Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Eylül 2021

Hayvanlar gibi yaşamamak için...

Şu geçici dünyada insanın cahillik ve zalimlik özelliğine gem vuran bir inanç esası olan ahirete iman olmasaydı sanırım hayvanlar gibi yaşardık... Nefsi arzularımızı ahirete iman frenler... Ahirete iman ettiğin kadar insanca/Müslümanca yaşarsın...

Bir de ahirete iman etmeme durumu vardır... Gücün oranında insanları ezmek, insanları beşeri kanunlarla köle haline getirmek, zulmetmek, keyfi kurallar koymak gibi amellere imza atılır.

Nasıl olsa kendisini yargılayacak bir mahkeme yoktur! Bu sebepten değil midir maddi olarak güçlü olan devletler yaptığı hatalardan dolayı özür dilemiyorlar!

Ahirete iman etmeyenler doğal olarak ölmek istemezler. Bu dünyanın bütün lezzetini tatmak isterler... Ve kendilerince de eğlenceli bir hayatlarının olduğunu düşünürler. Oysaki bu eğlenceli gibi görünen hayatın içi boştur. Sadece kendilerine süslü gösterilmiştir:

“Ahirete iman etmeyenlerin, amellerini süsleyip kendilerine güzel gösterdik. Artık onlar bocalar dururlar.”[1]

Kendilerine süslü gösteren Allah, süslü gören kendileridir... Bu başlı başına Allah’ın kalplere, gözlere, duygulara hâkim olduğunu gösterir... Yani dünyanın neresinde ahirete iman etmeyen bir insan görürseniz biliniz ki ona bazı amelleri süslü gösterilmiştir...

Bu onlar için hidayetle aralarında kalın bir duvar demektir... Çünkü ahiret iman etmeyenler kendilerince hallerinden memnundurlar...

Bir insanın ahirete iman etmemesi demek:

- Peygambere güvenmemesi demektir.

- Kur’an’a güvenmemesi demektir!

- Allah’ın gücüne güvenmemesi demektir.

- Allah ve resulüne yalancı diyor demektir.

- Hevasını ilah edinmiş demektir.

- Allah’ın kalpler üzerindeki hâkimiyetini inkâr ediyor demektir.

İblis bile ahirete iman ediyordu:

“ Tekrar diriltileceği güne kadar bana mühlet ver.”[2]

Bir insanın ahirete iman etmemesi büyük bir cürüm. Büyük cürüm olduğunu nasıl mı anlayacağız? Hemen söyleyeyim:

“İşte azabın şiddetlisi bunlar içindir. Ahirette de en çok azaba uğra­yanlar bunlardır.”

Bir Lokma İle Cennet

Hangi amelinle cennete gireceğini ya da hangi amelinle cennette derece alacağını bilemezsin... Senin için basitmiş gibi görünen bir amel Allah katında Uhud dağı kadar büyüklükte olabilir.

Allah katında küçük amel yoktur. Büyük amel ve daha büyük ameller vardır... Bu amelleri niyet büyütür... Amellerin tek besin kaynağı sağlam bir niyet ve sünnete uygunluktur... Bu ikisi yan yana geldiğinde eşinizin ağzına lokma bir koysanız o amel sevaba dönüşür...

Ama bunun için niyet etmelisiniz. Sevap kazanma niyeti... Allahın rızasını kazanma niyeti... Bazı rutin ameller bile güzel bir niyetle sevaba dönüşebilir:

Sa`d İbni Ebu Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitaben şöyle buyurmuştu:

“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.”

(Buhârî, Müslim)

“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara...” Yani harcama yapmadan önce niyetini ve amelinin sünnete uygunluğuna dikkat et:

- Kazancın helal mi?

- Harcaman helal mi?

- Kazanç ve harcama sünnete uygun mu?

- Hangi niyetle harcama yapılacak?

***

“... Hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.”

Yeter ki amel öncesi niyetin Allah’ın rızasını kazanmak olsun... Sadece Allah’ın rızası... Başkaların rızası için değil... Normal bir amelin ibadete dönüşmesi ancak ve ancak halis bir niyetle olur... Bu hadisimiz bizlere sadece niyet dersi vermiyor. Yarın/ahirette sorulacak olan sorulara da hazırlık yapmamızı nasihat ediyor:

- Nereden kazandın?

- Nerelere harcadın?

***

Bu hadisimiz eşler arası muhabbetin oluşması için adres de gösteriyor:

“...yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara...”

Rabbimiz her amel öncesi niyetimizi düzeltsin ve bizlere salih amelleri kolaylaştırsın. Amin...



[1] Neml,4

[2] A’raf,14