Gidişinin 30. Yılında Necip Fazıl -1-
Sene 1961. Üstat Necip Fazıl Kısakürek "Zindandan Mehmet'e" şöyle seslenir;
"Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç var da kalan biz miyiz?
Sene 1964. Üstat Necip Fazıl Kısakürek "Şarkımız" da bu defa, şu mısralara yer verir.
"Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur, bizde gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim."
Bugün, O'nun, gözlerini dünya yolculuğuna kapatışının otuzuncu sene-i devriyesi. Doğumumdan beş gün sonra bekası olmayan bu diyardan çile yükünü bırakarak gittiğini bilmek her sene, daha ziyade acıtsa da yüreğimi, "O'na varlık sancısı yükleyen kudretin, O'nu bize bildirmesi; talihimizdir" düşüncesiyle gururluyum.
Bohem bir yaşantının cazibesinden koparak, Abdulhakim Arvasi ile görüşmesini milat telakki etmiş ve geri kalan hayatını Hakka ve hakikate hizmet bilinciyle süslemiş, kendisini "o mukaddes eşiğin süpürücüsü" ifadesinin yüce ahlakıyla izah etmiş bu güzel insan, "Çile"sini armağan ettiği mısralarını miras bıraktı bize. Yüklendiği misyonla beraber hassas ve rakik kalbini şiir dışında deneme, nesir, makale, hatıra gibi pek çok alanda konuşturdu.
Fersiz kelimelerin bedenine ustalıkla koyduğu peygamber aşkını, "Çöle İnen Nur" da terennüm ederken, yıllar yıllar evvelinden "Aynadaki Yalan" ı gösterdi gelgeç güzelliğimize. "Bir Adam Yaratmak" ın heybetli buhranını süzdü tefekkür imbiğinden. "İman ve İslam Atlası" verdi ismini, zindanda kalbine düşen iştiyakın. Varlığı kucakladı yokluk "Çerçeve" sinden. Tarihin bilmediğimiz kokularını taşıdı "Ulu Hakan II. Abdulhamit Han" ve "Vatan Şairi Namık Kemal" gibi nicesiyle. "Hitabeler" ile çoğalttı "Gençliğe Hitap" ınıu2026"İman ve Aksiyon" ile reddetti cümle yorgun ve bezgin tavrı. Susmadı, kendisine reva görülen eziyete rağmen susturulamadı. Sadece ismini yazmaya kalksak, sayfalar almaz aklın hudutlarını zorlayan eserlerinin. Değil bir kaçını, birini anlatmaya kalksak, çoğalırızu2026 Ömrü yetmez anlamsızlığımızın, anlamaya bir çalışmasını bileu2026
Yıllar sonra bu Mayıs, hiç olmadığı kadar anılıyor, anlatılıyor yurdun dört bir yanında dava şairi. O'nun felsefesi, fikirleri, sanat ve hakikat anlayışı süslüyor edep ve edebiyat ehillerince kalplerimizi. Bu bahar Necip Fazıl'ın uğruna ömrünü adadığı sevgiliye yürümeden önceki icraat ve hizmetleri zikredilmeye çalışıyor layıkıyla. Sayfa bitiyor şu dem, mevzu "O" ya bitemiyor sözüm, köz olup dağlıyor kalbimi. Şiire gönül veren, gönlünü edebiyata bağlayan çok kimseler için, dava için, sanat için, Çile'si için borçluyuz O'na. Gözleri bu yazıya dokunurken kütüphanesinde Necip Fazıl'a dair bir ya da birkaç kitap bulundurmayanlardan ricamdır bu yüzden; kendileri ve hane halkları için bir iyilik yapsınlar. En yakın kitapçıya giderek, lisanlarında söz sahibi olacak fikir insanının kitaplarından alsınlar. Şüphe yok ki hayatlarında derin izler bırakacak güzide yolcuyu eserleri ile kucaklasınlar.
