Dolar (USD)
32.20
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2500.40
BIST 100
10626.94
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Her kese her zaman BARIŞ

Hükümetin ama özellikle sayın cumhurbaşkanının, "ben barışı değil elimi, gövdemi koydum" diyerek bu denli barış süreci üzerinde durması, takdire şayandır. Bölgeden ve bölgeyi iyi bilen birisi olarak, bu sürecin ne kadar elzem ve acil olduğunu çok iyi biliyorum. İnsanlar özellikle anneler, barışın tam manasıyla gerçekleşeceği günü iple çekmektedirler. Dolayısıyla bu konuda kim ne yapabiliyorsa asla gecikmeden yapmalıdır.

Barışa ancak bu ülkenin, bölgenin, ümmetin ama özellikle de Kürt halkının iyiliğini istemeyenler karşı çıkar. Evet, kim barışı sabote etmeye çalışırsa, başta Kürt halkı olmak üzere vatana hatta ümmete ihanet etmiş olur. Neredeyse kırk yıldır devam eden bu savaştan kim zarar gördü? Tüm vatan evlatları ama özellikle Kürt halkı değil mi?

Bu arada şu da unutulmamalıdır ki, kürdü, türkü, arabıyla tüm halk, barış istiyormuş gibi görünüp de barışın kuyusunu kazanları da kayda geçmekte ve unutmamaktadır. Başta Kürt halkı olmak üzere, tüm halklara zarar ve ziyanlar vererek, işyerlerini yakıp yağmalayarak, insanların canlarına, mallarına kast ederek barış olmaz. Kimse kimseyi kandırdığını zannetmesin. Er ya da geç halklar bunun hesabını sorarlar. Özellikle özgür bir ortamda önüne sandık konduğu zamanu2026

Şu halde zaman ayak sürüme zamanı değil. Barış, kardeşlik, birlik, beraberlik, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşçe paylaşma zamanıdır. Siyasetçisiyle, aydınıyla, gazetecisiyle, medyasıyla, bürokratıyla, akademisyeniyle, STK sıyla, kanaat önderiyle, köylüsüyle, şehirlisiyle kime ne düşüyorsa, hepimizin üzerimize düşeni yapmamız gerekir. Aksi takdirde hepimiz mesul oluruz. Bu vebal sadece hükümetin veya belli bir kesimin olmazu2026

Önemli bir mesafe kastedilen barış sürecinden geriye dönüşü hiçbir vatan evladı, düşünmek dahi istemez. Başarıyla sonuca ulaşması, her kesin ve her kesimin dünya ahiret faydasına olan, aksi ise dünya ahiret zararına olan barış sürecini kim istemez?

Şu da var ki, hükümet bazı eksiklerin sonradan farkına varmaktadır. Barış yelpazesi, ta baştan olabildiğince geniş tutulmalıydı. Kürt halkının temsilcisi olarak da sadece kandil ve İmralı muhatap alınamaz. Hele hele hamuru iman ve İslam'la yoğrulmuş bir halın temsilcisi sadece seküler bir örgüt veya parti olamaz. Dolaysıyla HDP vb. partilerin kendilerini tüm Kürt halkının yegane temsilcisi görmesi de hatadır. İktidarın bunu kabul etmesi de hatadır. Başta ben ve benim gibi düşünen milyonlarca insan bunu kabul etmiyoruz. Akil adamlar girişimi elbette olumlu ama yeterli değildi. Yelpaze çok daha geniş tutulmalıydı.

Başta şunu bilelim ki, Halkların çimentosu, ancak ve ancak iman ve İslam'dır. Irkçılık vb. tüm virüslerin panzehri imandır, İslam'dır. Bu milletin hamuru da iman ve İslam'la yoğrulmuştur. Hele kavga ve savaş gibi sorunların yegane ilacı, MANASI BARIŞ olan SİLM kökünden gelen İslam'dır. Barış, kardeşlik, birlik beraberlik konusunda, İslam'ın yanında Diğer beşeri ideolojilerin bahsi dahi olamaz.

Şu halde bu barış sürecinde lokomotif, motor güç ve en büyük saik ve tutanak İslam olmalıdır. Dolayısıyla bu süreçte, medreseler, alimler, ilahiyat fakülteleri, bu fakültelerin hocaları, kanaat önderleri, STK lar en önde olmalıydılar ve öne çıkarılmalıydılar. Bu konuda duyarlı olan kimi ulema ve kanaat önderleri kendi imkanlarıyla ses vermeye çalıştılar. Ancak bu yeterli değildi. İktidarın özellikle bu saydığımız kesimlerin seslerini duyurmaları için gerekli girişimleri yapması gerekir. Zararın neresinden dönülürse kardır.

Bu konuda muhatap alınmak için ille parti, TV, radyo, gazete sahibi olmak gerekmez. Bölgede nice sessiz kahramanlar var. Cemaat olaraku2026 STK olaraku2026 Kanaat önderi olaraku2026 Ulema ve meşaih olarak...

Yelpazeyi genişletelim derken yine belli bir çevreyi, fikri temsil eden ve belki de bölge insanıyla kan uyuşmazlığı olan bir parti ve birkaç STK yı muhatap alırsanız aynı hataya düşmüş olursunuz. Daha açık ifadeyle Şia'ya meyli olan çevreler, neredeyse tamamı Sünni olan Kürt hakkını temsil edemezler. Şia'nın kalesi olan İran'ın bu sürece olumlu baktığındansa kimse bahsedemez.

Şu halde barış süreci daha geniş kitlelere yayılmalıdır. Ama tüm Türkiye halklarının temel inancı olan İslam temeline oturtularaku2026 Akil adamların yanı sıra, bahsettiğimiz şahsiyetlerle periyodik toplantılar başlatılmalı ve sonuna kadar da devam etmelidir. Bu işle ilgili bir koordinasyon merkezi kurulmuşta bildiğim kadarıyla. Bu merkez şimdi çok daha aktif çalışmalıdır. Selam, barış ve duau2026