GÜL KOKULU GÜL BABA
Yüce Rabbimiz gezip tozmamızı ve etraftan ibret almamızı tavsiye ederken sevgili peygamberimiz seyahat ediniz sıhhat bulunuz diyor.Gezmek çevremizi dünyamızı daha iyi tanımak için fırsatı olanlar bu tavsiyelerden yararlanmalıdır diye düşünüyorum.Ülkemiz dünyanın merkezinde .Sayısız nimetlerle de donatılmış.Ama bir zamanlar bizim olan beldeleri gezmek ve görmekte farklı bir duygu.
Bu makaleyi sizlere gönderdiğim belde ise ecdadımızın İlay-ı kelimetullah uğruna fethettiği Macaristan toprakları.150 yıl gibi bir süre dedelerimiz tarafından idare edilen gül baba diyarından duygu dolu anılarımın bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Batıda Muhteşem Süleyman lakaplı Kanuninin emri ile Budapeştede irşat faaliyetleri için görevlendirilen Gül baba almış olduğu emri harfiyen yerine getirmiş 70 yaşında şehid edilmiş ve bu topraklarda hala etkisi devam etmekte.Budapeştedeki türbesine yaklaştığımız etrafa saçılan gül kokusundan anlaşılıyor. 10 yıl önce devletimizin katkıları ile restore edilen istiratgahında irşad faaliyetleri manen devam ediyor.Türbenin sadece ülkemizden gelen dostları ile değil yerli halk tarafından da ziyaret ediliyor olmasının anlamı oldukça yüklü.
Budapeşte yada bizim nazlı Budinimiz için söylenecek tek söz nedir derseniz? Buranın bir açık hava müzesi olduğunu hemen söylerim.Dedelerimizin batıya doğru fetih hareketinin esrarı buraları gezdikten sonra daha iyi anlaşılıyor.Gelmişler hakkı hukuku adamlığı ademliği yaşantıları ile yerlilere öğretmişler yakmadan yıkmadan bu cennet köşesi beldeleri islamla şereflendirmişler. Bunu nereden anlıyoruz? Geçtğimiz yıllarda basınımıza yansıyan Macaristan Cumhurbaşkanının itirafname olarak algılanabilecek bir demecide bahsettiği gerçeklerden anlıyoruz.Özet olarak ne dediğine gelince: Osmanlının 150 yıllık idaresinin Macar halkı için bir şans olduğunu söylemiş ve devam etmişti. Ülkemiz Osmalılıar değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık. 150 yıl boyunca Macaristanı Osmanlı asimile etmeden adaletle idare etti diyerek ülkemiz yöneticilerine teşekkür etmişti. Gerçekleri haykırmak bugün oldukça zor..Bu gerçeği tüm samimiyeti ile açıkladığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
Macar halkı başka bir bakış açısı ilede bizim kardeş milletimiz.Her iki ırkın hun Türklerinden kardeş olduğuda tarih kitaplarında yazıyor.Bu duygularla baktığımızda din olgusunun ne kadar önemli ve değerli olduğuda anlaşılıyor.Din insanların muhtaç olduğu kültür ve dil gibi önemli bir olgusu.Dinsizlik algısı insanı tekamül ettiriyor gibi algılansa da mutlu olmasına engel oluyor.Bunuda Sovyet Rusya ve diğer ladini idarelerde ezilen insanlardan anlıyoruz.
Din insanın olmazsa olmazı bir gerçekliği. Adeta mutlu yaşamasının oksijen kaynağı.Duygu merhamet diğergamlık tevazu muhabbet gibi insanı yücelten hassalar ancak din duygusu ile birlikte insana kalıcı mutluluk ve tatmin hissi veriyor. Macaristan halkı dedelerimizin hoş görüsüne bağlı olarak katolik ağırlıklı hristiyan dinine koyu koyuya bağlı. Bu gezimde bunuda etraflıca düşünüp değerlendirmek gerektiğine inandım.
Din insanda namus hissinin en büyük teminatı.Bu teminatın insan üzerindeki tesirleri harici olarak sanki buralarda dumura uğramış.Kalbi temiz de olsa görüntü kirliği her yerde ayan beyan insanı rahatsız eder nitelikte.Memleketimizde de bazı hassalarımız zayıflamış da olsa buralara göre cennetten çıkma ak kaçık nerde ise. Açıktan yapılması hoş olmayan nefsimize hoş gelen şeyleri ulu orta özgürlük adına kabul ederek sineye çekmek zor.Çekmemekte gerekir diye düşünüyorum.Hürriyet bir başkasının sınırlarını ihlal ettiği zaman hak olmaktan çıkmalı.Birlikte yaşamanın hukuku karşılıklı işler hale gelmeli.Yoksa insan denen eşref esfelesafilin haline dönüşür ki bu duruma düşmemek gerekir.
Önümüzdeki günlerde gazetemizde Macaristan gezimizi Sefa saygılı hocamla birlikte sizlere gezi notları olarak aktaracağız inşallah.Bugün kısa bilgilerle gezimizden bir bölümü sizlerle paylaşmış oldum.Sağlık ve mutluluk dileklerimle.
