Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2433.84
BIST 100
9974.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Ağustos 2016

Gülen Bilmecesi

Ankara'ya günübirlik ziyarette bulunan Amerika'nın ikinci adamı Başkan yardımcısı Joe Biden 'süklüm püklüm' tavırlarıyla 'bize kalsa' hemen veririz ama 'hukuk' var gibi bir 'zırvanın' arkasına sığınıp FETÖ elebaşı konusunda 'kıvrandı'!
Amerika'da işler böyle yürür. Ardı arkası gelmeyen kağıt işlemleri ve ne zaman biteceği bilinmeyen mesailer. Yani 'bugün git yarın gelin' Amerkanca 'oyalama ve yıldırma' taktiği! Ve Biden'ın da defaatle ikrar ettiği gibi her zaman 'en iyi dost' kendileridir!
Dahası Fethullah Gülen denen hain mühennatın iade edilip edilmeyeceği bilmecesinden ziyade 'iade edilmeli' noktasına yoğunlaşmak gerekir!
En ufak bir satın almada sayfalar dolusu imza ve paraf isteyen kağıt işlemleri ile sizi boğan bir sistemi olan Amerika için hukuk kılıfı gayet makuldur. Bunun güzel bir örneği Balyoz ve Ergenekon kumpaslarında hazırlanan binlerce sayfalık iddianamelerde gördük.
Amerika'nın teröristbaşının iadesi için son 3 yıldır Türkiye'den istediği bilgi ve belge bu işin sulandırılmasından başka birşey değildir. Türkiye'nin gerek halkı gerekse devlet kademesinin bu tür kağıt işlerini asıl kabulünden ziyade gerçek hukuğu öncelediğini de düşünürsek, bunun Amerikalılar tarafından kullanıldığını söyleyebiliriz.
Bir başka yönüyle de, artık herkesin kabul ettiği Başkomutan Erdoğan'ın FETÖ terörünün üstüne şahsi olarak ciddiyetle gitmesi sonucu bu tehlikenin bertarafı söz konusudur. Bir takım gevşek ve ciddiyetsiz tavırların muhatapların, ve tabii Amerika'nın elini güçlendirdiğini rahatlıkla görüyoruz.
Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası Erdoğan'ın mücadeleyi daha da ciddi ve kararlılıkla ele alması Amerika'nın tavrında değişiklik yaptı diyebiliriz. Ancak burda değişen tek şey 'dillendirilen' şeyi, işi yokuşa sürme noktasında bu defa 'deliye pösteki saydırma' noktasına getirmesidir.
Var olan 1979'a dayalı iade anlaşmasında 2. Madde Amerika Türkiye'ye 'şüpheli şahsı' iade etmesi gerekiyor. Hiç olmadı, Erdoğan'ın dediği gibi 10. Madde gereği Amerika'nın kendisi bu şahsı tutuklaması gerekiyordu! Hatta bu anlaşma Bush döneminde Amerika'da 2003 yılında çıkarılan Milli Güvenlik kanunlarıyla da daha perçinlenmiş ve kapsamı genişletilmişti.
İşte en azından bu husus dikkate alınsaydı 15 Temmuz teşebbüsü talimatı akim olacaktı!
Fakat daha önce dosyaları, delilleri talep eden Amerika, bunları iletilince yine yetinmedi ve Adalet Bakanlığı makamlarını işaret etti! Türk yetkililer bunu da yaptı ve gerekli dosyaları söylenilen yerlere ulaştırdı. Ve fakat Amerika yine yan çizdi ve sözde işi hızlandırmak için heyetler gelip gitsin teranesi çıkardı.
Halbuki Rıza Sarraf'ta da gördüğümüz gibi, işlerine gelince istedikleri gibi dosya düzenleyip istediklerini mahkemeye sevk edebiliyorlar!
Ancak iş Fethullah denen haine gelince, hakkında şüpheli sıfatıyla bile talep olsa Amerika'nın anlaşma gereği bunu değerlendirmesi gerekirken sanki 'ticari anlaşmazlık' varmışcasına 'heyetler' görüşüyor!
Gerçekten merak ediyorum, bunlar kim, ve neyi görüşüyor?
Türkiye ise Başkomutan'ın iradesiyle yine de talepleri ciddiye alıp takipçiliğini yapıyor ve Amerika artık 'oyalamayı' bırakıp Türkiye ile olan ilişkilerini gerçekten 'En iyi Dostu' diye değerlendiriyorsa, Gülen'i iade etmelidir.
@yusufserce twitter.com/yusufserce