Dolar (USD)
32.22
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2457.62
BIST 100
10328.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Nisan 2012

Her diriliş kutlu bir doğum sancısıdır

SON 30 yılın en görkemli beyaz gelinliği kapladığı bütün doğanın üzerinden sıyrılıyor. Toprağın altına dürülüyor. Yerini bir kez daha bahara devrediyor.

"Gizli bir el" yine kainat sahnesini süslüyor; papatyaların, erguvanların, eriklerin tomurcuklarını patlatıyor. Hava, su ve toprak, cemre kokuyor. Nisan yağmurları çiseliyor her şeyin üzerine. Cilalıyor, ölüm uykusundan henüz uyanmışları.

Mavi göğün yerini karanlık bulutlar, parlayan ve ısıtan güneşin yerini ağlayan yağmurlar alıyor. Mutluluk ve hüzün durmaksızın yer değiştiriyor. Bir melallik üfleniyor hazırlıksız ruhlara. Sancısı fasıla fasıla, fakat doğum sancısı değil; hançer gibi saplanıyor. Dildarı lal, lalı teslimiyete mihmandar kılıyor.

Festival başlıyor; tezgahlar şenleniyoru2026 Cemreler düşüyor, soğuklar kırılıyor, fırtınalar duruluyor, sular vadilere akıyor, kırlangıç ve telli turnalar kanat çırpıyor, güneş tepeden bakıyor, nevruz ateşleri yanıyor, böcekler emekliyor, ağaçlar dal sürüyor, çiçekler açıyor derken 7 Nisan'da Kırlangıç Fırtınası da geride kalıyor.

Anadan üryan nebatat, "kün" emrini duyunca yavaş yavaş giyiniyor davetkar elbisesini. Sarkıtıyor dallarını adem nesli koklasın, doysun ve olsun diye.

Tabiat canlanıyor, insanlık ölüyor hoyratlık ikliminde. Kaprisler, sürprizler, kaoslar ve çelişkiler mucizeleri perdeliyor. Teslimiyet sitarını giyinenler müstesna.

Bunlar da kainatın sahibinin düzeni. O, öyle arzulamış; düzeni ve düzensizliği bir arada yaratmış. Aya, güneşe, semaya ve nebatata değişmez emirleriyle hükmederken, insanı üstün kılmak için bir fırsat vermiş. Ruhuna bir cüzi irade, önüne doğru ve eğrilerle dolu bir sermaye koymuş. "Size bağışladıklarımla beni şaşırtın, kudretimi kanıtlayınu2026" demiş.

Adem'in çocukları, "kalu00fb bela"dan beri iyilikleriyle de, kötülükleriyle de "yoktan var eden"i şaşırtıyor!.. Yaradanın, en büyük hediyesi "eksiklik fıtratı"nı musibetten nimete çevirenlerle, ihtiraslarının kölesi olup "Rablerine ortak koşanlar"ın yarışı devam ediyor.

365 gün insanlar borçlanıyor kainata, fakat kainat alacaklı değil. Çünkü siliniyor bütün borçlar, her bahar yeniden geldiğinde. Cömertlik toprağın altını-üstüne getiriyor, suya, havaya ve her zerreye siniyor. Mükemmele koşanlar arınsın, bahar gibi ölümden uyansın diye.

Her sabah önce baharı müjdeleyen tan yeri ağarıyor ve arkasından binbir çeşit tondaki yemyeşil mucizeler denizi yarılıyor. Gelinliğini giymiş tomurcuklar, sevgilinin üzerine çiselediği gözyaşlarını duvağını açarken farkediyor. Ve sessizce; "kavuştuk" diyor. Sonra; çocuk kokulu rayihalarını esen bad-ı saba rüzgarlarına bırakıyor. Kainat şenleniyor.

Papatyalar boy veriyor uçsuz bucaksız meralarda. Karların beyazlatamadığı kirli şehirlerde, asmalar duvarlara tırmanıyor. Eflatunlu erguvanlar, "kan kırmızısı" yediverenler, pencere önlerini süsleyen mor yapraklı fesleğenler mutluluk iksiri saçıyor. Toprağın betondan kaçabilen yerleri çimen kokuyor. Bu00fbselerle semaya postalanan uçurtmalar, buraklar gibi şaha kalkıyor.

Kırlangıçlar, telli turnalar ağızlarındaki "gül senfonisi"ni sonsuzluğa esen poyraza bırakıyor. Okyanuslara düşüyor dürdane, kıtalara düşüyor "gül" oluyor. Kainat bir kez daha yeniden doğuyor. Yüreğimiz, yüzümüz, gözümüz bahar oluyor.

Bahar, ateşe odun taşıyanların tafrasına inat, bizlere "aşk makamı"nda dirilişi anlatıyor. Cümleler, daha önce hiç yanyana gelmemiş mucizeleri resmediyor. Sonsuzluğa dair haberler veriyor.