Dolar (USD)
32.23
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2436.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Aralık 2021

​Hakikat ruhumuzda gizlidir

Neyi, nerede kaybettiyse yine orada aramalı insan. Aradığı şeyi bulamıyorsa insan, ya ne aradığını bilmiyordur ya da yanlış yerde arıyordur. İnsanın aradığı şey her ne ise hakikati de odur. Her insanın kendi hakikati yaşama gayesidir. İnsan, gayesini nerede yitirdiyse yine oradan başlamalıdır aramaya. Doğuda kaybettiğini batıda aramak en büyük cehaleti olur insanın.

Yanlış bir şehirde kapı kapı dolaşıp çalmadık kapı bırakmadığında aradığı şeyi bulamadığı zaman yanıldığını anlayınca insan iş işten çoktan geçmiş olacaktır. Hakikati arama eylemine koyulmadan önce neyi, niçin ve nerede aradığını bilmelidir. Aksi takdirde ne aradığın şeyin ne olduğunu anlayacaktır ne de bulduğu şey aradığı şeyin yerine konabilecektir.

Dünyanın en kötü dönemlerine şahit olduğumuz şu günlerde acıların hepsi birden toplanıp da üstümüze geliyorken kaybettiğimiz şey her ne ise onu bulmanın gerekliliği daha bir anlam kazanıyor. Hele ki onca zaman geçmesine rağmen tedavisinin dahi tam olarak ne olduğu bilinmeyen bir salgın etrafımızı çepeçevre kuşatmışken kaybedilen şeyin belki de son umudumuz olma ihtimali zihnimizde beliriveriyor. İçinde bulunduğumuz durum ciddiyetini korumaya devam ederken yolun ve işin en kolayı kendi dışımızda bulup ürettiğimiz sebeplere sığınmak olacaktır. Ancak bugünlerine erdiğimiz dünyanın bu halde olmasına sebepler aradığımızda kendimizde hiç mi suç bulamıyoruz? Nasrettin hocanın da dediği gibi, suç altın kürkte lakin onu giymek isteyen yok.

Kim bilir, ta çocukluğumuzun tozlu raflarında unuttuğumuz insanlığımız bugünleri yaşamımızın en büyük nedenidir? Hiç aynaya bakıp da o gizemli sırrın hakikatine mazhar olmayı denedik mi? Yoksa o baktığımız aynalarda sadece günü kurtarmak için en fiyakalı elbiselerimizin üzerimizde duruş şeklini mi ayarlar olduk? Sırların sırrına ermek için gizemli odanın anahtarını aramak yerine üstünü örtüp günü kurtarma derdine mi düştük? Sorular üst üste gelince cevapları bulmak daha da zorlaşıyor. İnsan ruhuna sormaya çekindiği soruları başkalarına sormaktan hiç de geri durmuyor. Lakin cevabı bulunması gereken soruları önce kendimize sorup hakikatin sırrıyla yüzleşmek gerekirken biz suçluyu da çözümü de hep kendi dışımızda arar olduk. Sonuç olarak da cevaplar bizden uzaklaşırken karmaşıklık her yanımızı sarmaya başladı. Bu acı sonucu kabullenmek yerine, çözüm için kaybettiğimiz şeyleri kaybettiğimiz yerde aramaya başlamalıyız.

Sanırım bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz insanlık, kardeşlik ve saflık duygusunu çocukluğumuzun evcilik oyunlarında unuttuk. Psikologların güncel sorunlarımıza çözümler aramak için çocukluğumuza turlar düzenlemesi belki de bu yüzdendir. Yanlış şehirlerde yanlış kapıları dövmek yerine kendi içimize gizlediğimiz değerlerimizle yüzleşmenin zamanı geldi sanırım. Bu kadar sorunun çözümü için bir hakikat aramamız gerekiyorsa önce kendimize bakmalıyız. Her hakikat insanın ruhunda gizlidir ve er ya da geç bulunmayı beklerler.

Biraz öz eleştiri yapmak için bugünümüzün dünden, yarınımızın da bugünden daha mı kötü olması gerekiyor? Hakikat yavaş yavaş avucumuzdan kayıp giderken onu görmekten bile aciz bir halde kendi dışımızda suçlular aramaya devam mı edeceğiz? Gündemi ne kadar değiştirirsek değiştirelim avucumuzdan kayıp gidenleri tekrar bulmak için kapı kapı dolaşıp aramak da gün gelince yeterli olmayacaktır. Kim bilir, belki de ne o çaldığımız kapı eski kapı olacaktır ne de biz o eski biz? Bir Molla Kasım bizi sigaya çekmeden durup halimizi sigaya çekmemiz gerekiyor. Bir an evvel fıtrat dediğimiz fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyor. Aksi takdirde insan geriye dönüp baktığında nereden nereye geldiğini anlamlandırmakta bir hayli zorlanacaktır. O vakit haline hayıflanıp da diz dövmesinin bir faydası olmayacaktır.

Çocukluğumuza düzenlenen turlara yalnız psikologları göndermek yerine, bizler önden gidip neyi, nerede ve ne zaman kaybettiğimizi kendimiz bulalım. Hiçbir hakikat kendisini bulmak isteyenden asla kaçmaz. Hakikat ruhumuzda gizlidir ve onu ancak aramasını bilenler bulabilir. Hakikati bulmak için de evvela ruhumuzu işgal eden noksanlıklardan ve ahlaki yozlaşmalardan arınmak gerekir.

Haydi, gelin, ilkin ruhumuzun üzerindeki tozları temizleyerek hakikati aramaya başlayalım.