmasından dolayı hayal kırıklığına uğradı. Hayatının son aşamasına
girdiğinin tamamen bilincinde olarak yavaş yavaş halkın gözünden çekildi. 5
Şubat 2024’te ise ötenazi ile hayatına son verdi.
Dört aylık süreçte, İslam işbirliği Teşkilatı, İsrail’in
Gazze saldırılarını durduramadığı gibi Filistinlilere gerekli yardımı da
sağlayamadı. İsrail, batılıları 1950’den beri Filistinlilere yardım için
fonladığı UNRWA’yı, BM binalarının altında Hamas tünelleri var propagandası ile
destekten vazgeçirdi. Almanya, İsviçre, İtalya, Kanada, Finlandiya, İzlanda,
Avustralya, İngiltere, Hollanda, ABD, Fransa, Avusturya, Japonya ve Estonya,
İsrail propagandasıyla UNRWA'ya yardımları
kestiler. Norveç, İrlanda ve İspanya ise UNRWA'ya desteklerini sürdüreceklerini
açıkladı.
Son söz, Gazze’ye ve Müslümanların sorunlarını Filistin
topraklarını siyonizme açan İngiliz literatüründen okursak hiçbir zaman
istediğimiz neticeyi alamayız. Ha keza Hindistan, Pakistan, İran, Körfez
ülkeleri, Mısır gibi bölgelerde yaşanan kan ve göz yaşına İngiliz gözlüğüyle
bakarsak ümmetin birliğini değil tefrikayı artırırız. Gazzeyi en azından İslam
ümmeti olarak aramızda Türkçe veya Arapça konuşursak, dünyaya derdimizi daha
iyi anlatırız.Apartheit, soykırımcı, katil İsrail’in hesap vermesini istiyorsanız
dilde, işte ve ülküde birliği sağlamalıyız. İngiliz’in literatürüyle İslam
düşmanlığının önüne geçemeyiz, ABD’nin parasıyla ekonomimizi düzeltemeyiz. Önce
kim olduğumuzu ve bizi biz yapan değerleri kendi kaynaklarımızda öğrenerek
medeniyetimizi inşa etmeliyiz. Gazze’de yeniden yeşeren gaza aşkını ümmeti
muhammede yaymadan ne Filistin ne de biz kurtuluruz…. vesselam……