Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Haziran 2016

Gurbet ve Ramazan

Tahran Şehir tiyatrosu meydanı, Tahran'nın kültür ve sanat hayatınının can damarı. Buraya Çar- Rah-ı Veli Asr da deniliyor. İnkılap caddesi ile Veliasr caddesinin birleştiği yer. Kadim zamanların caddesi ile modern zamanların caddesi burada buluşuyor. Meydan'ın bir de alt kısmı yani metro kısmı da sanat ve kültür faaliyetlerine ayrılmış durumda.

Gündüz ve gece burada sanat faaliyetlerine rastlamak mümkün. Hem şehir tiyatrosunun meydanında hem de içerisindeki salonlarda tiyatro oyunları sergileniyor. Bu durum Ramazan ayında da devam ediyor. Şehir tiyatrosu meydanda bir sahne var ki İranlıların deyimiyle "Hayli calipter est." Bir hayli ilginç... Tiyatro sahnesinin bir bölümü havuz tarzında yapılmış. Burada tiyatro oyunlarını sergilerken su dekorunu çok güzel bir tarzda kullanıyorlar.

Meydanda oynanan tiyatro ve kısa konserler dışında Ramazan adına yapılan bir diğer etkinlik kadınların büyük kazanlar içinde hazırladıkları "aş-e rişte ve aş-e doh" yemekleridir. akşam iftara yakın saatlerde hazırlanıyor. Bunu yolda kalanlar eve yetişemeyenler alıyor. Çoğu da meydandaki parkta yiyiyorlar. Tabii bunun için dört tümenleri olacak.

Bir dönem Tahran'da kalan ve Taharn gibi bir çok İran Şehrini de gezen yazar Cihan Aktaş'ın Ramazan'daki Tahran Camiileri ilgili ilginç bir tespiti var.

Şöyle diyordu Aktaş bir yazısında "Tahran'da Ramazanın, İstanbul'la kıyaslanabilecek kadar şehrin yüzünü değiştirdiği söylenemez. İstanbul'da Ramazan, camilerin görkemli görünürlüğüyle gece-gündüz ayakta. Tahran'da ise camiler ne İsfahan'da olduğu şekilde görkemli büyüklükte, ne de şehre hakim olabilecek konumlarda yapılmış. Düz ve dairevi bir şekilde gelişmiş bir şehir olan Tahran'da bir caminin şehre hakim olması zaten çok zor, fakat en azından büyük meydanların, bunu sağlayacak şekilde tasarlanması mümkün olabilirdi." Demiş.

Ramazan'da İranlılar'ın iftar programları nasıl tam olarak öğrenemedik. Tahran'da Mesnevi Sohbetleri dersleri veren Dr. Kimars Fellahi beyin ders verdiği merkezde bir iftar yemeği yedik. Bu yemekten ziyade kahvaltı tarzında yapılan atıştırmalık bir yemek idi. Gerçi aş-e rişte " bizim ezogelin, makarna de içinde olan bir çorba gibi" de vardır. Tahranlı dostlarımız bizi Mesnevi sohbetine çağırırken iftarı da yapalım diye düşünmüşler.

Türkiye'de iken Ramazan'ın en önemli özelliklerinden biri iftar sofralarına davetsiz gidilebilmesiydi. Bunda Ramazan Çadırları ve "Sokak İftarları"nın ehemmiyeti büyüktü. Bu durumu Tahran'da daha göremedik. En azından sohbetlerine şahit olduğumuz Tahranlı dostlarımız bu konuyla ilgili detaya girmediydiler.

Bu konuya itirazımız yok. Peki yıllarca Tahran'da yaşayan Türkiyeli aileler Ramazan ayında ne yaparlar. Onlara da dair bilgimiz yok. Ama bir dostumuz var ki uzakta da olsa bizi unutmadığına dair haberler gönderiyor. "Gurbet dostsuz kalmakmış. Dostun da olmadığı yer babanın da evi olsa dört duvar çekilmez olur, sıla olur." Demiş mesajında. Mesajından sonra iftara daveti de geldi.

Ne diyelim Ramazan her daim bereket getirsin Tahran'a, İstanbul'a, Urfa'ya da...