Dolar (USD)
32.35
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2390.00
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Eylül 2019

Güvenli bölge satrancı

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyon hakkında ABD’ye verdiği süre bugün doluyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile güvenli bölge çalışmalarının tatmin edici aşamaya gelmediğini vurguladı.

Bu saatten sonra Türkiye’ye kendi göbeğini kendisinin kesmesi seçeneği kalıyor. Şayet Türkiye, bu kadar hazırlık ve Başkan Erdoğan’ın süre vermesine rağmen bu operasyonu gerçekleştiremezse bölgede madara olur. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı’nı boşu boşuna yapmış olur.

Operasyonun engellenmesi için sadece dış dinamikler değil, iç dinamikler de harekete geçirildi. Mesela, Bilderberg’in CHP elçisi Ünal Çeviköz, CHP amblemiyle 5. Kol faaliyeti olarak geçtiğimiz Cumartasi günü Suriye konulu bir toplantı düzenledi. Konuşmacılar Suriye Politikasında Türkiye’nin sözde yanlışlarını sıraladılar. Suriye’de ölen ve vatanlarından edilen bunca masumun vebalini hak etmediği halde Türkiye’nin sırtına yüklediler. Terör örgütlerini ve bu örgütlerle işbirliği yapan ABD’yi, İran’ı, Rusya’yı, katil Esed’i temize çıkardılar. Türkiye’nin operasyon yapmaması gerektiğini, Katil Esed’le görüşerek soruna çözüm bulması gerektiğini vurguladılar.

Bu savaşın, Türkiye-Suriye savaşı olmadığını herkes biliyor. 1990’lı yıllarda Özal’ın Musul’a asker gönderme fikri kimler tarafından manüpile edilmişse, bugün yine o çevreler Suriye’de Türk askerinin ne işi var diyorlar. Şayet o yıllarda Türkiye Musul’a asker gönderebilseydi, PKK yeniden hayat bulamaz, başımıza bela olmazdı. Irak etnik bir anayasa ile üçe bölünmez, Türkmenler ve Sunni Müslümanlar hukuki ve siyasi hakları ellerinden alınarak yok sayılmazdı.

ABD, Türkiye’yi oyalamak için sadece ortak devriye mavalına mı sarılıyor. Ekonomik olarak da Türkiye’yi zor durumda bırakmanın peşinde. Geçtiğimiz yıl Rahip Brunson bahanesiyle ekonomimize yapılan döviz-kur-enflasyon darbesinden istifade edilerek yönetim zor durumda bırakılmak, Türkiye’den taviz koparılmak isteniyor.

Suriye’den asker çekeceğini açıklayan Trump’ı ters köşe yapan ABD derin devleti, Süreç içinde 22 üss kurdu. Şimdi de ekonomik baskılarla Suriye’deki terör devleti projesini tamamlamak istiyor. Trump’ın yüksek tondan açıklamalarına rağmen Müniç yol haritası nasıl kadük kaldı ise, Fırat’ın doğusunda güvenli bölge projesinin de kadük kalması için uğraşıyorlar.

ABD kongresinde Türkiye aleyhinde hazırlanmış 8 tasarı bekliyor. Bunlardan en ilginci ise, S-400’leri aldığı için CAATSA yaptırımlarıyla ilgili. Trump’ın Türkiye’yi idare ettiğini düşünen kongre bir kanun çıkartarak, 12 yaptırımdan 5’ini seçecek olan başkanın yetkilerini elinden almak istiyor. Böylece 12 maddenin hepsinin Türkiye’ye karşı uygulanma tehdidini savurmaktan çekinmiyorlar. Rıza Zerrab dosyasından bile 30 milyar dolar ceza kesecekleri tehdidi işin ayrı bir boyutu.

CHP’nin Türkiye’yi durdurmak için attığı önemli adımlardan biri de IMF adımı. Türk ekonomisinin yönetilemediğini, IMF’ye muhtaç olunduğunu vurgulamak istiyorlar ve sürekli IMF politikalarını topluma dayatıyorlar. Kemal Derviş’i bir kurtarıcı kahraman, AK Parti’yi ise fırsattan istifade iktidara gelmiş bir parti olarak lanse ediyorlar. ABD’nin parasal genişleme uygulayarak dolaşımdaki 900 milyar doları 5 trilyon dolara çıkartmasından Türkiye’nin aldığı payı, Kemal Derviş’in başarı hanesine yazarak, AK Parti dönemindeki ekonomik başarıyı yok saymak istiyorlar. 2010 yılında Türkiye’nin Milli Geliri’nin 12.500 dolar olduğunu, bugün ise 9 bin doların altına düştüğünü söyleyerek, Suriye iç savaşını, FETÖ’nün de içinde bulunduğu gezi dahil, 15 Temmuz’a kadar yapılan hain kalkışma ve operasyonları, Brunson davasında gözlerden kaçmaz hale gelen dış ekonomik ve siyasi operasyonları, Halk Bankası, Zerrap operasyonlarını, Kur, döviz, faiz, enflasyon ihanetlerini yok sayıyorlar. Piyasa değerlendirme kurumları tarafından Türkiye ekonomisine ayar verildiğini bilmezlikten geliyorlar. 2019 yıl başından bu yana Türkiye’de 35 milyar doların satın alındığını Yapılan tüm çağrılara rağmen TÜSİAD’cı para babalarının paralarını dolarda tutmaya devam ettiklerini. Bankalarda 194 milyar dolar mevduatı bulunduğunu, yastık altındaki 40 milyar dolarla birlikte 220 milyar doların üzerinde paranın piyasaya sürülmeyerek ısrarla piyasa hareketinin engellendiğini görmüyorlar.

Yapılan bu saldırıların hedefinde, Türkiye’den parça koparmak için Erdoğan’ı zor durumda bırakmak ve halkın gözünde itibarsız hale getirmek var. Siyasi parti kurmak için abalanıp duran Gül-Babacan-Davutoğlu gibi isimlerin parti kurmamasının altındaki tek sebep 2019’da ekonomiden gelen olumlu haberler. Bilderbergciler, Tüsiad ve malum çevreler operasyonlarında sonuç alamaz, ekonomi düzelmeye devam ederse bu adamların parti kurma hayelleri de bir başka bahara kalacak.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Ahmet Özal’ı bir söyleşi de dinledim, Ekonomi hakkında oldukça karamsar. Konuşmasında ilgimi çeken en ilginç beyanatı babasının zehirlenerek öldürüldüğünü tekrar etmesi oldu. Babasının mezarını otopsi için açanların otopsi sonuçlarını görünce ölü taklidi yapmaya başladıklarını söylüyor. Ahmet Özal’dan kendisini babasının öldürüldüğü kanısına götüren birkaç anektodu nakledelim: “1998 yılında Hacettep’den aradılar, babanın kanı bizde duruyor, kanı alabilirsiniz dediler. Annemden imza aldım, gittiğimde bir gün önce kan tüpünün düşerek kırıldığını söylediler. Babamın Ölüm raporunda zehirlendiğine dair emareler var. Öldüğü gün Çankaya’da olması gereken iki ekip halinde 4 doktor ve iki ambulans yoktu. Artı bir kalp doktoru bulunuyordu. O gün hiçbiri yoktu. Babamın mezarı açılmadan önce Terörle mücadeleden bir ekip geldi. Mezara yukardan su basıldığını, suyu da cesedi çürütmek için yapılabileceğini söylediler. DDK kararıyla mezar açıldı. Beyin dahil her şey bütün organları sağlamdı. Otopsi yaptılar. Rapor konusunda ölü taklidi yaptılar.”

Dün terör devletinin Irak kolu için, Özal’ı öldürenler, bugün aynı planın Suriye parçası için Erdoğan’ı hedef aldılar. Türkiye 80 milyonuyla ya reisinin arkasında durarak bu belayı savacak, Iraklı, Suriyeli kardeşleriyle ortak bir gelecek kuracak veya ABD-İsrail politikalarına teslim olarak yok olacağı, Irak ve Suriye olacağı günleri bekleyecek. Türkiye güvenli bölge operasyonunu yaparak teröristleri bölgeden temizlerse milli bekasına tehdit olan bir terör örgütünü berteraf etmenin yanı sıra oluşacak ekonomik hareketlilik ile IMF tuzağından da kurtulacak. vesselam….