Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.62
Gram Altın
2429.55
BIST 100
9996.48
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Nisan 2018

Gül kaygılı, Arınç beklenti içinde

Son dakikaya kilitlenen siyaset mekanizmamız var. Bu böyle olmamalıdır! Abdullah Gül aday olacak mı, olmayacak mı diye bekliyoruz. Gül aday değil ama kaygılı!

Cuma namazı çıkışı basının mikrofon uzattığı Gül, "Takdir etmelisiniz, cami kapısında, cami önünde, bu kadar memleketin geleceğiyle ilgili önemli meseleleri konuşmayı çok doğru bulmuyorum. Onun için yarın sizleri çağıracağım, ne düşündüğümü, ne yapacağımı bunları size detaylı olarak yarın anlatacağım." dedi.

Ayrıca seçimin olağanüstü olduğunu niteleyen Gül, "Hele memleketle ilgilenen, memleketin geleceğinden kaygı duyan, 'daha iyi olsun' diye uğraşan, tartışan herkes bu kaygıyı taşıyacaktır." diye sürdürdüğü konuşmasında seçimi yakından takip ettiğini ifade etmiş oldu.

Abdullah Gül, yarın ne diyecek diye düşünen olabilir. Gül'ün ne demeyeceği önemlidir. Zira AK Partililerin beklentisi başkaydı. Gül'den şunu beklediler: "Kardeşim Erdoğan'ın adaylığını destekliyorum."

Ne yazık ki Gül, bunu bugüne kadar demedi. Yarın da demeyecek olan Gül, kaygılıyıymış! Biz de kaygılıyız. Gül, memleket meseleleriyle ilgili. Biz de ilgiliyiz. Gül, cami kapısında siyaset yapmıyor. Yoksa cami kapısında siyaset yapan biri mi var da ona gönderme yapıyor? Aklımıza böyle sorular geliyor.

Gül, "Bu çerçevede bugünlerde tabii yoğun olarak bu tartışmalar olurken benim ismim etrafında da herkes bir şeyler söylüyor." derken mutlu. Yine tebessüm ediyor, sevinmiş! Siyaset garip bir şey yahu. İsminizin telaffuz edilmesi bile hoş. Ne iyi! Demek ki siyasette kimseyi gözden çıkarmamak gerek, bunu anlamış oluyoruz. Hele hele kurt siyasetçileri her zaman hesaba katmak gerekmiş. Bunlar canlı siyaset dersleri oldu. Bakalım Gül ne diyecek!

Siyasette herkes vefadan bahseder oldu. Gaip bir şey! Siyasette vefa olur mu kardeşim! "Dün dündür, bugün bugündür." Bir de şöyle bir söz vardı: "Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz."

Siyasette anlık değişim var. Rüzgar çok değişiyor. Bu değişimi kestiremeyenlerin durumuna göre ülkenin geleceği sisli olabiliyor. Kimin nerede durduğunu anlamak zor. Bakın, CHP'li 15 vekil İYİ Parti'ye geçti. Geçti de ne oldu, hesap tutmadı. Şimdi bu vekillerin CHP'ye dönüşü bekleniyor.

Abdullah Gül ile temas halinde olan AK Partili vekiller var anlaşılan. Cumhurbaşkanı da bunları biliyoruz diyor. Üzüldüğünü de belirten Erdoğan, vekillik konusunda kimseye söz vermedik, herkes mülakata girecek, diyor.

Bülent Arınç ne istiyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Arınç, görüşme çıkışında basının karşısına geçti. "Milletvekili adayı olacak mısınız?" sorusu üzerine de aktif siyaseti bıraktığını açıkladı ama şunu da demeden bırakmadı: "Bundan sonra tekrar milletvekilliğinden başlayacak durumda değilim." Demek ki Arınç, siyaseti bırakmamış aslında. Sadece vekillik istemiyor. Başkan Yardımcılığı olsa fena olmaz! Başka bir soru da şu idi: "Erdoğan'ın adaylığını destekliyor musunuz?" Arınç, bu soruya salvo ile cevap veriyor ve şunu diyor: "Kendilerine başarılar diledim, sadece bunu ifade ettim. Bundan daha ötesini şöyle sorarsanız bana, ben bir AK Partiliyim, partimden de memnunum."

O zaman şu soruyu da biz eklemiş olalım: AK Parti'den memnun olan Arınç, Erdoğan'dan memnun değil mi? Neden açık açık Erdoğan'ın adaylığını desteklediğini söylemedi?

El-cevap: Kurt siyasetçiler almadan vermezler! Demek ki Arınç'ın da beklentisi var. Beklentisinin olması da normal. Milli Görüşçü olduğunu da açıklayan Arınç, "Daha seçimlere çok var, bu konuda kanaatimizi inşallah açıklama fırsatı da buluruz." diyerek sahneden şimdilik çekildi.

Siyaset adam harcama yeri. Vefa yok, kardeşlik yok! Dava mı, onu da merhum Galip Erdem'den dinleyelim: "Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkaracaktık. Yola koyulduk. Bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu. Ama küçük (!) bir noksanımız olduğunu fark ettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız."

Ahvalimiz budur. Vesselam!