Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Şubat 2014

'Gelsin benim paramı da alsın!'

Geçen birkaç arkadaş sohbet ediyoruz. Konu, Başbakan Erdoğan'la oğlu Bilal arasındaki montajlanmış ses kayıtları. Bu iddiaları tartışırken, yaşı bizden biraz daha büyük olan abimiz, "Başbakan gelsin benim de para mı alsın. Muhakkak ümmetin hayrına bir işe verir hiç olmazsa" dedi.

Gruptan biri bu düşüncesine itiraz edince abimiz devam etti: "Kardeşim Afrika'dan Asya'ya, Somali'den Bosna'ya Başbakan dünyanın hangi ucuna gitse elini cebine attırırlar mı? Başbakan'ın paraya ihtiyacı mı var? Ben gözümle görsem bile hayır-hasenat yapıyor diye ancak Müslüman bir lidere dua ederim, hainlik değil!"

***

Bu tekil bir örnek, genelleme yapamayız tabi. Ama bizim o grubu küçük bir örneklem olarak ele alırsak dahi Başbakan hakkındaki iddiaların tabanda "iftira" olarak algılandığını söyleyebilirim.

Sonra eşi Cemaat'ten olan bir arkadaş söze girdi. Zor konuşuyordu, sıkıntılıydı. "Bugün dindar bir Başbakan'a karşı gösterilen tavrın, 28 Şubat'ta darbeciler tarafından dahi yapılmadığını" söyledi.

Sonra evde huzurlarının kalmadığından, eşiyle doğru dürüst konuşamadıklarından bahsetti, gerisini biz anladık. Ardından bir sessizlik oldu.

Meşru Hükümet'e yönelik bu darbe girişimi, bırakın toplumsalı, bireysel olarak hanelere kadar huzursuzluk veriyor ama abiler ne yapıyor?

Maalesef okyanus ötesinden hazırlanan Neoconvari Paralel tezgahın değirmenine su taşımaya devam ediyor.

***

Cemaat adına medyada, televizyonda, gazetelerde söz alanların, AK Parti'ye ve Başbakan'a yönelik hıncından, hırsından, kininden zerre eksilme yok.

Resmen cemaate harakiri yaptırıyorlar. Tabanda ciddi rahatsızlıklar var, bölünmeler var. Panik içinde Başbakan Erdoğan'a ve ailesine saldırmaya devam ediyorlar.

Paralel tetikçiler, televizyonlarında karşılarına, kimi zaman bir eskimiş liberali, kimi zaman bir ulusalcıyı, kimi zaman "dindar nefreti"nden başka hiçbir hasleti olmayan emekli bir siyasiyi veya gazeteciyi alıp hep birlikte "Erdoğan'a sövme" seansı düzenliyorlar.

Medyadaki kifayetsiz tetikçileri saldırdıkça tabanda o kadar itibar kaybediyorlar.

Cemaatin bu paralel tetikçilerine destek veren, onlarla birlikte Hükümet'e hakaret edenlerin kimliğine iyi bakın. İşi o kadar abarttılar ki sosyal medyada AK Parti'ye oy veren seçmenlere bile "Hırsızsın" diye hakaret ediyorlar.

Bu işin toplumsal yansıması veya Cemaat'e verdiği zarar umurlarında değil.

Cemaatten olduğunu söyleyip küresel Paralel örgütün tetiğini çekenlerin en büyük destekçisi, maalesef daha düne kadar bizzat Cemaat'e küfredenler!

***

Seçimlere bir aydan az bir zaman kaldı. Okyanus ötesinden hazırlanan Erdoğan'ı indirme kumpası mağlup oldukça bütün kampanyayı kişiselleştirme üzerine kurmaya başladı. Başbakan Erdoğan'ın şahsını ve ailesini hedefe koyarak, itibar suikastı yapıyorlar.

Cemaat'in halis, Allah rızası için çalışan tabanı, artık tepedeki bu Paralel cuntanın, hem Cemaat'i hem de Türkiye'yi rezil etme çabasına son vermesi için harekete geçmelidir. Abileri, ablaları, büyükleri uyararak yapılan bu kirli savaşın asla kendilerine faydası olmadığını, Cemaat'e kan kaybettirdiğini söylemeliler. Bu süreç sonunda Paralellerin istediği bir sonuç, Allah muhafaza bu ülkedeki bütün kazanımları bir anda sıfıra indirir.

Çıldırmışçasına Başbakan Erdoğan'ı yok etmeye çalışanlar şunu unutmasın:

Eğer milletin oylarıyla iktidara gelen Başbakan Erdoğan, onların hayal ettiği gibi iktidardan düşerse, onu çok ama çok arayacaklaru2026