Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2408.96
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Nisan 2023

Halk Parti'si meselesi

Dr. Mehmet Rıza Derindağ

Allah düşmanın da, mertini versin diye bir söz var. Ne yazık ki bu millet dışardaki düşmandan ziyade kökü dışarda dal ve budakları içerdeki zındıka komiteleri ve maşalarının namertliklerinden çok çekmiştir.

Halk Partisi’nin hakiki hüviyet ve mahiyetini anlamak isteyenler için Bediüzzaman’ın Veyiszade Kurucu’’ların, Es’ad Erbili Efendi’nin, Süleyman Efendi’nin ve daha nicelerinin çektikleri eza ve cefaları okumak kâfidir. Halk Fırkası iktidardayken Bediüzzaman’a yapılan kanunsuz işkenceler zemin yüzünde misli görülmeyen bir zındıka cereyanının Anadolu’ya hakimiyetinin bir örneği, çeyrek asırlık diktatörlüğün delili değildir de nedir!? Halk Partisi’nin iktidar olduğu her devre tarihte görülmemiş bir tahribat ve tecavüzat devresidir. Cumhuriyet Halk Partisi bin yıllık parlak mâzinin şehadetiyle, Kur'ân’ın bayraktarı bulunan kahraman bir milletin hayatında, İslâmiyet ve Kur'ân aleyhinde dehşetli tahavvüller ve tahripler yapan bir musibettir. Cihanın en namdar ordusunun bin senelik cihad-ı diniye ile geçen parlak mâzisini silmeye çalışan bir cinayet şebekesidir! Mâzide metfun muhterem ecdadımızı, yeni nesillere unutturup birkaç sahte kahramanın talebelere yutturulduğu felaket müessesesidir CHP!

O sabık devirlerde ordu halkın hür iradesinin önünde sözde laikliğin müdafisi görünümüyle halkına namlusunu çeviriyordu! Bugün altılı masa adı altında oynanan maskeli balo gerçek olayları kaydeden gerçek tarih karşısında boyası akmış palyaço olarak arzı endam edecektir.

“Halk Partisi, maddede kurtardığı Türkün, mânada ruh kökünü kurutmak dâvası yolunda memleket içi bir kıyım ocağı kurmuş ve mazide haçlıların elde edemediği zaferi, batı oyuncağı bir iç ajan sıfatıyla becermiştir” diyen Necip Fazıl Kısakürek böylece ihanetini ortaya serdiği CHP’nin; “CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir" demek suretiyle cinayetlerini ve daha da ileri giderek küfrünü şu sözleriyle ilan ediyor ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin hakiki hüviyetini mahir kalemiyle ne de bedihi ortaya koyuyordu: “CHP kendisine istediği kadar gençlik aşısı yapmaya kalkışsın; kökü, gövdesi ve dallarıyla Türk tarihinin en büyük hıyanet ve dalâlet ağacı olmaktan kurtulamaz; ve ona hizmet de «küfür» kelimesinden başka hiçbir mefhumla ifadelendirilemez.“

Bizler “küfür” kelimesini elbette kolay kolay kullanamayan bir gelenekten geliyoruz. Bediüzzaman nazikane ve nezihane bir üslup ile “Bu asırdaki ehl-i İslam’ın fevkalâde SAFDERUNLUĞU ve dehşetli cânileri de âlicenâbâne AFFETMESİ; ve bir tek haseneyi, binler seyyiatı işleyen ve binler mânevî ve maddî hukuk‑u ibâdı mahveden adamdan görse, ona bir nevi taraftar çıkmasıdır. Bu suretle ekall-i kalîl olan ehl-i dalâlet ve tuğyan; SAFDİL taraftar ile ekseriyet teşkil ederek, ekseriyetin hatâsına terettüp eden musibet-i âmmenin devamına ve idâmesine belki teşdidine kader-i İlâhiyeye fetva verirler; biz buna MÜSTEHAKIZ derler.

Kastamonu Lâhikası/24”diyerek Halk Partisi’ne kerhen de olsa meyleden Müslümanları safderunluk ile tanımlıyor. Partinin yaptıkları onca zulmü göremeyip affedenlerin ise o partinin zulmüne ortak olacaklarını ifade ediyor. Ve bu safderunluk ve zulmün neticesinde azınlığın ekseriyeti elde edip umumi ve külli musibetlere sebebiyet verebileceklerini izah ediyor.

14 Mayıs seçimlerinde “Biz buna müstehakız” dememek için Halk Partisi’nin hüviyet ve mahiyetinin idrakinde olmak, uyanık olmak, safderun olmamak elzemdir.

Nur Külliyatında “Tokatlar Risalesi” namı verilmiş olan bir risalesinde Bediüzzaman Halk Partisi’ne Cenab-ı Hak tarafından millet eliyle vurulan tokadı şu şekilde kaydettirmiş; “İkinci kısım: Mânileri bertaraf etmek ve muzırların şerrini defedip onları tokatlamaktır.

Bu iki kısmın hadiseleri çoktur, hem çok uzundur. Meselâ: Din muhaliflerinin (Halk Partisi), Nur Talebelerine verdikleri azap ve sıkıntı ve ihanetlerden, kendileri dünyada daha ziyade cezasını çektiler, aynını gördüler. Lem'alar/46”

Halk Partisi’nin hakiki hüviyeti böyle olmasına rağmen seçime yakın adaylarına sofilik tavsiye ederler. Osman Yüksel Serdengeçti’nin ifadesiyle ‘Onların Müslümanlığı huy Müslümanlığı değil, oy Müslümanlığı!’dır. Serdengeçti hakikati haykırmış, münafıkların maskeli yüzlerine ve maskeli vicdanlarına aldanmamamızı salık vermiştir!

Bediüzzaman’ın Medine-i Müvvere’de mühim bir âlim diye tavsif ettiği Ali Ulvi Kurucu merhumun amcası Hacıveyiszade Mustafa Efendi (k.s.), Konya’nın meşhur velilerindendir… Bakın CHP’yi nasıl anlatıyor: “Oğlum, bu parti (CHP), inkâr üzerine temeli atılmış bir teşekküldür. Allah dostlarından durmadan beddua almıştır. Allah’ı sevenler bu partiyi sevmez. Allah’a sövenler ise daima bu partiyi korumuşlardır… Yavrularım, bu parti, kalaysız bakır bir kaba benzer, içine gireni zehirler. İçine düşüp de zehirlenmemek olmaz…” (Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar, c.1, s.185)

Halk Fırkası bir zulüm müessesi olarak öyle cinayetler işlemiştir ki ne gazete köşeleri ne kitaplar yazmaya kifayet eder, ansiklopediler yazılmalı o devirlerin bu millete çektirdiklerini anlatabilmek için. Böyle bir zulme ortak olmayın! Bu parti maşadır. Tanzimat’tan bu tarafa memlekete çökmüş sonra ittihat ve terakkinin bozuk kısmı olarak ortaya çıkmış bu güruhun karşısında kim varsa o desteklenmelidir. İmanlı bir Müslüman ve vicdanlı bir Türk veya Kürt kardeşim bunun dışında bir şey düşünemez! Memleketi memleket düşmanlarına peşkeş çekemez.

Seçime doğru giderken vird-i zeban eylememiz gereken bir duayla noktalayalım;

Rabbenâ lâ tuâhiznâ bimâ fa’ale’s-süfehâu minnâ… Allah’ım, içimizdeki birtakım akılsızların yüzünden bizi cezalandırma!