Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2398.83
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Nisan 2020

Hangisi daha tehlikeli: Korona, FETÖ, PKK

Biz gazeteciler rahat durmayız. Sürekli araştırmanın, öğrenmenin ve bunları yansıtmanın peşindeyiz. Geçtiğimiz Pazartesi günü Sultanahmet’teydim. Bu tarihi meydan geçen yıl iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalıktı. Alman Çeşmesi’nin önünde biraz duraksayınca görevli polislerden biri yaklaştı ve nazikçe, tarihi eserleri gezebileceğimi ama durmamamı istedi.

Eminönü’ne indim. Üşütmeyen, harika bir bahar havası vardı. Üsküdar Vapurunun üst katında sosyal mesafeyi koruyarak her koltuk sırasına teker teker oturan yolcuları geçip üst kata çıktım. Tertemiz Boğaz havasını ciğerlerime çekerek karşıya geçtim. Korona gelmiş, insanları moral manevi değerler açısından daha duyarlı hale getirmişti. Bunu kendimce test etmek istiyordum.

Mimar Sinan’ın yaptığı Mihrimah Sultan Külliyesi’nin hamamında hizmet veren marketin ekmek ve simit satılan reyonuna yaklaşarak, yanımda para olmadığını, ücretini sonra vermek üzere bana iki ekmek verip veremeyeceklerini sordum. Tezgâhtar patronun yan tarafta olduğunu, ona söylememi istedi. Talebimi ilettim ama red cevabı alıp uzaklaştım. Anlaşılan korona henüz bazı yüreklere dokunamamıştı.

Korona geçecekti belki ama iyilik, merhamet, şefkat, yardımseverlik, komşuyu düşünme, ihtiyacı olanın destek olma hasletleri büyük şehirlerde sadece para kazanmaya odaklananlarda geri gelebilecek miydi?

***

FETÖ, değil Türkiye’nin dünya tarihinin gördüğü en gizli, en sinsi, en tehlikeli virüs teşkilatıydı. 40 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri içine yerleştirdikleri piyonlar kendilerini gizlemiş, uyandırılacakları sabahı beklemişlerdi. Türkiye’de sadece orduyu değil, emniyet ve adalet teşkilatını, bürokrasiyi, basını ve siyasi partileri de dönüştürmeyi hedeflemişlerdi.

Hedeflerinde sadece AK Parti değil, tüm partiler vardı. Tehlikeyi ilk fark eden liderden başladılar. Muhsin Yazıcıoğlu’nu çok ince hesaplanmış bir suikast ile şehit ettiler. Ardından kumpas çarkı MHP ve CHP için dönmeye başladı. Devlet Bahçeli’yi deviremediler ama kurmaylarına komplo kurup partiyi parçaladılar. Deniz Baykal’ı diskalifiye edip CHP’ye kullanışlı bir genel başkan seçtirdiler.

Zaman gazetesinde görevli, kendilerine taparcasına inanmış muhabir ve foto muhabirlerini satın aldıkları ve kontrol etmeye başladıkları medya organlarının başına geçirdiler. Meselâ şimdi CHP milletvekili olan Tuncay Özkan, sahibi olduğu Kanaltürk’ü 25 milyon dolara FETÖ’cü Akın İpek’e satmıştı. Kendi ifadesi ile 20 milyon dolar da borcu vardı. Hürriyet’teki değişime Radikal’den başlamışlar, başına Eyüp Can’ı geçirmişlerdi. Can, 15 Temmuz’dan sonra yurt dışına kaçtı.

***

FETÖ’nün 15 Temmuz’dan önceki hedefi, Türkiye’yi Tayyip Erdoğan’sız bir AK Parti ile yönetmekti. Bir tek onu beceremediler. Zaman içinde AK Parti’nin yakasından düşenler, geçmişte bir yolunu bulup kendilerine bağladıkları isimlerdi. Yine rahat durmuyorlar. Yurt dışında kurdukları yayın organları ile Türkiye’ye ve İslami değerlere saldırmaya devam ediyorlar. Bunun Almanya’daki ismi Kronos isimli yayın organı. Acaba İsrail’e karşı Avrupa’da bu şekilde yayın yapan bir medya grubunu Mossad bir gün yaşatır mı?

Süleyman Soylu’nun, istifa ettiği gece tüm PKK’lı, FETÖ’cü yayın organlarında adeta bayram havası vardı. Tabii Türkiye’deki yandaşlarında da… Paçavralarını alıp, korona falan dinlemeden Avrupa’da sokaklara dökülmüşlerdi. Ancak iki saat içinde hevesleri kursaklarında kaldı…

***

Korona, tehlikeli bir virüs. Ancak çözümü ve tedavisi var. Prof. Dr. Ercüment Ovalı ilaç müjdesini verdi. Mevcut kurallara uyduğumuz takdirde de Mayıs sonu, Haziran başı gibi normale döneceğiz. Fakat 40 yıldır Türkiye’nin bünyesini kemiren PKK ve FETÖ virüsünü temizlemek bizi daha çok yoracak gibi…