Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2451.13
BIST 100
10171.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Temmuz 2015

Hayır, Damla Damal Göl Şer ise Çakıl Çakıl Dağ Olur

Hayır, damla damla göl olur. Göl nice hayır ve bereketleri barındırır. Nice çorak arazileri sular. Milyon balıklara yuva ve nice su ürünlerinin kaynağı olur. Canlı cansız birçok varlık ondan istifade eder. Hayrın zaten kendinden kaynaklı bir bereketi vardır. Bunu da hesaba kattığımız da hayrın nasıl katlanarak çoğalacağını daha iyi anlarız.

Buna mukabil şer de çakıl çakıl büyüyerek dağlar misali müşküller oluşturur. Tefrika; ayrılık gayrılık, bölünüp parçalanmalar, bu gün ümmeti en çok tehdit eden şerlerdendir.

Şöyle zihnimizi bir yoklayalım. Ümmet devrisaadetteki birlik ve beraberlik sayesinde birkaç on yıl içerisinde, İslam'ı kıtalar ötesine taşımış, neredeyse tüm dünyayı İslam'ın şefkat, merhamet ve adaletiyle tanıştırmıştır. Birlik beraberlik, kardeşlik ve ümmet bilincinden kaynaklı bu hayır, öylesine bereketlenmiş be büyümüştür ki, asırlarca içerden ve dışardan tüm fitne planlarına rağmen sonlandırılamamıştır.

Ümmet, tarihi boyunca birlik ve beraberlik hayrından ne kadar fayda görmüşse, ihtilaf, tefrika, ayrılık gayrılık şerrinden de o denli zarar görmüştür. Tarih boyu tefrika şerri zaman zaman ümmeti çok sarsmışsa da yıkamamıştır. Kısaca hatırlayalım; haricilik, Emevi Abbasi ihtilafları, kaderiye, cebriye, mutezile, Şiilik ihtilaflarıu2026 Tüm bu ihtilafların çoğu kere tefrikaya sebep olması... Tabi ihtilaf ve iftirak kaynaklı şerler ümmete ve dolayısıyla insanlığa çok şey kaybettirdi.

Son iki asır itibariyle ise Hilafetin ilgası sonrası doğan boşluk, çobansız kalan sürü misali, ümmeti darmadağın etti. Orada burada pıtrak gibi klikler, gruplar, cemiyet ve cemaatler bitti. Bunları kontrol edecek bir mekanizma olmaması, aralarındaki ihtilafları kısa zamanda iftirak'lara dönüştürdü. Tabi tüm bu dönemlerde ümmetin düşmanları da boş durmadılar. Bir taraftan ihtilafları körükleyerek bir ihtilafı bine katlama uğraşı verirken diğer taraftan var olan ihtilafları da iftiraka dönüştürmeye çalıştılar. Bunun neticesi ümmet içinden nice onulmaz tefrikalar oluşturdular.

İşte şu an yaşamakta olduğumuz kardeş kavgalarının temelinde bu şer vardır. Bu gün hem ölenin hem de öldürenin tekbir getirdiği tefrikanın en kesif halini yaşıyoruz. Hem de nice çarpıcı naslara rağmen. İşte iki örnek:

Ebu Bekre Nüfey' İbni Haris es-Sekafu00ee (ra)den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir". Bunun üzerine ben: Ya Resulallah! Öldürenin durumu belli, ama ölen niçin cehennemdedir? diye sordum. Resulullah (sav)"Çünkü o, arkadaşını öldürmek istiyordu" buyurdu. (Buhari, Müslim vd.)"Kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedu00ee kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."(Nisa, 4/93)

Afganistan komünist Rusya tarafında işgal edildiği zaman, oradaki Müslüman gruplar, aralarındaki ihtilafları bir yana bırakarak, kendi aralarında ittifaklar oluşturarak beraberce cihad meydanlarında saf oldular. Aralarında ittifak devam ettikçe başarılı oldular ve sonunda zafer elde etmekle kalmadı, dünyanın ikinci süper gücünü tarihe gömdüler.

Ne zaman ki zaferi kazanıp ülkelerini düşman işgalinden kurtardılar, aralarındaki birlik ve beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma hayrını devam ettiremediler. Halbuki hayır damla büyüyecek, bereketlenecek, belki de ümmetin tamamının da kurtuluşuna vesile olacaktır. Ama onlar, eski ihtilaflarına geri döndüler. İhtilaflar çakıl çakıl büyüdü ve dağlar misali üzerlerine yıkılıverdi. İhtilaflara iftiraka evrildiu2026 Tefrikalar da kardeş kavgalarınau2026 O gün bu gündür, Afgan illeri ölüm tarlaları olmaya devam etmektedir. Kaç milyon kişi şehit olduu2026 Kaç milyon kişi yerinden yurdundan olduu2026 Kaç milyon kişi; bacaksız, kolsuz, gözsüz kalıp sakat kaldıu2026 Kaç milyon yetim, öksüz, dul var. Hesabı belli değil.

Suriye ve Irakta tersine bir durum var. Afganistan işgali ihtilaf halindeki grupları, cemaatleri bir araya getirmişti. Buradaysa düşmana karşı savaşan ve aslında aynı düşüncede olan en büyük grup bölünüp birbiriyle savaşmaya başladı. Nusra cephesi ve Deaş aslında ikisi de el-Kaiden idiler. Özellikle Deaş, ihtilaf ve iftirakta öylesine ısrar etti ki, daha dün beraber olduğu dava kardeşlerine kıymakla kalmadı, diğer tüm Beşşar ve Maliki'ye muhalif gruplara da savaş açtı. Orada burada değişik Müslüman gruplara çok ağır darbeler vurdu.

Tabi bu böyle gitmez. İttifak, birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma ne kadar hayır ve bereket, izzet ve güç kaynağıysa, tefrika, ayrılık ve düşmanlık da tam tersine şer ve kötülüğün kaynağı olup, zillet ve güç kaynağının sebebidir. Şimdi gelin hep beraber biz bu iki kefenin hangisinde yer alıyoruz. Birliğe ve beraberliğe dolayısıyla hayır ve iyiliğe mi hizmet ediyoruzu2026 Tefrika, ayrılık ve dolayısıyla şerre mi hizmet ediyoruz.