Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2399.62
BIST 100
10377.48
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Mart 2021

HDP kapatılacak mı?

Bugünlerde “HDP kapatılacak mı?” sorusu siyasetin gündeminde...

HDP’yi bir PKK partisi olarak gören büyük bir çoğunluk HDP’nin kapatılmasına destek veriyor.

Buna rağmen Altan Tan ve Ayhan Bilgen gibi kökü İslami hareketlere dayananların bir dönem HDP’de yer alması HDP’nin dokusunu farklılaştırmıştı.

Bu kişilerin partide barınamaması HDP üst yönetiminin ve aklının PKK merkezli bakışından kaynaklı...

Silahlı veya silahsız tüm siyasi hareketler sokakta başlar.

Alan bulamayan siyasetin sokakta devam etmesi siyaset teorilerine uygun bir yaklaşımdır.

Siyaseten kendilerini ifade edecek bir zemin bulamadıkları için Taksim’de ve İstiklâl Caddesi’nde sıklıkla aşırı sol grupların küçük kümeli eylemlerine rastlıyoruz.

AK Parti’nin parti kapatılmasını “antidemokratik” bir girişim olarak görmesinden bu yana sokak siyasetinden Meclis siyasetine geçen HDP’de bu geçiş tam sağlanamadı.

Gara operasyonu sonrasında yapılan açıklamalarda HDP’li bir milletvekilinin Gara’ya gitmesi ve Pervin Buldan’ın “biraz misafir edecekler” söyleminin ortaya çıkması HDP’nin PKK ile yürüttüğü organik ilişkinin tekrar ifşası oldu.

HDP’nin siyasi jargonunun dönüşmemesinin bir sebebi de HDP’nin bir “birliktelikler partisi” olarak kendisini kamufle etmesi...

Bunun sebebi de darbe dönemlerinden kalma yüzde 10 seçim barajı uygulaması tabii ki...

HDP içerisinden PKK yanlısı kişiler olduğu gibi, Kürtçü dindar ve Kürt Milliyetçisi barışçıl siyaset yanlısı insanlar da var.

Demokratik değerlere sarıldığı iddiasıyla parti içinden oluşturduğu kadın-erkek dağılımı ve farklı cinsel yönelimlere siyaset yapma fırsatı vermesi HDP’yi hem demokratik gösteriyor hem de her düşüncenin çatısı altında yer alabileceği mesajını veriyor.

Ülkede yaşayan dindar Kürtler için bu durumun böyle olmadığını çok iyi biliyoruz.

HDP’ye oy verme refleksinde, doğu vilayetlerinde güç dengeleri; İstanbul başta olmak üzere batı vilayetlerinde ise demokratik yüzünü gösterme eylemi önemli bir propaganda yöntemi olarak kullanılıyor.

Selahattin Demirtaş gibi isimler üzerinden yürütülen “Kürt olduğu için bunları yaşıyor” propagandası toplumu kutuplaştırırken blok siyasetini kolaylaştıran bir durum ortaya çıkıyor.

Tüm bunlara rağmen HDP’nin aldığı yüzde 10 dolayındaki oy oranının HDP’ye siyaseten meşruiyet kazandırdığını savunanların kısmen haklılığı var.

Kürt seçmenin HDP dışında kendisini ifade edeceği partiler olmalı.

HDP’nin gerçekten kimi temsil ettiğinin anlaşılmasının tek yolu seçim barajının ya kaldırılmasından ya da benim önerim olan 0,5 oranına düşürülmesinden geçiyor.

Aksi takdirde HDP-PKK eksenli söylemler üzerinden kurgulanan terör-siyaset ilişkisi ülkeyi yıpratmaya devam edecek ve Kürt kökenli Türkiye vatandaşlarının da aklı karışacaktır.

ABD’nin bölgedeki çıkarları için taşeron olarak kullandığı PKK’nın varlığını güçlendirdiği gerçeği ülkemizin batısındaki Kürt gençler tarafından tam anlaşılamamakta ve Nelson Mandela tarzı bir mücadele yürütüldüğü algısı ile kafalar bulandırılmaktadır.

Sahada yaptığım analizlere göre en az yüzde 5 oy oranını yakalayacak bir İslami Kürt partisi kurulabilir.

Kürt Milliyetçiliğini savunanların oranı ise yüzde 2 dolayında yer alacaktır.

Kalan yüzde 3’ten, aşağı yukarı yüzde 1-1,5 oranındaki aşırı sol grupları çıkardığınızda yüzde 1,5-2 oranındaki esas zehir kendisini gösterecektir.

Türk siyasetini zorlayan ve yurtdışında iç politika konusunda bir zafiyet olarak önümüze çıkan bu durumu aşmanın en kolay yolu seçim barajını düşürmekten geçiyor.

Aksi takdirde HDP’nin kapatılması uzun vadede pratik bir amaca hizmet etmeyeceği gibi ara seçimin gelmesine neden olacak tehlikeli siyasi bir yolun da başlangıcı olabilir.

HDP’nin fazla zorlanması CHP’ye daha önce konuştuğu sine-i millet siyasetini hatırlatabilir.

CHP üst yönetimi HDP’yi kurtarmak amacıyla çıkacağı bu yolu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi karşıtlığına atfetmesi ise ulusal ve uluslararası bir krizin tetiğini çekebilir.

Türk dış politikasından rahatsızlık duyan birçok devletin büyük keyif duyacağı bu senaryo artık raflarda değil.

Reformlara başlanan bu süreçte seçim barajı konusunda büyük bir adımın atılacağı en kısa sürede ilan edilmelidir.