Dolar (USD)
32.25
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2405.93
BIST 100
10197.69
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Nisan 2023

Hak ve adalet

Allah insanı medeni bir varlık olarak yaratmıştır. Bu fıtratı gereği bir toplum içinde yaşamak mecburiyetindedir. Toplum içinde yaşayan insanı o toplumun bir üyesi olarak muhatap alan yaratıcı insana ona göre hitap etmekte ve sorumlu tutmaktadır. İslam’ın öncelikli hedefi ise insanı erdemli bir seviyeye yükseltmektir. Ferdi erdemle birlikte toplumsal faydayı da önceleyen dinimiz bu minvalde insana bazı görevler vermiştir. İlk hedefi şirki ortadan kaldırmak olan İslam’ın diğer bir hedefi de insanın dünya ve ahiret mutluluğudur.

Kur’an, gücün değil, hakkın ve hukukun üstün tutulduğu bir sistemi ve toplumu önceler. İslâm hukukunun temel hedefi de, can, mal, nesil, akıl ve dinin korunmasıdır. İslâm toplumunun fertleri istisnasız olarak İslâm devletinin sosyal güvenlik kapsamındadır. Bunu da adaletle sağlar. Hak ve adaletin korunması, insanların özgürlüğü, güvenliği ve refahı için hayati önem taşır. Hak ve adalet insanların temel gelişimlerini ve özgürlüklerini korumak için vazgeçilmez değerlerdir. Hak, kişinin sahip olduğu doğal ve evrensel hakları ifade ederken, adalet, bu hakların eşit şekilde dağıtılması ve korunmasıyla ilgilidir. Hak ve adalet ilkeleri, insanların toplumsal düşüncelerinde önemli bir rol oynar.

Bâtılın zıddı olarak gösterilen hak; “Gerçek, sabit ve doğru olmak, gerekmek; bir şeyi gerçekleştirmek; bir şeye yakînen muttali olmak” anlamlarında masdar ve “gerçek, sabit, doğru, varlığı kesin olan şey” anlamlarında kullanılır. Adalet ise “davranış ve hükümde doğru olmak, hakka göre hüküm vermek, eşit olmak, eşit kılmak” gibi mânalara gelir. Adâlet, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde genellikle “düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe uygun hükmetme, doğru yolu izleme, takvâya yönelme, dürüstlük, tarafsızlık” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’e göre adâletin ölçüsü yahut dayanağı hakkaniyettir. Adalet hakka uymakla sağlanabilir.

İslâm dininin en temel ilkelerinden biri hak ve adaleti gözetmektir. Toplumu ayakta tutan en temel unsur adalettir. Adalet yok olduğunda yerini zulüm ve haksızlıklar alır, bu da önce insanı ve sonra toplumu ifsat eder. Ayeti kerimede Yüce Allah “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Mâide; 8) buyururken bu gerçeği ortay koymuştur. Hakkı gözetmenin ve adaletli olmanın kişi ve toplum için önemini Peygamberimiz (a.s.) “Güçsüzün incindiği ve hakkını alamadığı bir toplum yücelemez” (İbn Mace, Sadakat, 17) hadisi ile ifade eder.

Adaleti Yüce Allah “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın.” (Nisâ; 135) diye emrederken, Peygamberimiz (s.a.v.) de adaletli davranan müminlere şu müjdeyi verir. “Dünyada hakkı gözeten kimseler, Allah katında merhameti sınırsız olan Rahman’ın yanındaki nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklardır. Bunlar, yönettikleri kişilere, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletli davrananlardır.” (Müslim, İmare, 18)

Allah’ım! Bizleri hakkı gözeten adil kullarından eyle…